Cumhurbaşkanı Erdoğan Ankara'da eski vekillerle iftar buluşmasında konuştu
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Cumhur İttifakı diğerlerinden farklı olarak şahsımı ortak cumhurbaşkanı adayı olarak ilan etti. Diğer ittifaktaki her parti ise ayrı cumhurbaşkanı adayı çıkardılar. Böylece bu ittifakın ülkenin yönetimine talip olmak için değil, taktik bir amaçla kurulduğu ortaya çıkmış oldu." dedi. Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde eski milletvekilleri ile iftarda bir araya geldi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Ankara'da eski vekillerle iftar buluşmasında konuştu
Giriş Tarihi: 23.5.2018 21:22 Güncelleme Tarihi: 24.5.2018 10:35
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, eski milletvekilleri ile buluştuğu iftar programında konuştu. Son günlerde döviz kurunda yaşanan dalgalanmayla ilgili açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Kurda yaşanan kısmi dalgalanma kesinlikle Türkiye'nin ekonomik gerçekleriyle uyumlu değildir.' dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Cumhur İttifakı diğerlerinden farklı olarak şahsımı ortak cumhurbaşkanı adayı olarak ilan etti. Diğer ittifaktaki her parti ise ayrı cumhurbaşkanı adayı çıkardılar. Böylece bu ittifakın ülkenin yönetimine talip olmak için değil, taktik bir amaçla kurulduğu ortaya çıkmış oldu." dedi.
Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde eski milletvekilleri ile iftarda bir araya geldi.
Konuşmasına yarın milletvekili adaylarının tanıtım toplantısını yapacaklarını ve seçim beyannamesini ilan edeceklerini hatırlatarak başlayan Erdoğan, "Her zaman söylediğim gibi AK Parti'deki her görev gibi milletvekilliği de bir bayrak yarışıdır. Kimi bir dönem, kimi birkaç dönem hizmet eden arkadaşlarımız yerlerini yeni isimlere bırakıyorlar." ifadesini kullandı.
Erdoğan, ara vermiş olanlardan yeniden göreve davet ettikleri kişilerin de bulunduğuna dikkati çekerek, "Mesela, 24 Haziran listesinde daha önceki milletvekillerimizden çok sayıda isim yeniden görev üstlendiler. Aynı şekilde eski milletvekillerimizden bürokraside, sivil toplum faaliyetlerinde hatta diplomaside faydalandığımız isimler var. Dolayısıyla amaç hizmet etmekse bunun çok farklı yolları var." diye konuştu.
Doğrudan milletin iradesiyle gelinen Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin yerinin ayrı olduğunu vurgulayan Erdoğan, AK Parti'yi kurdukları günden beri hep milli iradenin ve onun tecelligahı olan Meclisin önemine ve üstünlüğüne işaret ettiklerini belirtti.
Erdoğan, bunun için AK Parti'yi milletin kurduğunu, bugüne kadar verdikleri tüm mücadeleleri de millet için ve milletle yürüttüklerini söylediklerini aktararak, "Sizlerin, Mecliste AK Parti safında verdiğiniz mücadeleyi de işte bu çerçevede değerlendiriyor ve bir kez daha teşekkür ediyorum." dedi.
"24 HAZİRAN SEÇİMLERİ HERHANGİ BİR SEÇİM DEĞİLDİR"
Her seçimin önemli olduğuna ama 24 Haziran seçimlerinin ise Türkiye için çok daha farklı bir öneme sahip olduğuna dikkati çeken Erdoğan, 2014 yılının Ağustos ayında ilk defa cumhurbaşkanının doğrudan milletin oylarıyla belirlendiğini hatırlattı.
Erdoğan, 7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerinin eski sistemin artık iyice tökezlemeye başladığının işaretleri olduğunu belirterek, şunları söyledi:
"Ardından 15 Temmuz darbe girişimi hadisesini yaşadık. 15 Temmuz'dan sonra bu ülkede artık hiçbir şeyin eskisi gibi devam edemeyeceği bir kez daha ortaya çıktı. Milliyetçi Hareket Partisi'nin desteğiyle ülkemizde yönetim sistemini kökten değiştirmeye yönelik bir anayasa değişikliği yaptık ve bunu milletimizin takdirine sunduk.
16 Nisan'da milletimiz tarafından kabul ve tasdik edilen bu anayasa değişikliğiyle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçme kararı aldık. Anayasa değişikliğine göre, seçimlerin 2019 Kasım'ında yapılması gerekiyordu, sizlerin de yakından takip ettiği sürecin sonunda 24 Haziran'da erken seçime gitme kararı aldık. Bu seçimle yeni yönetim sistemimiz de devreye girmiş olacak. Dolayısıyla 24 Haziran seçimleri herhangi bir seçim değildir."
