Operasyonunun başında olan isim anlattı! Adnan Oktar kendi ağzıyla kurduğu iğrenç tuzağı itiraf etmiş! Sen bundan vazgeçsen...
Suç örgütü Adnan Oktar'ın 1999 yılında örgüte genç kızları ve Ebru Şimşek'i nasıl çektiğini ve kumpas kurduğunu anlattığı görüntüler ortaya çıktı. Öte yandan o dönem opresyonun başında olan Furkan Sezer, eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı CHP'li Yaşar Okuyan'ın "Eymen" kod adlı örgüt üyesi Aylin Atmaca'ya, operasyon öncesi uyarılarda bulunduğunu belirtmişti. Okuyan, avukatı aracılığıla bu iddiaları yalanmıştı. Konuya ilişkin tutanak ortaya çıktı.
Operasyonunun başında olan isim anlattı! Adnan Oktar kendi ağzıyla kurduğu iğrenç tuzağı itiraf etmiş! Sen bundan vazgeçsen...
Giriş Tarihi: 07.10.2023 10:26 Güncelleme Tarihi: 07.10.2023 11:15
'Turnike' ismi verilen cinsel sömürü sistemiyle onlarca genç kadını ağına düşüren 80'li yıllarda çıkışa geçen, 90'larda legal-illegal bağlantılarıyla güçlenen, 2018'de hakkında gözaltı kararı çıkarılan Adnan Oktar tarafından kurulan Adnan Hoca örgütün bilinmeyenleri geçtiğimiz günlerde yayımlanan bir belgesel ile izleyiciyle buluşmuştu. Belgeselin ardından güzel kızların sürekli göbek attığı, Oktar'ın yaptığı kötü esprilere hepsinin umarsızca güldüğü eğlence gibi sunulan anların ardındaki karanlık gerçekler de bir bir gün yüzüne çıkmaya başladı.
Suç örgütü Adnan Oktar'ın 1999 yılında örgüte genç kızları ve Ebru Şimşek'i nasıl çektiğini ve kumpas kurduğunu anlattığı görüntüler ortaya çıktı. Öte yandan o dönem opresyonun başında olan Furkan Sezer, eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı CHP'li Yaşar Okuyan'ın "Eymen" kod adlı örgüt üyesi Aylin Atmaca'ya, operasyon öncesi uyarılarda bulunduğunu belirtmişti. Okuyan, avukatı aracılığıla bu iddiaları yalanmıştı. Konuya ilişkin tutanak ortaya çıktı. İşte detaylar...
Kamuoyunda, "Adnan Hoca" olarak tanınan Adnan Oktar ve Silahlı Suç Örgütü'nün 'Turnike' ismi verilen cinsel sömürü sistemiyle onlarca genç kadını ağına düşürme yöntemi ve daha birçok bilinmeyen gün geçtikçe gün yüzüne çıkıyor. Dönemin Mali Şube Müdürü Furkan Sezer, katıldığı bir programda belgeselde yer almayan yeni detayları paylaştı.
Sezer, Adnan Oktar Suç Örgütünün geçmiş yıllarda lise ve ortaokullarda 'seminerler' verdiğini belirterek, "Çok sayıda vakıf ve dernekleri var. Bilim Araştırma Vakfı var. Bu örgütte sadece din değil, Atatürk de bir paravan olarak kullanılıyor. Bu örgütün 'Doğa Bilimleri Derneği' diye bir derneği var; doğayla ilgili, sosyal konularla ilgili bilimsel birtakım yayınları var, Atatürkçülükten bahsediyorlar. Anadolu'nun her yerinde liselere, ortaokullara seminer vermeye gidiyorlar" ifadelerini kullandı.
KÜÇÜK KIZ ÇOCUKLARIYLA İRTİBAT KURUYORLAR
Adnan Oktar'ın kız getirmekle sorumlu örgüt üyelerinin bu seminerlere gittiğini anlatan Sezer, "Dosyanın içerisinde, Kırşehir'deki Hakkari'deki vb yerlerde örgüte uygun, yani örgüt portföyünde bulunan hedeflere uygun, 'av' olarak belirledikleri örgüte kazandırılmak amacıyla tespit ettikleri kişilere iletişim bilgilerini veriyorlar, 'bizimle her zaman iletişim kurabilirsiniz, bilimsel çalışmalar yapmak istiyorsanız lütfen bizi arayın' diyorlar.
