30. yılında Hocalı Katliamı

Azadlık Meydanı'nda başlayan, devlet erkanının yanı sıra yüzlerce kişinin katıldığı yürüyüşte, katliam kurbanlarının fotoğraflarının bulunduğu pankartlar taşındı. Ana Feryadı Anıtı'nda sona eren yürüyüşün ardından düzenlenen törende Cumhurbaşkanı Aliyev, anıta çelenk bıraktı.

Hocalı Katliamı'nın kurbanları Bakü'de anılıyor

Giriş Tarihi: 26.02.2022  12:33Güncelleme Tarihi: 26.02.2022  12:34

Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de Hocalı Katliamı'nın 30. yılı dolayısıyla Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve devlet erkanının da katılımıyla yürüyüş ve tören düzenlendi.


Azadlık Meydanı'nda başlayan, devlet erkanının yanı sıra yüzlerce kişinin katıldığı yürüyüşte, katliam kurbanlarının fotoğraflarının bulunduğu pankartlar taşındı. Ana Feryadı Anıtı'nda sona eren yürüyüşün ardından düzenlenen törende Cumhurbaşkanı Aliyev, anıta çelenk bıraktı.

Törenin ardından anıt halkın ziyaretine açıldı. Azerbaycan bayrakları ve posterlerle anıta gelenler, buraya karanfil bıraktı. Katliamdan kurtulmayı başaran Hocalılılar ve hayatını kaybedenlerin yakınları da anıtı ziyaret etti.

Şehit yakınları ve vatandaşlardan bazıları dualar ederken, bazıları da 30 yıl önce yaşanan acı olayı tekrar hatırlayarak gözyaşlarını tutamadı.

"Türkiye Azerbaycan'ın yanında olmaya devam edecek"

Türkiye'nin Bakü Büyükelçisi Cahit Bağcı, büyükelçilik çalışanları ve Bakü'deki Türk kurum ve kuruluşlarının temsilcileri de Ana Feryadı Anıtı'nı ziyaret ederek Hocalı Katliamı'nın kurbanlarını andı.

Büyükelçi Bağcı, ziyaret sonrasında basın mensuplarına yaptığı açıklamada, Türkiye'nin, Hocalı için adalet talep etme davasında her zaman Azerbaycan'ın yanında olduğunu söyledi.

1. Karabağ Savaşı'nda kaybolan yaklaşık 4 bin Azerbaycanlının akıbetinin hala bilinmediğini hatırlatan Bağcı, "Azerbaycan'ın bu husustaki adalet arayışı da haklı bir davadır ve Türkiye bu davada Azerbaycan'ın yanında olmaya devam edecektir." dedi.

Hocalı'da neler oldu?

Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla Azerbaycan'a karşı toprak iddiasında bulunmaya başlayan ve saldırıya geçen Ermeniler, 1991'in son günlerinde ablukaya aldıkları, bölgenin tek havaalanına sahip ve stratejik önem taşıyan Hocalı'yı ele geçirmek için harekete geçti.

Aylar süren saldırılarını 25 Şubat 1992'de yoğunlaştıran Ermeniler, gece, Sovyet Rus ordusunun o zaman Hankendi'de bulunan 366. motorize alayının da yardımıyla üç koldan saldırdı.

Sadece işgalle yetinmeyen Ermeniler, sivilleri toplu şekilde katlederek esirlere acımasızsa işkence yaparak 20. yüzyılın en kanlı katliamlarından birine imza attı. O dönemde çekilen görüntüler ve fotoğraflar, katliamın büyüklüğünü ortaya koyuyor.

Daha önce 7 bin kişinin yaşadığı Hocalı'da savunmasız durumdaki 106'sı kadın, 70'i yaşlı, 63'ü çocuk 613 Azerbaycan vatandaşı hayatını kaybetti. Katliamdan 487 kişi ağır yaralı olarak kurtuldu, Ermeni güçleri 1275 kişiyi esir aldı, bunların 150'sinden hala haber alınamadı.