Erdoğan, cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerinin aynı gün yapılacağını belirterek, bu seçimlerde ilk defa partilerin kendi aralarında ittifaklar kurarak, milletin karşısına çıkacaklarını anlattı.
AK Parti'nin, MHP ve BBP'nin de desteklediği Cumhur İttifakı ile seçime gittiğinin altını çizen Erdoğan, "Buna karşılık ana muhalefet partisinin öncülüğünde ayrı bir ittifak kuruldu. Ayrıca herhangi bir ittifaka dahil olmadan seçime giden partiler de mevcut. Cumhur İttifakı, diğerlerinden farklı olarak şahsımı 'ortak cumhurbaşkanı' adayı olarak ilan etti. Diğer ittifaktaki her parti ise ayrı cumhurbaşkanı adayı çıkardılar. Böylece bu ittifakın, ülkenin yönetiminde talip olmak için değil, taktik bir amaçla kurulduğu ortaya çıkmış oldu." değerlendirmesinde bulundu.
"TAMAMEN HASBİ BİR ŞEKİLDE ÇIKIYORUZ"
"Biz, her zaman olduğu gibi yine riyasız, hesapsız, kitapsız tamamen hasbi bir şekilde çıkıyoruz." diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Muhalefet partileri kendi içlerinde ve kendi aralarında o kadar çok alavere dalavereye girmiş durumdalar ki biz takip etmekte dahi zorlanıyoruz. Bir bakıyorsunuz milletvekilleri gidiyor geliyor, bir bakıyorsunuz başka adayların imza barajını aşabilmesi için teşkilatlar seferber oluyor, bir bakıyorsunuz listelerde olmadık isimlere yer veriliyor. Açıkçası bizim öyle alengirli işlere aklımız ermez.
Bizim siyasetimiz, samimiyet siyasetidir, bunun için cumhurbaşkanı adaylığımızı vakitlice ilan ettik. İttifak içinde olduğumuz partilerle hangi şartlarda bir araya geldiğimizi milletimizle paylaştık. Önceki gün milletvekili aday listemizi de Yüksek Seçim Kuruluna teslim ettik. Bütün bunların ardından da 'Vakit Türkiye vaktidir; vakit birlik vaktidir' deyip, irade, erdem, cesaretle Türkiye'yi şahlandırmak için yola çıktık."
Cumartesi günü Erzurum ile mitinglere başladıklarını açıklayan Erdoğan, "Her gün bir veya iki ilde mitingimizi yapacak, ayrıca iftar programları ve televizyon programlarıyla seçimlere kadar durmadan çalışacağız." dedi.
Erdoğan, aday listelerinin eksiği veya fazlasının olabileceğine de değinerek, "Ama şundan herkes emin olsun ki, milletimizin huzuruna mümkün olan en ideal kadroyla çıkmak için samimi bir gayret ortaya koyduk. Listeler açıklanana kadar elbette tatlı bir rekabet, yarış olmuştur. Pazartesi akşamından itibaren bütün bunlar geride kalmıştır. Bundan sonra herkese düşen görev, 24 Haziran'a kadar tüm gücüyle ve imkanlarıyla AK Parti çatısı altında çalışmaktır." diye konuştu.
Salondaki milletvekillerine, "AK Parti'nin seçimlerdeki en büyük güçlerinden biri de sizlersiniz." şeklinde seslenen Erdoğan, "Geçmişte Meclis çatısı altında edindiğiniz tecrübeler, teşkilat çalışmaları konusundaki birikiminize, desteğinize ve katkınıza ihtiyacımız var." ifadesini kullandı.
"HERKES LİYAKAT SAHİBİDİR"
Erdoğan, pazartesi günü Bosna Hersek dönüşü uçakta gazetecilerle yaptığı sohbetteki bazı ifadelerinin bir kısım kişilerce yanlış anlaşıldığını öğrendiğini aktardı. AK Parti'nin gerek bu listede yer alan, gerekse geçmiş seçimlerde aday gösterdiği herkesin liyakat sahibi olduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Öyle olmasa zaten partimizde görev alamazlar. Milletvekillerimizden beklentimiz, partimizi seçim çevrelerinde ve Mecliste en güçlü şekilde temsil etmeleridir. Seçim çevresiyle irtibatı zayıf, Mecliste herhangi bir varlık gösterememiş, üstelik de milletvekilliğinin asgari gereği olan komisyon ve genel kurul çalışmalarını dahi ihmal etmiş isimlerin durumunu elbette dikkate aldık.
