Bakan Çavuşoğlu: Batı Şeria ve Gazze'de yaşananların tek sorumlusu İsrail'dir
Giriş Tarihi: 20.5.2021 18:14 Son Güncelleme: 20.5.2021 19:49
Bakan Çavuşoğlu: Batı Şeria ve Gazze'de yaşananların tek sorumlusu İsrail'dir
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Bu saldırgan eylemler bir savaş suçu teşkil etmekte. Suçun failini ortaya koymak zorundayız, bugün Kudüs, Batı Şeria ve Gazze'de yaşananların tek sorumlusu İsrail'dir." dedi.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, BM Genel Kurulu'ndan önemli açıklamalarda bulundu.Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Filistin gündemi ile toplanan BMGK'da önemli açıklamalarda bulundu. İsrail'in işgal ve terörizmini tüm dünyaya anlatan Çavuşoğlu, "BMGK sorumluluklarını yerine getirmekte bir kez daha başarısız olması talihsiz ve üzücüdür. Uluslararası barışın korunmasında konsey bir kez daha eylemsiz kalmıştır" ifadelerini kullandı. Çavuşoğlu, Başkan Erdoğan'ın "Dünya 5'ten büyüktür" vurgusunu BM Genel Kurulu'nda bir kez daha dile getirdi.

İsrail ve Filistin arasında yaşanan krizi görüşmek üzere toplanan BM Genel Kurulu'na hitap eden Çavuşoğlu, bu toplantının düzenlenmesine öncülük eden Genel Kurul Başkanı Volkan Bozkır'a teşekkür etti.
Çavuşoğlu, İsrail'in saldırıları sonucu hayatlarını kaybedenlere Allah'tan rahmet, aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu binlerce yaralıya da acil şifalar diledi.
Filistin'de uzun yıllardır bir dram yaşandığını ve yürekleri burkan bu trajedinin gözler önünde devam ettiğini söyleyen Çavuşoğlu, "Bu trajedinin failleri aynı suçları tekrar tekrar işleyerek bizleri bu ağır suçlara, Filistin halkının zulmüne ve temel insan hak ve özgürlüklerinin ihlallerine karşı kayıtsız kılmaya çalışıyor." dedi.
Çavuşoğlu, bu mezalim ve vahşet karşısında sessiz kalınmaması gerektiğini vurgulayarak, "Adaletsizlik karşısında sessiz kalmak, işlenen suça ortak olmakla aynı şeydir. Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır." ifadesini kullandı.
Bugün gelinen noktayı iyi anlayabilmek için her şeyden önce mevcut durumun altında yatan sebeplerin doğru şekilde teşhis edilmesi gerektiğini aktaran Çavuşoğlu, "Mevcut kriz, İsrail'in Kudüs'te devam eden provokasyonları, Mescid-i Aksa'nın kudsiyetine yapılan saldırılar, Filistinlilerin ibadet özgürlüklerinin engellenmesi ve Filistinlilerin Şeyh Cerrah'taki evlerinden zorla tahliye edilmeleri nedeniyle yaşandı." diye konuştu.
Çavuşoğlu, bu saldırıların Müslümanlar için ibadet ve tefekkür ayı olan mübarek Ramazan ayında gerçekleştiğini, Gazze'de sadece sivillerin kullandığı yüksek katlı binaların değil, aynı zamanda okullar ve hastanelerin de hedef alındığını ifade etti.
Temel insan hak ve adaletin karşısında sessiz kalmak işlenen suça ortak olmaktır. Mevcut durum Filistinlilerin ibadet özgürlüğünün engellenmesi ve zorla evlerinden tahliye edilmesinden kaynaklanmıştır.
BU HARİTAYI HERKES İYİ GÖRSÜN
Yardım kuruluşlarının bile olduğu binalar bombalanmıştır. Bu olaylar tamamen savaş suçudur. İsrail'in son Gazze'ye yönelik saldırıları bu toprakları dünyanın en büyük açık alan hapishanesine döndürdü. Bugüne kadar Filistin topraklarının nasıl gasp edildiğini gösteren haritadır. Bu haritayı dünya iyi görsün, İsrail'in Filistin topraklarını nasıl çaldığını iyi görsün.