GÖRÜŞ - 30. yılında Hocalı Katliamı

Hocalı bir işgal bölgesi olarak hala Ermenistan sınırları içinde yer alıyor.

Prof. Dr. Haluk Selvi   |26.02.2022


 

    

 

❮❯

30 yıldır dinmeyen acı "Hocalı Katliamı"

Sakarya Üniversitesinden Prof. Dr. Haluk Selvi, 30. yılında Hocalı Katliamı'nı AA Analiz için yazdı.

***

Kafkasya'nın en stratejik bölgelerinden olan Karabağ, kadim Türk yurdu olarak bilinir. Karabağ'ın merkezini oluşturan Dağlık Karabağ bölgesinin kalbi Hocalı, geçen yüz yıl boyunca Sovyetler tarafından Orta Asya'dan ve Ermeniler tarafından Revan, Hankendi ve eski Türk yurtlarından sürülen Türklerin gelerek yerleştikleri ve 30 yıl önce nüfusu 7 binden fazla olan bir yerleşim yeriydi. Bölgenin en büyük şehirleri Şuşa, Hankendi, Laçin ve Askeran yolları üzerinde yer aldığı için stratejik konuma sahipti.

Avrupa'nın büyük devletleri 30 yıl boyunca toplanarak Karabağ krizini çözmek için kararlar aldı. Ermenistan'ın bölgede işgalci olduğunu ilan ettiler ancak bu kararlarını uygulayacak fiili bir adım da atmadı. Savaşa giden süreç

20. yüzyıl başında Azerbaycan Halk Cumhuriyeti'nin Sovyet Ordusu tarafından işgal edilmesinden sonra tüm ülke dahil Hocalı'da da Sovyet emperyalizminin egemenliği başladı. Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) döneminde Azerbaycan'a bağlı özerk bir bölge olan Dağlık Karabağ, 1991'de SSCB'nin dağılması sırasında uluslararası bir krizin konusu oldu. Rusya'nın Kafkasya politikası çerçevesinde Ermeni nüfusun yerleştirildiği Dağlık Karabağ, bu dönemden itibaren Ermenistan'ın gündemine girdi. Ermenistan'ın SSCB döneminde hukuken Azerbaycan'a ait bölgede hak iddia etmesi sonucu Karabağ Savaşı başladı.

1991'de başlayan Karabağ Savaşı, Azerbaycan ve Ermenistan arasında 1994'te ilan edilen ateşkes ile sona erdi. Ancak Azerbaycan topraklarının beşte birini işgal eden Ermenistan, bu topraklardan çekilmedi. Savaş süresince 20 bin kişi öldü, 50 bin kişi yaralandı, 1 milyon kişi de yurtlarından göç etmek durumunda kaldı. Birinci Karabağ Savaşı içindeki en önemli olay şüphesiz ki Ermeni militanlarının Hocalı'da gerçekleştirdiği vahşetti.

Hocalı katliamı

366. Rus Motorize Alayı'nın gözetiminde gerçekleştirilen katliamın yaşandığı tarihte Hocalı, Azerbaycan Silahlı Kuvvetlerinin koruması altında değildir, savunmasız bir durumdadır. Resmi rakamlara göre saldırıda 106'sı kadın, 63'ü çocuk, 70'i yaşlı olmak üzere toplam 613 kişi katledilmiş; 76'sı çocuk 487 kişi ağır yaralanmış, işkenceye maruz kalan bin 275 kişi esir alınmıştır. Esir alınanlardan 150 Türk halen kayıptır. Gayri resmi rakamlara göre ise katledilen insan sayısı bin 300, yaralı sayısı binin üzerindedir. Hocalı'da kasten bu vahşeti gerçekleştiren Ermeni milislerinin amacı diğer Türk yerleşimlerinde bir korku meydana getirmek ve onları göçe zorlamaktı. Hocalı Katliamı, Karabağ Savaşı'nın yaşandığı bölgelerde büyük yankı uyandırmış ve halk kısa sürede Karabağ ve çevresindeki yerleşim yerlerini boşaltmıştır.