Böylece oradaki yaşı küçük kız çocuklarıyla ilk irtibatı sağlıyorlar. Ele geçirilen dijitallerde yaşı küçük çok fazla kızımızın görüntü ve fotoğrafları var" açıklamasında bulundu.
Öte yandan 1999 yılında kendisine yönelik düzenlenen operasyonda soruşturmadan kurtulmayı bilen Oktar'ın o dönemde işlediği suçları itiraf ettiği görüntüler yayımladı.
Eski manken Ebru Şimşek'e kurduğu iğrenç kumpasın detaylarını anlatan Oktar, Sorgu görüntülerinde polisin "Görüntüler niye çekildi mesela?" sorusuna şu şekilde yanıt vermiş:
Bu hafta sonu gazetesinde anlatmıştım kapakta hafta sonu haber yaptık onu yanında bir kadınla beraber. Bu bunu gördüğü halde çok pervasız bir cevap vermiş gazeteye yani çok saygısız bir cevap vermiş. Biz de o zamanlar hani biraz işgüzarlık gibi görünüyor ama biz de dedik böyle böyle hakkında bir şeyler var. Sen bundan vazgeçsen hani sen okusan üniversitede dedik. Yani insan gibi yaşasan falan dedik, o ters üslup kullandı.
EBRU ŞİMŞEK ÇARPICI DETAYLARI ANLATMIŞTI
Eski manken Ebru Şimşek geçmiş dönemlerde yaptığı bir açıklamada Adnan Oktar'a karşı tek başına mücadele verdiğini anlatıp, çarpıcı açıklamalarda bulunmuştu.
ŞAHANE MALİKANEMDE BENİMLE YAŞA
Şimşek, "Show TV 1994 güzellik yarışmasına katılmıştım. Hey Girl Dergisi'ne fotoğraf göndermiştim, yüz güzeli de seçilmiştim. atv'de program sunmaya başladım, örümcek ağı da etrafımda sarılmaya başladı... Adnan Oktar, beni ekranda görmüş, delirmiş! Hatta bana 'Seni gazetede, televizyonda gördüm çok beğendim, pijamalarını al gel ve şahane malikanemde benimle yaşa' dedi. 'Gel sana burada en güzel şartları sunacağım, en iyi markaları giyeceksin, hayatın lüksle geçecek' denilince hissettim bunların din ile işinin olmadığını."
Adnan Oktar'ın kendisini bir programda sunucu olduğu dönemde bulduğunu belirten Ebru Şimşek, "Müridi aracılığıyla benimle iletişime geçti" dedi.
UYGUNSUZ GÖRÜNTÜLERİNİ ÇEKMİŞ
Şimşek, müritlerinden biriyle bir süre flört ettikten sonra eve gittiğini ve o arada içeceğine ilaç katıp uygunsuz görüntülerini çektiklerini anlattı. Sonra da Oktar'ın kendisine "Pijamalarını da al, gel bu evde yaşa" dediğini ama kendisinin kabul etmediğini ifade eden Şimşek, yıllarca kendisine şantaj yapıldığını ve hakkında 350 dava açıldığını söyledi.
10 YAŞINDAKİ KIZA MAKYAJ YAPMIŞ
Mağdurların avukatı Eser Çömlekçioğlu ise, kadınların yaşadıklarını şöyle anlattı:
"10 yaşlarındayken örgüte annesi tarafından getirilen bir kız çocuğumuz var… İfade verdiğinde 14-15 yaşlarındaydı. Annesi Adnan Oktar ve örgüt üyeleriyle iletişime geçiyor. Bu irtibattan sonra Adnan Oktar'ın talimatıyla kızını İstanbul'a getiriyor. Adnan Oktar gece yarısı 'getir kızı' diye arıyor ve anne, 10 yaşlarında kızını uyandırıyor, makyaj yapıyor, kırmızı rujunu sürüyor, kadınsı kıyafetleri giydiriyor ve Adnan Oktar'a götürüyor. Tabi kızda bir korku var. Anne de ona, 'merak etme, ben senin yan odanda olacağım' diyor.