İsrail oldu bitti yaratmaya çalışıyor. Şu anda yapılması gereken sadece ateşkesin sağlanması değil, İsrail'in Filistin topraklarındaki işgalini sona erdirmek için uluslararası toplumun seferber edilmesi gerekmektedir.
BMGK sorumluluklarını yerine getirmekte bir kez daha başarısız olması talihsiz ve üzücüdür. Uluslararası barışın korunmasında konsey bir kez daha eylemsiz kalmıştır.
DÜNYA 5'TEN BÜYÜKTÜR
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dünya 5'ten büyütür çağrısının nedeni de budur. İsrail'in Filistinlilere yönelik saldırıları durdurmak için ahlaki tepkiler almanın vakti gelmiştir.
Gazze'ye insanı yardımların ulaştırılabilmesi için önündeki engellerin kaldırılması gerekiyor.
"İSRAİL BİR SÖMÜRGE GÜCÜ"
Filistin Dışişleri Bakanı Riyad el- Maliki, "İsrail'in kendini savunma hakkından bahseden ülkeler hangi haktan bahsediyor. İsrail bir sömürge gücü ve tüm halkı cezalandırıyor." dedi.
İsrail ve Filistin arasında yaşanan krizi görüşmek üzere toplanan Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nda "Filistin Özel Oturumu'nda konuşan Maliki, İsrail'in "Filistinlilerin en kutsal mekanına en kutsal ayın en kutsal gecesinde baskın düzenlemesinin" tek başına bir örnek teşkil ettiğini belirtti.
Maliki, son dönemde Kudüs'te yaşanan olaylara ilişkin, "Kudüs, insanlarını işe katmadan ve insanları pahasına barış yapabileceğini düşünenlere karşılık verdi. İşgalcilere Kudüs'ü hediye edenlere yanıt verdi. Kudüs'ün satılık olmadığını, onlara ait olmadığını anlattık. Aksa'yı bölmeye çalışanlara cevap verildi ve halkın buna izin vermeyeceği ortaya kondu. Sahibi olmayanların Aksa'yı hakketmeyenlere vermesine müsaade etmedik." ifadelerini kullandı.
Tel Aviv'in öz savunma hakkına vurgu yapan ülkelere seslenen Maliki, "İsrail'in kendini savunma hakkından bahseden ülkeler hangi haktan bahsediyor. İsrail bir sömürge gücü ve tüm halkı cezalandırıyor." dedi.
Maliki, uluslararası toplumun sorumluluğunu üstlenerek İsrail'in "kutsal mekanları, topraklarını Filistin'in bugünü ve yarınını işgaline bir son vermesi" çağrısında bulunarak, "Uluslararası kanunlar, uluslararası düzenin köşe taşıdır, kandırmacayı ve yanlış tefsiri kabul etmez. İsrail'e kanunların üzerinde bir ülke olarak muamele etmek ancak bu durumu teşvik eder. Bizler sizlerden uluslararası hukuk çerçevesindeki İsrail'in işgal altındaki bölgelerde ve Doğu Kudüs'te oldubittilerle uygulamaya sokmaya çalıştığı prosedürlere karşı vaatlerinizi tutmanız çağrısı yapıyoruz." diye konuştu.
"Uluslararası toplumun sorumluluğu işgalin kurbanlarına destek olmak, savaş suçlarına dokunulmazlık getirmek değil. Sorumluluğunuz, yasa dışı yerleşim yerleriyle mücadele etmek, bu yerleşim yerlerini boykot edenlerle değil." ifadelerini kullanan Filistin Dışişleri Bakanı, "Netanyahu hükümeti, iki devletli çözüme inanmıyor, yasa dışı yerleşim politikasına devam ederek bu çözümü boşa çıkarıyor." değerlendirmesinde bulundu.