20. yüzyıl başında Azerbaycan Halk Cumhuriyeti'nin Sovyet Ordusu tarafından işgal edilmesinden sonra tüm ülke dahil Hocalı'da da Sovyet emperyalizminin egemenliği başladı.

1992 yılı Şubat'ın 25'ini 26'sına bağlayan gece Ermeni militanlarının Hocalı'yı işgal etmesi ve sivilleri katletmesi dünyada birkaç sonra ancak duyulabildi. Kuşatma altındaki Hocalı'dan kaçarak bin bir zorlukla Ağdam'a ulaşan, perişan durumdaki insanlar başlarına gelen olayları anlatmışlardı. Saldırıyı ve kaçan nüfusun vahşice katledilmesi haberini alan medya organlarının yönetimi kendi muhabirlerini bölgeye gönderdi. Olayı aydınlatmak için Azerbaycan'a gelen gazeteciler arasında Türkiye, ABD, İngiltere, Rusya, Fransa ve diğer ülkelerin saygın yayın organlarının muhabirleri vardı. Muhabirler tek ulaşım imkanı olan helikopterle bölgeye gittiler. Hocalı'daki insanlık dramını doğrudan kendi gözleriyle gören muhabirler bunları ülkelerindeki medya kuruluşlarına ilettiler. Böylece Hocalı'da yaşananlara bütün dünya şahit oldu.

Katliam "soykırım" bağlamında değerlendirilmeli

Birleşmiş Milletlerin 1948 tarihli "Soykırım Suçunun Önlenmesine ve Cezalandırılmasına İlişkin Sözleşmesi"ne göre, 1992'de Hocalı'da Ermeniler tarafından Türklere yönelik yapılan katliam, soykırım bağlamında değerlendirilmelidir. Ayrıca saldırılar sırasında başvurulan yöntem ve muameleler bakımından Hocalı Katliamı, insanlığa karşı işlenen suçlar kapsamına da girmektedir. Kasten öldürme, kasten yaralama, işkence, eziyet veya köleleştirme, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, siyasi, felsefi, ırki veya dini saiklerle toplumun bir kesimine karşı bir plan doğrultusunda sistemli olarak propaganda içeren insanlığa karşı suç eylemlerinin tamamı Hocalı'da vuku bulmuştur. Hocalı Katliamı'nda, saldırı suçu ve barışa karşı suçlar açısından da uluslararası hukuk ilkeleri ihlal edilmiştir.

Birinci Karabağ Savaşı sonunda Karabağ bölgesi Ermenistan işgali altında kaldı, bir milyona yakın Türk, Azerbaycan'a kaçtı, binlerce masum sivil katledildi. Taraflar arasında 1994 Bişkek Protokolü ile çatışmalar sona erdi. Ermenistan'a bağlı kurulan Dağlık Karabağ Cumhuriyeti, Dağlık Karabağ bölgesinin çoğunu kontrol etmenin yanı sıra çevredeki Türk nüfuslu Ağdam, Cebrayıl, Füzuli, Kelbecer, Kubadlı, Laçın ve Zengilan'ı da işgal etmiş oldu.

Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) 1994'te Minsk Grubu tarafından uzun süre devam edecek olan uluslararası arabuluculuk girişimleri başlatıldı. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, 1993'te Dağlık Karabağ'ı çevreleyen topraklardan Ermeni işgal güçlerinin çekilmesi çağrısında bulunan 4 karar aldı ve 2008 yılında Genel Kurul, AGİT Minsk Grubu Ermeni işgal güçlerinin derhal geri çekilmesini isteyen bir kararı kabul etti. Ancak bu kararların uygulanmasına yanaşmayan Ermenistan Cumhuriyeti, uluslararası kararlara rağmen mülteci durumundaki Türklerin evlerine dönmelerine de müsaade etmedi.