DAHA EMME ÇAĞINDAKİ ÇOCUKLARI ANNELERİNDEN AYIRMIŞ
1990'lı yıllarda Adnan Oktar çocuk yapmayı yasaklıyor, karı-koca ayrı evlerde yaşıyorlar. O dönem doğan çocukların hepsini anneannelere, babaannelere, başka örgüt üyelerine veriyor. 0-2 yaş arası 10,12 tane çocuk daha emme çağındayken annelerinden alınıyorlar ve başkalarının elinde büyümek zorunda kalıyorlar. Anneler babalar da bunu bırakıyorlar çünkü Adnan Oktar'a o kadar büyük bir 'imanları' var ki…
O dönem 2-3 tane çocuk örgütte kalıyor. Adnan Oktar da kendince bu çocukların gelişimi için, kendince onları cezalandırmak için çocukları gece vakti, ki bu kişiler şu anda 30'lu yaşlarındalar, mahkemede ifade verdiler. Adnan Oktar bunları alıyor ve gece vakti ormana bırakıyor. Çocuklar tek başlarına sabaha kadar saatlerce ormanda kalıyor. Sabaha karşı gidip çocuklar alınıyor…"
Örgütün çökertilmesinde payı olan eski örgüt üyesi Özkan Mamati ise şunları anlattı:
"Ben 18 yaşında girdim bu örgüte. Bu örgütün insanı içine alması, aynı büyük bir şirkette işe başlamanız gibi bir sürü sürece bağlı. Siz ilk iki sene Adnan Oktar'la görüştürülmeyerek örgüt içindeki önemli kişilerden aldığınız eğitimle, Adnan Oktar'ı bir mit, bir ulu insan olarak beyninizde kodluyorsunuz. Tabi o dönemde size okutulan belgeler, kitaplar, argümanlar sizi örgüte bağlamak, örgütten çıkamayacak bir ruh haline sokmak için yapılıyor. Bunu yapan kişiler de örgütte daha önceden belirlenmiş, örgüte daha önce bu yöntemle birçok kişiyi kazandırmış kişiler olduğu için siz 22-23 yaşınıza geldiğinizde Adnan Oktar'la görüşmek, onun methiyesini almak, onun yanında olmayı çok önemli bir sevap, liyakat olarak algılıyorsunuz. 24-25 yaşınıza geldiğinizde örgüt sizin kişisel becerilerinize göre örgüt içinde yer alan departmanlara yönlendiriyor. Ben de o örgüt içinde ticari işlerle uğraşan ekibin içinde yer aldım. Yıllarca farklı ülkelerde şirketler kurup, ticari işler yapıp örgüte para kazandırdım. Örgütten çıkıp şikayetçi olmak çok zor bir şey.
15 TEMMUZ BENİ ÇOK ETKİLEDİ
Siz kafanızda bazı şeyleri anlayıp, bu yapının aynı FETÖ gibi olduğunu anladıktan sonra her şey değişiyor. FETÖ itirafçılarının açıklamaları beni çok etkiledi ve beni güçlü bir şekilde örgütten kopardı. Ama siz bu örgütten, 'Ben 15 yıl kaldım, herkesin gözlerinden öpüyorum' diyerek ayrılamıyorsunuz. Ben, 'artık ayrılıyorum, size karşı savaşacağım ve size karşı faaliyet yapacağım, şikayetçi olacağım' diye mesaj atıp ayrıldım.
ÇOK ZOR ŞEYLER YAŞADIM
Mesaj attıktan sonra da Emniyet'e, CİMER'e, MİT'e mailler attım. Yanımdaki arkadaşlarım da benim kadar güçlü durdu. Bu bir senelik sürecin sonunda operasyonlar oldu. Bir dönem cebimde 1 lira kalmamıştı… Çok zor şeyler yaşadım. Örgütten ayrılmak isteyenleri ayrılmasın diye suça bulaştırıyorlar.
ÖRGÜTÜN FETÖ BAĞLANTISI VAR
Furkan Sezer, örgütün FETÖ ile de bağlantısı olduğunu belirtti. Sezer, Adnan Oktar suç örgütü Türkiye'nin son 35 yılında devletin sırtına saplanmak üzere kalkan birçok hançeri tutan elde parmakları var. Akılları Türk aklı değil. Başka ülkeler tarafından yönetiliyorlar.