Ama her dönem bu yüzden liste dışı bıraktığımız isimlerin sayısı bir elin parmaklarını dahi geçmez. Bu tür istisnalar dışındaki her arkadaşımız, özellikle Allah ömür verdikçe beraber yol yürümek benim için bir şereftir, şereflerin en büyüğüdür. İşte bugün burada sizlerle olan birlikteliğimiz bunun en büyük ispatıdır. Rabbime bana sizler gibi yol, dava ve çalışma arkadaşları verdiği için hamdediyorum. İnşallah 24 Haziran'da seçilecek milletvekillerimizle de aynı şekilde mesai sarf edecek, milletimizle birlikte hizmet vereceğiz."
"GERİSİ GAYRET, ZAMAN, NASİP MESELESİDİR"
Erdoğan, cumhurbaşkanlığı seçiminde kendisinin seçilmesi, Mecliste AK Parti'nin en güçlü şekilde temsil edilmesi için önce kendi aralarındaki birliği, beraberliği, kardeşliği ve dayanışmayı güçlü tutmaları gerektiğinin altını çizdi.
AK Parti'nin, diğer bazı partiler gibi tüm enerji ve zamanını iç mücadelelerine harcayan bir parti olmadığına ve olmayacağına dikkati çeken Erdoğan, "Bizim için asıl olan milletimize hangi hizmetleri verebildiğimiz, ülkemize hangi projeleri kazandırabildiğimizdir. Gerisi gayret, zaman, nasip meselesidir. 'Kim var?' denildiğinde, sağına soluna bakmadan 'Ben varım' diyenler oldukça, bu dava hep daha ileriye gidecektir. 24 Haziran için de 'Kim var?' diye bakıyoruz ve hamdolsun arkadaşlarımızın çok büyük bir bölümünün burada olduğunu görüyoruz." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Ülkemizde kurda yaşanan kısmi dalgalanma, kesinlikle Türkiye'nin ekonomik gerçekleriyle uyumlu değildir. Türkiye geçtiğimiz yıl yüzde 7,4 büyüyen halen bu düzeyde bir büyüme eğilimini sürdüren bir ülkedir." dedi.
Erdoğan, kurdaki dalgalanmayla ilgili konuştu
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dövizde yaşanan yükselmeyle ilgili, "Kurda yaşanan kısmi dalgalanma Türkiye'nin ekonomik gerçekleri ile uyumlu değil." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde eski milletvekilleriyle bir araya geldiği iftar programıın ardında gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu.
ERDOĞAN'DAN VATANDAŞLARA ÇAĞRICumhurbaşkanı Erdoğan, "Kurdaki dalgalanma küresel bir sorun. Yerli paranızı dövizle değişmeyin! Millilik budur, vatanseverlik budur" ifadelerini kullandı.
Gelişmelerin Türkiye ekonomisiyle bir ilgisi olmadığını vurgulayan Cumhurbaşkanı, ''Döviz kurunun sebeplerini doğru tespit etmek gerekir. Kurdaki dalgalanma sadece ülkemizle ilgili değildir. Küresel boyutu vardır. Gelişmekte olan ülkelerde bunun etkisi daha fazla hissedilmektedir. 15 Temmuz darbe girişimindeni sınır ötesi harekatlara kadar her konuda yalnız bırakılan Türkiye benzer bir durumla karşı karşıyadır. Finans piyasalarındaki gelişmelerin ekonomimizle bir ilgisi yoktur, üstesinden gelemeyeceğimiz bir sıkıntı da yoktur'' şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan flaş döviz açıklaması
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti'li eski milletvekilleriyle buluştuğu iftar yemeği sonrası konuşma yaptı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Cumhur İttifakı diğerlerinden farklı olarak şahsımı ortak cumhurbaşkanı adayı olarak ilan etti. Diğer ittifaktaki her parti ise ayrı cumhurbaşkanı adayı çıkardılar. Böylece bu ittifakın ülkenin yönetimine talip olmak için değil, taktik bir amaçla kurulduğu ortaya çıkmış oldu." dedi.
Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde eski milletvekilleri ile iftarda bir araya geldi.
Konuşmasına yarın milletvekili adaylarının tanıtım toplantıs��nı yapacaklarını ve seçim beyannamesini ilan edeceklerini hatırlatarak başlayan Erdoğan, "Her zaman söylediğim gibi AK Parti'deki her görev gibi milletvekilliği de bir bayrak yarışıdır. Kimi bir dönem, kimi birkaç dönem hizmet eden arkadaşlarımız yerlerini yeni isimlere bırakıyorlar." ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı: Kurdaki dalgalanma Türkiye'nin ekonomik gerçeklerini yansıtmıyor
Erdoğan, ara vermiş olanlardan yeniden göreve davet ettikleri kişilerin de bulunduğuna dikkati çekerek, "Mesela, 24 Haziran listesinde daha önceki milletvekillerimizden çok sayıda isim yeniden görev üstlendiler. Aynı şekilde eski milletvekillerimizden bürokraside, sivil toplum faaliyetlerinde hatta diplomaside faydalandığımız isimler var. Dolayısıyla amaç hizmet etmekse bunun çok farklı yolları var." diye konuştu.