İkinci Karabağ Savaşı

Avrupa'nın büyük devletleri 30 yıl boyunca toplanarak Karabağ krizini çözmek için kararlar aldı. Ermenistan'ın bölgede işgalci olduğunu ilan ettiler ancak bu kararlarını uygulayacak fiili bir adım da atmadı. 27 Eylül-10 Kasım 2020'de yaşanan İkinci Karabağ Savaşı, uluslararası barış örgütlerinin bölgede Türklerin yaşadıkları drama 30 yıl sessiz ve kayıtsız kalmalarının bir sonucu olarak doğmuştur. Türkiye Cumhuriyeti'nin desteklediği Azerbaycan'ın askeri ve diplomatik zaferiyle sonuçlanan savaşın ardından Karabağ'ın en büyük şehri Şuşa ele geçirildi. Peşinden Cebrayıl, Füzuli, Kelbecer, Ağdam ve Laçin işgalden kurtarıldı. Azerbaycan ve Ermenistan arasında 10 Kasım 2020'de barış antlaşması imzalandı ve bu antlaşma ile Nahçıvan ile Azerbaycan arasında Ermenistan üzerinden bir irtibat yolu kurulması konularında anlaşmaya varıldı. Bu durum Türkiye'nin Azerbaycan ile dolayısıyla Orta Asya ile bağlantısının kurulması anlamına geliyordu. Türkiye, anlaşmanın uygulanmasını gözetmek ve denetlemek üzere bölgede kurulacak ortak barış gücünde, Rusya ile birlikte yer alacaktı.

Azerbaycan ve Türkiye işgalden kurtarılmış bölgelerde yeniden imar çalışmaları başlattı ve yerinden edilmiş yüz binlerce mülteci evlerine dönmeye başladı. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da katıldığı bu yeniden imar çalışmaları çok hızlı ilerledi ve Fuzuli Havaalanı uluslararası uçuşa açıldı. Ermenistan ile Türkiye arasında geçen ay boyunca olumlu gelişmeler yaşandı ve iki ülke arasında var olan anlaşmazlıkları çözmek üzere toplantılar gerçekleştirildi. Türkiye ile Ermenistan arasında kapalı olan hava sahası uçuşlara açıldı.

Hocalı halen mahzun

Bütün bu olumlu gelişmeler bir noktada Hocalı'nın halen mahzun olma durumunu ortadan kaldırmıyor. İnsanlık vicdanının da katledildiği Hocalı Katliamı'nın sorumluları, yaptıklarının hesabını tüm uluslararası toplum önünde vermelidir. Hocalı bir işgal bölgesi olarak hala Ermenistan sınırları içinde yer alıyor. Katledilmiş masumların suçlularına dair henüz bir uluslararası mahkeme tarafından karar verilmiş değil. Esir alınan bin 275 kişiden 150'si halen kayıp. Tam tersine Ermeni lobisi, Türkiye-Azerbaycan-Ermenistan arasındaki barış ve dostluk görüşmelerini baltalamaya devam ediyor, bölgede gerçekçi bir siyaset izlemek isteyen Ermenistan Cumhuriyeti'ni tehditlerle masadan kalkmaya zorluyor. Her şeyden önce Ermeni komitelerinin bu olumsuz tutumlarının ortadan kalkması gerekiyor. Türkiye ve Azerbaycan Cumhuriyetleri, Ermenistan Cumhuriyeti ile her zamankinden daha fazla barışa ve bölgesel ortaklığa hazır olduklarını göstermişlerdir. Ermenistan'ın bu barış elini görerek makul hareket etmesi de her şeyden evvel kendi insanının refah ve mutluluğu için elzemdir.

[Prof. Dr. Haluk Selvi Sakarya Üniversitesi öğretim üyesidir.]