2018'in Temmuz ayında hakkında birçok suçtan gözaltı kararı çıkartılan Adnan Oktar, günümüzde halen cezaevinde.
KAN DONDURAN DETAYLAR
Cinsel istismar, suç örgütü kurma, tarihi eser kaçakçılığı gibi 30 ayrı suçtan cezaevinde yatan Adnan Oktar'ın yanında kedicik ve mürit adı altında kalan insanlar, özellikle de tanık koruma programındaki müşteki Ü'nün ifadelerinin bir belgeselde yayımlanmasıyla kan donduran gerçekler tüm çarpıklığıyla gün yüzüne çıktı.
Belgeselin gündemde büyük yer almasının ardından dönemin Mali Şube Müdürü Furkan Sezer katıldığı bir programda olaya ait detaylar paylaşarak, emniyet güçlerinin başarılı bir şekilde yürüttüğü operasyonun detaylarını anlattı.
1999 yılında Adnan Oktar suç örgütüne düzenlenen ve başarıya ulaşamayan operasyon sonrası 2017 yılında gelen bir CİMER ihbarını değerlendirerek yeniden operasyon yapma kararı aldıklarını söyleyen Furkan Sezer, 'Biz bu ihbarı incelediğimizde, ihbarı gönderenin kimliğini teyit ettik. İhbar içerik açısından dolu ve hızlı bir çalışmayla teyit edilebilecek bilgiler içeriyordu. Örgütün içerisinde uzun yıllar kamış, örgütün kodlarını çok iyi bilen, Özkan Memati'nin bir ihbarıydı bu. Soruşturmaya çevrilmesi gerektiğine inandık' ifadelerini kullandı.
CUMHURİYET TARİHİNDE BÖYLE BİR GÖRGÜT YOK
Adnan Oktar Suç Örgütü'nün, bir örgütte bulunabilecek en fazla suç türüne sahip olduğunu belirten Sezer, "Cinsel istismar var, tehdit var, evrakta sahtecilik var, kara para aklama var, çocuğun cinsel istismarı var, 6136 sayılı kanununa muhalefet var, var da var… Böyle bir suç örgütü Cumhuriyet tarihinde yok" dedi.
CEP TELEFONU KULLANMIYOR
Sezer, Adnan Oktar'ın cep telefonu kullanmadığını belirterek, "Dosyada 235 şüpheli şahıs vardı. Gerekli kararları aldık ve soruşturmaya başladık. Teknik takip yaklaşık 8-9 ay sürdü. Adnan Oktar'ın üzerine kayıtlı bir telefon yoktur. Örgüt üyeleri kullanır" şeklinde konuştu.
KODLAR DEŞİFRE OLDU!
Örgüt içinde kullanılan şifreleri çözebilmek için örgüt içinden çıkmış ve o şifrelere hakim olan müştekilerden birkaçı ile görüştükleri bilgisini paylaşan Sezer, "Bir örgüt sözlüğü yaptık. 'Dragos', 'Kandilli'deki ev' demek. 'Abi', Adnan Oktar'ın kodu. 'Yazar', Adnan Oktar kodu. 'Annem', Adnan Oktar kodu. 'Halı Saha', toplu ve sistematik istismar. 'Bir gelir misin', 'Adnan çağırıyor işi gücü bırak gel. '300 kilo pirinç', 300 bin TL. '200 kilo kumaş', 200 bin dolar demek" bilgisini paylaştı.
ÖRGÜTE NEDEN GİRİYORLAR?
Sezer, örgütün küçük yaşlardaki insanları hedef aldığını ifade ederek, "Örgüte birisini kazandırırken temel olarak baktıkları bazı konular. Kişinin neye zaafı olduğunu bulmayı amaçlıyorlar. Para mı? kadın mı? şatafat mı istiyor? Ne istiyor? Bu konular üzerine yoğunlaşıyorlar.
Sezer, örgütün 'Kız getirme imamı' olarak bilinen Bora Yıldız hakkında da çarpıcı bilgiler verdi. Yıldız'ın hedef kız kitlesine ulaşırken sorun yaşamamak için İstanbul'un Anadolu yakasında lüks bir alışveriş merkezinde (AVM) ofis kiralayıp burayı reklam ajansı olarak kullandığı, hatta inandırıcı olması için birtakım reklam projeleri gerçekleştirdiğini belirtti.