Doğrudan milletin iradesiyle gelinen Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin yerinin ayrı olduğunu vurgulayan Erdoğan, AK Parti'yi kurdukları günden beri hep milli iradenin ve onun tecelligahı olan Meclisin önemine ve üstünlüğüne işaret ettiklerini belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan "Finansal istikrarın gereği yapılacak, kimsenin şüphesi olmasın"
Erdoğan, bunun için AK Parti'yi milletin kurduğunu, bugüne kadar verdikleri tüm mücadeleleri de millet için ve milletle yürüttüklerini söylediklerini aktararak, "Sizlerin, Mecliste AK Parti safında verdiğiniz mücadeleyi de işte bu çerçevede değerlendiriyor ve bir kez daha teşekkür ediyorum." dedi. Konuşmasında, son günlerde döviz kurlarında yaşanan dalgalanmayla ilgili görüşlerini de paylaşmak istediğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ülkemizde, kurda yaşanan kısmi dalgalanma, kesinlikle Türkiye'nin ekonomik gerçekleriyle uyumlu değildir. Türkiye, geçtiğimiz yıl yüzde 7,4 büyüyen halen bu düzeyde bir büyüme eğilimini sürdüren bir ülkedir. İhracatımız nisan ayı sonu itibariyle 161 milyar doları geçti. Yıl sonunda 170 milyar doları aşacak görünüyor." diye konuştu.
Turizmde 40 milyonun üzerinde turist, 30 milyar doların üzerinde turizm geliri bekledikleri bereketli bir sezona adım attıklarına işaret eden Erdoğan, "Bankalarımız, Amerika'daki, Avrupa'daki muadil kuruluşlarının iki katı daha güçlü sermaye yeterlilik rasyosuna sahiptir. Kamu borçlarının yüzde 8,4 olan milli gelirimize oranı bakımından da gelişmiş ülkelerin çoğunun önündeyiz." ifadelerini kullandı.
Böyle bir ortamda Türkiye'deki döviz kurunun yükselmesinin sebeplerinin doğru tespit edilmesi gerektiğini vurgulayan Erdoğan, "Her şeyden önce kurdaki dalgalanma sadece ülkemizle ilgili değildir. Küresel düzeyde yaşanan bir sorundur." şeklinde konuştu.
Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin bu dalgalanmayı daha derinden hissettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Ülkemizle ilgili uluslararası alanda eskiden beri var olan kimi olumsuz yaklaşımların etkisiyle bizim bu süreçten biraz daha fazla etkilendiğimiz de bir gerçektir. 15 Temmuz darbe girişiminden, terörle mücadele operasyonlarına, sınır ötesi harekatlarına kadar her konuda yalnız bırakılan ve haksız yere töhmet altına sokulan Türkiye, benzer bir durumla karşı karşıyadır. Bir kez daha söylüyorum; finans piyasalarındaki gelişmelerin, ekonomimizin gerçekleriyle bir ilgisi yoktur. Bununla birlikte ortada üstesinden gelemeyeceğimiz bir sıkıntı da yoktur.
Şahsım başta olmak üzere Başbakanımız ve ekonomi yönetimimizle gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Ekonomi yönetimi içerisinde farklı düşünen arkadaşlarım da olabilir, onu da açık söylüyorum. Milletimizi huzursuz etmeye yönelik dedikodulara kimse itibar etmesin. Şu hususun herkes tarafından bilinmesini istiyorum, Türkiye olarak, makro finansal istikrarı önemsiyoruz. Seçimin hemen ardından enflasyonu indirmek ve cari açığı azaltmak için gereken tedbirleri bir defa kesinlikle çok daha farklı bir şekilde devreye sokacağız."
"Kısa vadede kurdaki dalgalanmanın önünü kesebilecek imkanlara da sahibiz" ifadesini kullanan Erdoğan, ekonomi ile ilgili farklı görüşlerin tartışılmasının başka, serbest piyasa kuralları ve kurumlarının işleyişinin ise daha farklı bir şey olduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
"Türkiye, serbest piyasa ekonomisini tüm kurallarıyla ve kurumlarıyla uygulayan bir ülkedir. Bugün olduğu gibi yeni yönetim sisteminde de para politikalarında küresel yönetişim ilkelerine bağlı kalmayı sürdüreceğiz ama küresel yönetişim biçimlerinin de ülkemizi bitirmesine müsaade etmeyeceğiz, onu da açıkça söylüyorum. Özellikle mali disiplinin süreceğinden ve finansal istikrarın gereğinin yapılacağından kimsenin şüphesi olmasın. Ben tüm halkıma tüm vatandaşlarıma sesleniyorum, lütfen kendi yerli paranızı dövize değişmeyin. Yerli paramızla hareket etmeye devam edelim. Millilik budur, yerlilik budur, vatanseverlik budur. Eğer buna sahip çıkarsak bilesiniz ki yarınlar bizim için çok daha farklı olacaktır. Bugüne kadar pek çok badireyi atlatmış olan Türkiye Allah'ın yardımı ve milletimizin desteği ile bu meselenin de üstesinden gelecektir."