Iğdır'da Hocalı katliamının 30. yılında anma programı düzenlendi

Hocalı katliamının 30'uncu yılı nedeniyle Iğdır'da anma programı düzenlendi.

Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ bölgesindeki Hocalı kentinde 1992'de aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 613 kişinin katledilmesi anısına Iğdır Kültür Merkezinde, Azerbaycan Kars Başkonsolosluğu ile Iğdır Azerbaycan Dil Tarih ve Kültür Birliğini Yaşatma ve Destekleme Derneğince, Kültür Müdürlüğü tarafından anma programı düzenlendi. Hocalı Soykırımı'nı anma programı, saygı duruşu ve Türkiye ile Azerbaycan milli marşlarının okunması ile başladı. Programda, Azerbaycanlı sanatçı Şirzat Pirallah, okuduğu "Hocalı'ya İddiham" şiiriyle salondakilere duygusal anlar yaşattı.

Azerbaycan'ın Kars Başkonsolosu Nuru Guliyev, Ermenistan'ın Hocalı'da soykırım yaptığını belirterek, "Araştırmalara baktığımızda bu bölgede, Azerbaycan'da soykırım bizlere yapılmıştır. Iğdır'da, Kars'ta, Ağrı'da, Erzurum'da açılan toplu mezarlar bunların bariz göstergesidir. En son 1992'de, yani geçtiğimiz çok yakın bir tarihte modern dünyanın, dünyaya demokrasi dersi verenlerin gözü önünde Hocalı'da soykırım yapılmıştır. Azerbaycan'ın Karabağ bölgesi işgal edildi, Birleşmiş Milletler teşkilatının güvenlik konseyi yıllarca sessiz kaldı" dedi.

dır Azerbaycan Dil Tarih ve Kültür Birliğini Yaşatma Derneği Başkanı Ziya Zakir Acar, Uluslararası hukuk tanımına göre de Hocalıda yaşanılanların soykırım olduğunu söyleyerek, "1948 tarihli, Birleşmiş Milletler Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi'nin her maddesine göre Hocalı'da yaşananlar bir soykırımdır. Batılı ülkeler başta olmak üzere dünyanın görmezden geldiği bu olay, Türk dünyasında tam olarak bilinmemektedir. Türkler, dünya milletleri arasında tarihi en temiz olan ve tarihiyle en fazla onur duyması gereken millettir. Hocalı Katliamı insanlığa karşı işlenmiş büyük bir suçtur" dedi.

Etkinlik, Azerbaycan Milletvekili Eziz Elekberi, Dr. Cavit Mövsimli, Doç. Dr. Yaşar Kop, Doç. Dr. Arzu Abdulyev ve Arslantürk Akyıldız'ın sunumlarının ardından son buldu.

30. yılında Hocalı Katliamı ele alındı

Azerbaycan Büyükelçiliği ve Türkiye Azerbaycan Dostluk İş Birliği ve Dayanışma Vakfı Hocalı Katliamı’nın 30’uncu yılında etkinlik düzenledi. Hukukçular, akademisyenler ve siyasetçilerin katıldığı konferansta Hocalı Katliamı’nın “soykırım” olarak tanımlanması gerektiği vurgulandı. Konferansta Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuru yolları da ele alındı.

Buse Gençtürk

 

 

 

 İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuru yolları da ele alındı.

  -Hocalı Katliamı’nın 30’uncu yılı için bir araya geldiler. Katliamı hukuki olarak değerlendirdiler.

Azerbaycan Büyükelçiliği ve Türkiye Azerbaycan Dostluk İş Birliği ve Dayanışma Vakfı Hocalı Katliamı hakkında bir konferans düzenledi. Millet Kütüphanesi’nde düzenlenen etkinliğin açılış konuşmasını Azerbaycan’ın Ankara Büyükelçisi Reşad Mammadov ve Türkiye Azerbaycan Dostluk İş Birliği ve Dayanışma Vakfı Başkanı Prof. Dr. Aygün Attar yaptı.