KIZ AVINA ÇIKIYORMUŞ
Ofisin altında bulunan AVM'de 'yoğun şekilde kız avına' çıkan Yıldız'ın, örgüt liderinin beğeneceği kriterlere uygun kızı gördüğünde yanına yaklaşarak "Reklam ajansımız var, çok güzelsiniz sizi bir projede değerlendirmek isteriz" diyerek iletişim kurduğunu ifade etti.
Yıldız, kolunda örgütçe alınıp tahsis edilen lüks marka saati, elinde de lüks marka arabanın anahtarı ile 'hedef kıza' kartını uzatarak tanışıyormuş.
Sezer ayrıca Bora Yıldız'ın iş dışında 'hedef kızla' konuşmaya başladığı, iş temposu nedeniyle evlenemediğini, annesinin bu konuda kendisine baskı yaptığını, karşısına kendisinin çıktığını söyleyerek evlenme imasında bulunduğu anlattı. Yoğun bir evlilik sohbeti gerçekleştiren Yıldız'ın, çok zengin biri olduğundan ve annesini torun sahibi yapmak istediğinden bahsettiğini de ifade etti.
Bora Yıldız'ın hedef kızları örgütün tahsis ettiği yalılarda ağırladığını ifade eden Sezer, başlarda yüzeysel boyutta ilişki kurup dini telkinlerde bulunuyor, bunları ağabeyi Adnan Oktar'dan öğrendiğini anlatıyor.Turnike sistemine alışmalarını sağlamak amacıyla 'hedef kızları' götürdüğü örgüt evlerinde Yemek ve eğlence ortamı hazırlayarak diğer örgüt üyeleriyle tanıştırıyor. Bu sırada kızlara örgüt üyelerinden gelen tesadüfi dokunmalar, ağır iltifatlar var.
KADINLARIN KİBİRLERİNİ KIRMA YÖNTEMİ: TECAVÜZ
Burada turnike sisteminin başladığını söyleyen Sezer, "Örgüt kadınların kibir sahibi olduğuna inanıyor. Bu kibir, toplu cinsel istismar ve tecavüz ile kırılıyor. Daha sonra kadınlar görüntülerin üzerinden tehdit ediliyor." dedi.
Daha sonra birden fazla örgüt üyesiyle ilişkiye maruz kalan hedef kıza ki tercih sunulduğunu belirten Sezer, sistemde köle gibi kullanılan mağdur kızlar tek çıkış yolunun sözde mehdi olarak isimlendirilen Adnan Oktar ile evlenmek olduğuna inandırıldığını belirtti.
Davada Oktar'ın hedef kızı sembolik bir kabul töreni ile imam nikâhı kıyarak haremine katıp köleleştirdiği bilgisi yer alıyordu.
BİN BAKİRE KIZ İLE BİRLİKTE OLMA KRİTERİ ÜZERİNE KURULU
Bu sistem örgüt yöneticisi Adnan Oktar tarafından talimat ile oluşturulmuş, yine mehdiliğin zuhur alametlerinden olan bin bakire kız ile birlikte olma kriterini gerçekleştirmek üzere kuruluydu.
ADNAN OKTAR'IN 24 SAATİ
Adnan Oktar'ın hava aydınlandıktan sonra uykuya daldığını söyleyen Sezer, Oktar'ın ölüm korkusu nedeniyle başında bir nöbetçi ile uykuya daldığını ifade etti. Uyandıktan sonra gazetesini okuyor. Evin içindeki herkes ona hizmet etmek zorunda.
AYAKKABISINI FÖN MAKİNESİ İLE ISITILIYORDU
Adnan Oktar'ın kediciği Beril Koncagül ifadesinde şunları söylemişti:
Gazete okurken bile sapık. İki kız, yarı çıplak gazeteyi tutuyor, sayfalarını çeviriyorduk, o da okuyordu. Artık gazeteyi tutmaktan ellerimiz titriyordu ama umursamıyordu. Çoraplarını biz giydiriyorduk. Telefonu eline almıyor, kızlar kulağına tutuyor. Bir dakika geciksen olay çıkarıyor. Ayakkabısını giymeden ve saatini takmadan önce fön makinesiyle ısıtıyorduk.