"BİZİM SİZİNLE GÖNÜL BAĞIMIZ ASLA KOPMAZ"
AK Parti'li olmanın kolay olmadığını ve bu sıfatı taşımaya talip olmanın vesayetle mücadeleye azmetmek demek olduğunu dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bu sıfatı üstlendiğimizde bölgemizde PKK'sından FETO'suna kadar, DEAŞ'ına kadar ne kadar terör örgütü varsa hepsinin karşısına çıkmayı göze aldık demektir. Bu sıfatla dışarıya yöneldiğimizde 'one minute'den başlayıp 'dünya 5'ten büyüktür' itirazına kadar bütün bunlar koca bir yükü üstlendik demektir. Bu sıfatla yola çıktığımızda Türkiye'yi cumhuriyet tarihinin tamamında yapılanların üç kat, beş kat, on kat fazla hizmetle tanıştırmaya ahdettik demektir. Bu sıfata bir defa sahip olduğumuzda durmak yok yola devam misali ülkeye ve millete hizmet yolculuğunuz hiç bitmeyecek demektir. Sizler AK Parti'li olmuş ve bu sıfatı bir daha çıkarmamacasına yüreğine nakşetmiş kardeşlerimizsiniz. Onun için nerede olursanız olun bizim sizinle gönül bağımız asla kopmaz."
Merhum Neşet Ertaş'ın, "Gönül dağı yağmur, boran olunca, akar can özümden sel gizli gizli, bir tenhada can cananı bulunca, sinemi yaralar dil gizli gizli. Dost elinden gel olmazsa varılmaz, rızasız bahçenin gülü derilmez, gönülden gönüle gider yol gizli gizli" şeklindeki dizelerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Evet, bizim gönüllerimiz arasındaki o yol Allah'ın izniyle hiçbir zaman kapanmayacak. AK Parti'nin mücadelesi Türkiye'nin mücadelesidir, öyle ki AK Parti'nin kaderi ile Türkiye'nin kaderi adeta özdeş hale gelmiştir. Bunun için Türkiye'ye saldıranların öncelikli hedefi AK Parti oluyor. Şu anda yapılan da şurada bir ay var, Türkiye'de AK Parti'yi nasıl sindiririz budur, hatta Erdoğan'ı nasıl sindiririz, budur.
Sizlerden AK Parti'ye değil, ülkenize sahip çıkmanızı, milletimize sahip çıkmanızı, evlatlarınızın geleceğine sahip çıkmanızı istiyorum. 24 Haziran bu bakımdan tarihi bir dönüm noktasıdır. Türkiye'nin 16 yıllık kazanımlarına saldıranlara, geleceğini karartmak isteyenlere hep birlikte fırsat vermeyeceğiz. Bunun yolu seçimlere kadar sahayı karış karış dolaşmaktan, milletimizin kafasındaki soru işaretlerini ortadan kaldırmaktan, gönüller kazanmaktan geçiyor."
Katılımcılara "Sizleri sahada hep beraber görmek istiyorum" diye seslenen Erdoğan, "Unutmayınız, 24 Haziran'dan sonra cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini hayata geçirdiğimizde ülkemizi birlikte yöneteceğiz ama bunun için önce 24 Haziran'da hem cumhurbaşkanlığında, hem milletvekilliğinde çok iyi bir netice elde etmemiz gerekiyor. Gayretiniz, fedakarlığınız, katkınız, muhabbetiniz, sevginiz için her birinize ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum." ifadelerini kullandı.
Tüm katılımcıların ramazanı şerifini tebrik eden Erdoğan, katılımcılara çalışmalarında başarılar diledi.Merkez Bankası faiz arttırma kararı aldı! İşte doların ilk tepkisi
Döviz kurundaki yükseliş üzerine Merkez Bankası Para Politikası Kurulu olağanüstü toplandı. Borç verme faiz oranı yüzde 13,5'tan 16.5'e yükseltildi.
Dolar kurunda hafta başından itibaren görülen artış sonunda Merkez Bankası'ndan faiz artışı geldi. Merkez Bankası dün saat 19.06'da olağanüstü toplandığını duyurdu.