Azerbaycan’ın Ankara Büyükelçisi Reşad Mammadov, ''Bütün bu fotoğraflar olsun dünya devletlerinin parlamentoları çoğu sessiz kaldılar. Hocalı soykırımını dünya gençlerinin önüne koymalıyız gençlerimize siyasetçilerimize anlatmalıyız.'' dedi.

Türkiye Azerbaycan Dostluk İş Birliği ve Dayanışma Vakfı Başkanı Prof. Dr. Aygün Attar, '' Hocalı Soykırımı’nın hukuki değerlendirilmesinin yapılmadığı gerçeğiyle bir araya geldik.'' dedi.

HUKUKÇULAR “SOYKIRIM” OLARAK TANIMLANMASI GEREKTİĞİNİ VURGULADI

Hukukçu, akademisyen ve siyasetçilerin yer aldığı konferansta Hocalı Katliamı’nın “Soykırım” olarak tanımlanması gerektiğinin altı çizildi. Yaşama hakkını elinden alma ve işkence suçlarından uluslararası mahkemelere başvuru yolları tartışıldı.

Nizami Seferov, ''613 kişi öldürülmüş. Neden BM özel bir mahkeme kurmadı bu bir çifte muamele değil midir? Azerbaycan uluslararası ceza mahkemesini kullanamıyor uluslararası bir mahkemedir.'' ifadelerini kullandı.

Zeynep Yıldız, ''Soykırımın birebir tanımını karşılayan bir durumla karşı karşıyayız. Uluslararası ceza mahkemesi Bosna’da işletildi.'' dedi.

Cahit Abdullahzade, ''44 günlük savaş sonrasında Karabağ’ı işgalden kurtardık sorun çözüldü mü bitmedi cephede kazandık ama asıl savaş hukuk savaşı bu suçu işleyenler var Azerbaycan’a verilen zararlar var yaptıkları yanına kar mı kalacak asıl mücadele şimdi başlıyor.'' dedi.

AİHM’E BAŞVURU YOLLARI TARTIŞILDI

Konferansta Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne devlet olarak veya bireysel olarak başvuru yapılabileceği belirtildi. “Soykırım” kararı veremeyen AİHM’in Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ihlal edilip edilmediği yönünde karar alabileceği belirtildi.

Emre Öktem, ''AİHM geçmişteki içtihatı takip ederse bu davayı kazanırız. AİHM’e dayanacağımız içtihatı soruşturma yükümlülüğü geriye doğru işliyor. Ermenistan, 2002’de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne taraf olmuştur.'' ifadelerini kullandı.

Hocalı Katliamı üzerinden 30 yıl geçti

Üzerinden 30 yıl geçmesine rağmen, Azerbaycan Türklerinin Hocalı’da uğradıkları soykırım unutulmadı. Karabağ Zaferi, şehitlerini anan Azerbaycan Türklerinin acılarına teselli oldu.

26 Şubat 1992 tarihi, dünya tarihinin karanlık sayfalarına adını yazdırdı…

25 Şubat’ı 26 Şubat’a bağlayan gece tüm dünya, Dağlık Karabağ bölgesindeki Hocalı kasabasında Azerbaycanlı Türklerin Ermenistan’a bağlı kuvvetler tarafından toplu bir şekilde katledilmesine şahitlik etti.

Üzerinden geçen 30 yıla rağmen, yaşanan acılar hafızlardaki tazeliğini hiç kaybetmedi…

SİVİLLER VE ASKERLER KURŞUNA DİZİLDİ

Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla Azerbaycan'a karşı toprak iddiasında bulunmaya başlayan ve saldırıya geçen Ermeniler, 1991'in son günlerinde ablukaya aldıkları, bölgenin tek havaalanına sahip ve stratejik önem taşıyan Hocalı'yı ele geçirmek için harekete geçti.