KIZGIN ÇAY DÖKÜYORMUŞ
Sezer, Oktar'ın kadınlar üzerinde psikolojik ilaçlar kullandığını belirterek, Oktar'ın dediklerini yapmazlarsa kadınları acımasızca dövdüğünü, üzerlerine kızgın çay döktüğü bilgisini paylaştı.
KADINLAR NEDEN BENZER FİZİKSEL ÖZELLİKLERE SAHİP?
Sezer, Adnan Oktar'ın, 'Kedicikler' olarak bilinen kadınları, çeşitli estetik operasyonlarla, 1980'li yıllarda Ankara'nın gece hayatında etkilendiği bir kadına benzetmeye çalıştığını ifade etti. Öte yandan Sezer, örgütün doktorunun olduğunu da söyledi.
Örgüt, ağına düşürdüğü insanları, özellikle kadınları tekrar toplum içine karışamayacak hale getirdiğini söyleyen Sezer, "Adnan'ın önüne geldiğinizde zaten ruhunuz bedeninizden ayrılmış, bir eşya haline geliyorsunuz. 100 binin üzerinde mağdur insan var." dedi.
ÖRGÜTE GİRMENİN BAZI ŞARTLARI VAR
Örgüte girmenin belirli şartları olduğunu anlatan Sezer, "Ya çok zengin olmanız gerekiyor, ya çok güzel veya yakışıklı olmanız gerekiyor, ya da çok özel bir beceriniz olması gerekiyor" dedi.
Evlerden 500 kutu doğum kontrol hapı çıktığını söyleyen Sezer, Bu hapların hormon hapları kategorisinde yer aldığını söyledi. Evlerde kadın ve erkeklerin ayrı yaşadıklarını aktaran Sezer, bazı üyelerin evli olduklarını hatta çocukları bile olduğunu ifade etti
PARANIN KAYNAĞI NEREDEN GELİYOR?
Sezer, örgütün finansal kaynağını birkaç farklı yol ile sağladığına işaret ederek, "İlk olarak yurt dışındaki bir ülkeden Adnan Oktar'a Türk aile yapısını bozmak üzerine para gönderiliyor. İkinci olarak iyi şirketler kurup, bankalardan kredi alarak daha sonra bu şirketleri batırıyorlar." dedi.
ÇIRIL ÇIPLAK KUR'AN-I KERİM OKUYAN KADINLAR
Örgüt üyesi bir kadının çırıl çıplak Kur'an-ı Kerim okurken bir görüntüsünü paylaştığını ifade eden Sezer, bu fotoğrafa gelen hakaret yorumlarına yönelik davalar açıldığını belirtti. Örgütün hukuk grubunun bu tazminat davaları ile ayda 15 milyon para kazandığını söyledi.
100 BİNİN ÜZERİNDE MAĞDUR
Örgüte dahil edilen kadınların şantaj ve tehditle örgütten çıkmasının engellendiğini söyleyen Sezer, açıklamalarını şu şekilde sürdürdü:
"Örgüt, ağına düşürdüğü insanları, özellikle kadınları tekrar toplum içine karışamayacak hale getiriyor. Bir kere fiziksel özellikleriyle oynuyor. İkincisi, raydan çıktığınızda, Adnan'ın önüne geldiğinizde zaten ruhunuz bedeninizden ayrılmış, bir eşya haline geliyorsunuz. 100 binin üzerinde mağdur insan var."
11 YAŞINDA BİR MAĞDUR VAR
11 yaşında bu örgüt tarafından istismar edilen mağdur var.
Biz 14 yaşında ifadesini aldık. Annesi getiriyor… Annesi örgütte. İstismar edildiği zaman yaşı 11. Annesi kızına diyor ki, 'Dağ evine gideriz, sen Adnan'la kalırsın. Korkma, merak etme ben de yan taraftaki evde olacağım.' Dava dosyasında var. Ses kayıtları var bunun…
Bu örgüt, böyle bir örgüt. Bunlardan bir tanesi içeride, dışarıda ne var bilmiyoruz. Örgütte pedofili yoğun. Firari olan üyeler var. Örgüt aktif. İçeridekinden çok dışarıda insan var.
Örgüt faaliyetlerine devam ediyor şu anda. Polis de faaliyetlerine devam ediyor. Adnan Oktar bugün cezaevinden çıksa, örgüt 24 saatte eskisinden daha güçlü olur.