Merkez Bankası'ndan 19.25'te yapılan açıklamada ise Geç Likidite Penceresi'nin 3 puan artırıldığı kaydedildi. Kararın ardından dolar kuru 4.56'ya kadar geriledi.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK), Geç Likidite Penceresi (GLP) borç verme faiz oranını yüzde 13,50'den 16,50'ye yükseltirken, bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını (politika faizi) yüzde 8'de sabit tuttu.
TCMB'den faiz oranlarına ilişkin yapılan duyuruda, PPK'nın, Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya başkanlığında toplandığı bildirildi.
Kurul'un, bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını (politika faizi) yüzde 8, Merkez Bankası borçlanma faiz oranını (faiz koridorunun alt bandı) yüzde 7,25 ve marjinal fonlama oranını (faiz koridorunun üst bandı) yüzde 9,25 seviyesinde sabit tuttuğu belirtilen duyuruda, GLP uygulaması çerçevesinde, Bankalararası Para Piyasası'nda saat 16.00–17.00 arası gecelik vadede uygulanan Merkez Bankası borçlanma faiz oranının yüzde 0 düzeyinde bırakıldığı, borç verme faiz oranının yüzde 13,50'den yüzde 16,50'e yükseltildiği ifade edildi.
SIKI DURUŞ KARARLILIKLA SÜRDÜRÜLECEKTİR
Duyuruda yakın dönemde piyasalarda gözlenen sağlıksız fiyat oluşumlarının ve enflasyon beklentilerinde süregelen yükselişin genel fiyatlama davranışlarına dair riskleri artırdığı belirtildi.
Bu çerçevede Kurulun fiyat istikrarını desteklemek amacıyla güçlü bir parasal sıkılaştırma yapılmasına karar verdiği vurgulanan duyuruda, "Merkez Bankası fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki bütün araçları kullanmaya devam edecektir. Enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar para politikasındaki sıkı duruş kararlılıkla sürdürülecektir. Açıklanacak her türlü yeni verinin ve haberin Kurul'un geleceğe yönelik politika duruşunu değiştirmesine neden olabileceği önemle vurgulanmalıdır." ifadelerine yer verildi.
Duyuruda, Para Politikası Kurulu Toplantı Özetinin beş iş günü içinde yayımlanacağı bildirildi.
Merkez Bankası'nın Aralık 2016'dan bu yana uyguladığı bir hafta vadeli repo ihale faiz oranları, borçlanma faiz oranları, marjinal fonlama oranları ve
GLP borç verme faiz oranları (yüzde) şöyle:
HÜKÜMETTEN İLK AÇIKLAMA
Mehmet Şimşek'in resmi Twitter hesabından yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi;
"Para politikasının kredibilitesini sağlamanın ve yatırımcıların güvenini tekrar kazanmanın vakti geldi. Hükümet cari açığı düşürmek ve TCMB'nin dezenflasyon çabalarına katkı için mali disiplini korumaya ve yapısal reformları hızlandırmaya kararlı.
TCMB Başkanı ve PPK üyelerinin TL'deki düşüşü ve fiyat istikrarının sağlamak için atacakları gereken her adımda tam desteğim var.
Türkiye'nin hiçbir makro ekonomik problemi çözülemez değil, problemleri daha önce çözdük yine yapabiliriz."
Türkiye'nin ekonomik bağımsızlığına darbe girişimi
Türkiye uluslararası arenada güç sahibi oldukça, mevkisini yükselttikçe 'birileri' tarafından yeniden aşağı çekilmeye çalışılıyor. Yakın dönemde Türkiye 9 tane müdahaleyi atlatmayı başardı.
Türkiye, şanlı tarihi boyunca en büyük atılımları ve en kuvvetli adımları bu dönemde atıyor. Yerli ve millileşme ruhuyla önemli istihdam seferberlikleri gerçekleştiren Türkiye'nin ekonomik bağımsızlığı "birileri" tarafından boyunduruk altına alınmaya çalışılıyor.
Özellikle bugün gelinen noktada ekonomideki olumlu verilerin piyasalara yansıtılmasının dövizüzerinden engellenmesi, buna en güzel örnek olarak gösteriliyor.
Türkiye'nin ekonomik alanlardaki şahlanışı 2012'nin sonu-2013'ün başlarına dayanıyor. Ülke ekonomisindeki olumlu veriler piyasalarla paralel olarak ilerlerken, 31 Mayıs tarihinde, doların 1,79 olduğu sularda ekonomiye vurulan ilk darbe gerçekleşti.
Gezi Provokasyonu olarak tarihimize geçen eylemde, ağaçlar bahane edilerek günlerce süren eylemlere dönüştü. Gezi eylemlerinin yaraları sarılmaya çalışılırken dolar, 2 seviyesine ilk kez o zaman ulaştı.