Ermeni birlikler, Sovyetler Birliği’nin Hankendi’de konuşlanmış dönemin 366. Motorize Piyade Alayı’nın desteğiyle Hocalı’yı kuşattı. Şehre giriş çıkışlar kapatıldı ve şehir dört bir yandan tankların ateşine maruz kaldı.

Savunmasız kalan şehre giren Ermenistan’a bağlı askeri birlikler, asker ya da sivil ayırt etmeksizin insanları kurşuna dizdi.

Hocalılar, kendilerini kurtarabilmek için şubat soğuğunda ormanları aşıp nehirlerin buzlu sularıdan geçti.

Komşu Ağdam iline varabilmek için yollara düşen Azerbaycan Türklerinden geriye ise acı hatıralar kaldı.

GÖZLERİ ÇIKARILDI, KULAKLARI KESİLDİ…

Çoğu Ermeni askerleri tarafından kuşatılarak topluca öldürülürken, bir kısmı rehin alınarak kayıplara karıştı.

Hocalı Katliamı üzerinden 30 yıl geçti GALERİ

Ermeni askerlerinin rehin alınanlara yaptıkları eziyet, hafızalara kazındı.

Sivillerin kulakları ve burunları kesildi, gözleri çıkarıldı, çocuklar annelerinin gözleri önünde öldürüldü, kadınlar ve yaşlılar zırhlı araçların arkasına bağlanıp sürüklendi, hamile kadınları süngülendi…

İŞKENCELER HAFTALARCA DEVAM ETTİ

İnsanlıktan eseri olmayan bu işkencelere, haftalarca devam etti. Rehin alınan 1.275 Azerbaycan Türkü günlerce işkence gördü…

Kimisi ise dayanamayıp hayatını kaybetmiş ya da canına kıydı…

Yapılan bu işkenceler, ‘soykırım’ olarak tarihin kanlı sayfalarında kendine yer buldu.

Unutulmayacak acı Hocalı Katliamı VİDEO ARŞİV

SOYKIRIMIN BİLANÇOSU

Hocalı katliamında 83 çocuk, 106 kadın ve 70'ten fazla yaşlı olmak üzere toplam 613 insan öldürüldü. Toplam 487 kişi ise ağır yaralandı. 1.275 kişinin ise rehin alındığı olayda 150 kişi ise kayboldu.

AZERBAYCAN, SAVAŞ SUÇLULARININ CEZALANDIRILMASINI İSTİYOR

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 22 Nisan 2010 tarihli kararında, Hocalı'da yaşananlar, savaş suçları veya insanlık aleyhine suçlarla eşdeğer eylemler olarak görülüyor.

Bugüne kadar 15 ülkenin parlamentosu ve ABD'nin 16 eyaletinin meclisi Hocalı'da yaşananları kınayan ve soykırım olarak gören kararları kabul etti. Hocalı'da yaşananları dünyaya duyurmaya devam eden Azerbaycan, uluslararası toplumdan suçluların cezalandırılmasını talep ediyor.

KARABAĞ ZAFERİ, YAŞANAN ACILARA MERHEM OLDU

Her yıl Hocalı'yı mağlup halk olarak anan Azerbaycanlılar, ordularının 2020 yılında kazandıkları Karabağ Zaferi ile artık şehitlerini mağrur ve galip bir halk olarak anıyor.

İnsanlık tarihine kara bir leke olarak yazılan bu katliam, hiçbir zaman unutulmayacak olsa da işgal altındaki toprakların kurtarılması, Azerbaycanlıların kalbine su serpip teselli oldu.

 

 

 

 

 

 

hocalı katliamısoykırımaihmAvrupa İnsan Hakları MahkemesikonferansEmre ÖktemNizami SeferovZeynep YıldızCahit AbdullahzadeAygün AttarAzerbaycanReşad MammadovTürkiye Azerbaycan Dostluk İş Birliği ve Dayanışma VakfıtürkiyeankaradünyaHocalı SoykırımıDevletavrupa