Fakat 25. saatte devlet tepesine biner. Örgütün, FETÖ ile çok benzer özellikleri var."
SÜLEYMAN SOYLU'NUN HABERİ VARDI
Öte yandan yapılan belgeselde eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya haber verilmediğine dair bir iddia gündeme gelmişti. Sezer, programda bu iddiayı yalanlayarak, "Dosyanın içinde teknik takip var. Gereken izinleri almamız için eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya haber vermemiz gerekiyordu. Bu nedenle böyle bir şeyin söz konusu olması mümkün değil. Sayın bakan bu dosyaya sonuna kadar sahip çıkmıştır" dedi.
ÖRGÜTÜ UYARAN BAKAN CHP'Lİ ÇIKTI
Öte yandan Eski Emniyet Müdürü Furkan Sezer, Adnan Oktar grubuna yönelik operasyon öncesinde Oktar'ın eski bir bakan tarafından uyarıldığını öne sürmüştü. Bu ismin kim olduğu merak edilirken eski bakan Yaşar Okuyan ismi öne çıktı. İddiaların sorulduğu Okuyan, "Bunlarla ilgili soruşturmalar olduğunu herkes biliyordu. Ben de kendilerini yanlış bir şey yapmayın diye dostça uyardım. Yanlış yapmamaları için uyardım" dedi.
"DİKKATLİ OLUN" DİYE UYARMIŞLAR
8 bin 658 yıl hapse mahkum edilen Adnan Oktar ve grubuna yönelik operasyonlar, yıllar geçse de gündemden düşmüyor. Operasyonun yapıldığı dönemde İstanbul Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Furkan Sezer'in, eski bir bakanın Adnan Oktar'ı soruşturma konusunda uyardığını ve "Adliyede sizinle ilgili bir hazırlık süreci var, süreç yürüyor, dikkatli olun" dediğini iddia etmişti.
"DOSTÇA UYARDIM"
Bu ismin kim olduğu merak edilirken CHP yandaşı Sözcü yazarı Saygı Öztürk, Furkan Sezer'in kastettiği bakanın son olarak CHP'de siyaset yapan Yaşar Okuyan olduğunu açıkladı.
İddiaların sorulduğu Okuyan'ın, "Ben bunların televizyonlarına birkaç kez röportaja çıktım. Bir kere de iftarına gittim. Onların dışında bunlarla bir bağlantım yok. Ancak bunlarla ilgili soruşturmalar olduğunu herkes biliyordu. Ben de kendilerini yanlış bir şey yapmayın diye dostça uyardım. Yanlış yapmamaları için uyardım" dediği öğrenildi.
Yaşar Okuyan, avukatı aracılığıyla programda Furkan Sezer'in yalan beyanda bulunduğunu ifade etti. Sezer, "Ben yalan beyanda bulunmadım. Dosyada olmayan hiçbir şey söylemedim" dedi.
Sezer, Okuyan'ın, "Eymen" kod adlı örgüt üyesi Aylin Atmaca'ya, "Size yönelik 2019 seçimleri öncesi bir operasyon olacak. Tayyip Bey'in onayıyla. Ona göre tedbirlerinizi alın" diyerek operasyon öncesi uyarılarda bulunduğunu belirtti.
Örgütün Ankara grubundan olan Atmaca ve Yeliz Sucu'nun telefon konuşmaları tutanakta yer aldı. Telefon konuşmasını konu alan ifadelerde, eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan'ın Adnan Oktar'ı ziyaret etmek istedeiği bilgisi yer alıyor.
Atmaca, söz konusu konuşmaya ilişkin verdiği ifadede, "Yeliz Sucu camiadan arkadaşımdır. Bu telefon görüşmesinde eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan Bey Adnan Beyi ziyaret etmek istediğini bana söyledi. Ben de Yeliz'i arayarak ziyaretin programını yapmasını istedim" sözleri yer aldı.
Atmaca, söz konusu konuşmaya ilişkin verdiği ifadede, "Yeliz Sucu camiadan arkadaşımdır. Bu telefon görüşmesinde eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan Bey Adnan Beyi ziyaret etmek istediğini bana söyledi. Ben de Yeliz'i arayarak ziyaretin programını yapmasını istedim" sözleri yer aldı.