FETÖ'NÜN KUMPASI: 17-25 ARALIKGezi olaylarının yaraları sarılmaya çalışılırken, bu provokasyonu organize eden eller yine boş durmadı ve yedi ay sonra yeni bir operasyon gerçekleştirildi. FETÖ'nün yargı ayağı siyasi ve iş adamlarına sözde yolsuzluk operasyonları gerçekleştirerek ülke gündemine kaosu hakim kılmaya çalıştı.
Gezinin ardından yükselen doları düşüren olumlu ekonomik emareler burada ikinci darbesini yedi ve dolar tam 2.25'e yükseldi.
PKK-HDP DEVREDEFETÖ'nün kirli oyunu deşifre oldu ve terör örgütü lideri Gülen'in esas emelleri ortaya çıktı. Türkiye büyük devlet olduğu için yine bu kirli planların altında kalmadı, kutlu yürüyüşünü devam ettirdi. Ekonomi yine olumlu sinyaller verirken bu sefer de devreye etnik terör unsurları girdi.
Siyasetin mezhep/etnikçi isimleri Kobani'de yaşanan olayları bahane ederek Kürt vatandaşlarını sokağa çağırdı, çağrıya uymayanlar da PKK tarafından zorlandı ve yine o sinsi eller boş durmadı.
ÇUKUR-HENDEK OLAYLARIDiyarbakır'da patlak veren ve aralarında Yasin Börü'nün de bulunduğu 50 kişinin hayatını kaybetti. Olayların yatışması için devreye giren kolluk kuvvetlerine karşı PKK terör örgütü ayaklandı ve şehirlere indi. Devlete karşı bölgesel bağımsızlık ilan etmeye çalışan teröristlere karşı kahraman kolluk kuvvetleri destansı bir mücadele vererek kaos ortamını önledi, Türkiye bu olayların üstesinden gelmeyi yine başardı.
Başardı başarmasına ancak her fırsatta istediğini alamayan ve eli boş dönen "birileri"yüzünden dolar 2.99 seviyesine yükseldi.
FETÖ'NÜN ASKERİ AYAĞI 15 TEMMUZEkonomi döviz üzerinde oynanan oyunlara rağmen olumlu sinyaller vermeye devam ediyor, büyüme rakamları pozitif olarak seyrediyordu. Özellikle döviz üzerinde de etkisini gösteren pozitif emareler doların düşüşünü sağladı, ta ki o günde kadar...
17-25 Aralık operasyonları ile yargıya müdahale gerçekleştiren FETÖ, son çırpınışını 15 Temmuz'da gerçekleştirdi. Hain bir kalkışma ile önce köprüleri kapatan FETÖ'nün subay ve askerleri, uçaklarla meclisi bombaladı, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ni hedef aldı. tanklarıyla, sözde özel kuvvetleriyle bölgesel operasyonlar gerçekleştiren ihanet çeteleri, burada da millete çarpıp neye uğradığını şaşırdı.
Tankların önüne gövdelerini siper eden, bayrak düşmesin diye canını veren kahramanlar sayesinde yeni bir milli mücadele bu dönemde başladı. Bu dönem içerisinde ilk kez 3 seviyesine yükselen doların tırmanış etkisi kırılırken kısa süre içerisinde yeniden 2,97 düzeyine düştü, ancak "birileri" yine boş durmadı.
KÜRESEL FİNANSAL SPEKÜLASYON VE SONRASITürkiye 15 Temmuz'dan sonra kutlu bir yürüyüş ile ekonomisini sağlam temellere dayandırma çalışmalarına başladı. Yerli ve milli ruhu ile özellikle askeri sanayi için kuvvetli adımlar atan hükümet, üretime dayalı bir ekonomi modeline geçti.
Tam bu noktada dünya üzerinde büyük bir spekülasyon krizi yaşandı. 2,87 seviyesinde seyreden dolar kısa sürede kuvvetli tırmanışa başladı. Özellikle ABD'de FETÖ temelli Halkbank kumpasıyla birlikte 3,86'ya yükselen dolar, ekonomiye darbe vurdu. Yükselişini sürdüren dolara karşı önemli adımlar atıldı, ancak bu sefer de devreye uluslararası derecelendirme kuruluşları girdi. Kredi notunu düşüren kurumların bu hamlesi sonrasında dolar 4,80 düzeyine kadar yükseldi.
ERKEN SEÇİMİN PİYASAYA OLUMLU ETKİSİPiyasalar üzerinde yer alan bu kara bulutlar her ne kadar seçim durumundan da kaynaklanıyor olsa da Türkiye'nin içinde bulunduğu ekonomik süreç, bu denli kötü bir durumda bulunmuyor. Zira elde edilen büyüme miktarları ve bağımsız piyasa rakamları bu durumun spekülasyon ve dış destekli bir eylem olduğunu gözler önüne seriyor.
Erken seçim de bu noktada en önemli kurtuluş. Özellikle AK Parti'nin yıllardır ilmek ilmek işlediği başarılı ekonomik sistemlerin devamı niteliğinde olacak olan bu erken seçim sonrasında piyasalar geleceğini netleştirecek ve döviz üzerindeki sert dalgalanma normal seyrine dönerek düşüş seviyesine geçecek.
Son dakika: Merkez Bankası'ndan olağanüstü toplantı
Merkez Bankası, Para Politikası Kurulu’nu topladı. MB'den konu ile ilgili yapılan ilk açıklamada, "Para Politikası Kurulu yakın dönem gelişmelerini değerlendirmek üzere toplanmıştır." denildi. Toplantı sonrasında Merkez Bankası borç verme faiz oranını 3 baz puan arttırdı, faiz oranı yüzde 13.5'tan yüzde 16.5'e yükseltti. Merkez Bankası diğer faiz oranlarını ise sabit tuttu, para piyasalarını sıkılaştırma kararı aldı. Toplantı haberinin öncesinde 4.80 seviyesinde seyreden dolar, toplantı haberinin ardından 4.57'lere kadar geriledi. 4.57 seviyelerine kadar gerileyen kur, saat 19:35'de 4.58 seviyesinde yer aldı.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK), Geç Likidite Penceresi (GLP) borç verme faiz oranını yüzde 13,50'den 16,50'ye yükseltirken, bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını (politika faizi) yüzde 8'de sabit tuttu.
TCMB'den faiz oranlarına ilişkin yapılan duyuruda, PPK'nın, Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya başkanlığında toplandığı bildirildi.
Kurul'un, bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını (politika faizi) yüzde 8, Merkez Bankası borçlanma faiz oranını (faiz koridorunun alt bandı) yüzde 7,25 ve marjinal fonlama oranını (faiz koridorunun üst bandı) yüzde 9,25 seviyesinde sabit tuttuğu belirtilen duyuruda, GLP uygulaması çerçevesinde,
Bankalararası Para Piyasası'nda saat 16.00–17.00 arası gecelik vadede uygulanan Merkez Bankası
borçlanma faiz oranının yüzde 0 düzeyinde bırakıldığı, borç verme faiz oranının yüzde 13,50'den yüzde
16,50'e yükseltildiği ifade edildi.
Son dakika: Merkez Bankası'ndan flaş karar - dolarda sert düşüş
- SIKI DURUŞ KARARLILIKLA SÜRDÜRÜLECEKTİR
Duyuruda yakın dönemde piyasalarda gözlenen sağlıksız fiyat oluşumlarının ve enflasyon beklentilerinde süregelen
yükselişin genel fiyatlama davranışlarına dair riskleri artırdığı belirtildi.
Bu çerçevede Kurulun fiyat istikrarını desteklemek amacıyla güçlü bir parasal sıkılaştırma yapılmasına karar verdiği vurgulanan duyuruda, "Merkez Bankası fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki bütün araçları kullanmaya devam
edecektir. Enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar para politikasındaki sıkı
duruş kararlılıkla sürdürülecektir.
Açıklanacak her türlü yeni verinin ve haberin Kurul'un geleceğe yönelik politika duruşunu
değiştirmesine neden olabileceği önemle vurgulanmalıdır." ifadelerine yer verildi.
Duyuruda, Para Politikası Kurulu Toplantı Özetinin beş iş günü içinde yayımlanacağı bildirildi.
Merkez Bankası'nın Aralık 2016'dan bu yana uyguladığı bir hafta vadeli repo ihale faiz oranları, borçlanma faiz oranları, marjinal fonlama oranları ve GLP borç verme faiz oranları (yüzde) şöyle:
Tarih Bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı Borçlanma faiz oranı Marjinal fonlama oranı Geç Likidite Penceresi borç verme faiz oranı 20.12.2016 8,00 7,25 8,50 10,00 24.01.2017 8,00 7,25 9,25 11,00 16.03.2017 8,00 7,25 9,25 11,75 26.04.2017 8,00 7,25 9,25 12,25 15.06.2017 8,00 7,25 9,25 12,25 27.07.2017 8,00 7,25 9,25 12,25 14.09.2017 8,00 7,25 9,25 12,25 26.10.2017 8,00 7,25 9,25 12,25 14.12.2017 8,00 7,25 9,25 12,75 18.01.2018 8,00 7,25 9,25 12,75 07.03.2018 8,00 7,25 9,25 12,75 25.04.2018 8,00 7,25 9,25 13,50 23.05.2018 8.00 7,25 9,2516,50