Öte yandan, İsrail'in BM Daimi Temsilcisi Gilad Erdan'ın, Maliki konuşurken salondan ayrıldığı objektiflere yansıdı.
Son dakika: Volkan Bozkır ve Antonio Guterres'ten flaş Filistin ve Gazze açıklaması
Son dakika haberi... BM 75. Genel Kurul Başkanı Volkan Bozkır yaptığı açıklamada "Filistinlilerin Şeyh Cerrah'da evlerinden tahliye edilmesi uluslararası hukuka göre savaş suçu teşkil edebilir." mesajını verdi. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ise; "Yeryüzünde bir cehennem varsa o da Gazze'deki çocukların hayatlarıdır. Çatışmalar derhal durmalı." ifadelerini kullandı.
Son dakika haberi... BM 75. Genel Kurul Başkanı Volkan Bozkır ve BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Filistin ve Gazze'e yaşanan İsrail barbarlığına tepki gösteren açıklamalar yaptılar.
"SAVAŞ SUÇU TEŞKİL EDEBİLİR"
Volkan Bozkır yaptığı açıklamada "Filistinlilerin Şeyh Cerrah'da evlerinden tahliye edilmesi uluslararası hukuka göre savaş suçu teşkil edebilir." mesajını verdi.
"ÇATIŞMALAR DERHAL DURMALI"
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, BM 67. Genel Kurulunda yaptığı konuşmada, "Yeryüzünde bir cehennem varsa o da Gazze'deki çocukların hayatlarıdır. Çatışmalar derhal durmalı." dedi.
GUTERRES'TEN AÇIKLAMALAR
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ve BM 75. Genel Kurul Başkanı Volkan Bozkır, Filistin ve Gazze'e yaşanan İsrail barbarlığına tepki gösteren açıklamalar yaptılar.
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres "Yeryüzünde bir cehennem varsa o da Gazze'deki çocukların hayatlarıdır. Çatışmalar derhal durmalı." dedi.
BOZKIR: SAVAŞ SUÇU
BM 75. Genel Kurul Başkanı Volkan Bozkır, "Filistinlilerin Şeyh Cerrah'da evlerinden tahliye edilmesi uluslararası hukuka göre savaş suçu teşkil edebilir." ifadelerini kullandı.
FİLİSTİN GÜNDEMİ İLE TOPLANDILAR
BM Genel Kurulu bugün Filistin gündemiyle toplandı. Toplantıda, İsrail'in Gazze'ye saldırıları ve Doğu Kudüs'te Filistinlilerin evlerinden zorla çıkarılmaları görüşüldü.
BM Genel Kuruluna, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da katıldı.
BM'de Filistin gündemli toplantı! Bakan Çavuşoğlu'ndan önemli açıklamalar
İsrail'in, BM Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı, Kızılay ve medya kuruluşlarının kullandığı binaları bile bombalamaktan geri durmadığını belirten Çavuşoğlu, Gazze'nin en önemli doktorlarının İsrail'in hava saldırılarıyla öldürüldüğünü söyledi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, ''İsrail hükümetinin saldırganlığını eleştirenler hemen antisemitizmle suçlanıp susturulmaya çalışılıyor. Oysa bizler İslam düşmanlığı ve Hristiyan düşmanlığı gibi antisemitizmin de bir insanlık suçu olduğuna inanıyoruz.'' dedi.
İsrail ve Filistin arasında yaşanan krizi görüşmek üzere toplanan BM Genel Kurulu'na hitap eden Çavuşoğlu, İsrail işlediği suçlardan sorumlu tutulmadıkça ve hesap vermeyeceğine dair inancı ortadan kaldırılmadıkça bu tür trajedilerin tekrarlanmasının kaçınılmaz olduğunu söyledi.
Filistin topraklarında sürdürülebilir barış ve istikrarın ancak yasa dışı ve insanlık dışı İsrail işgali sona erdiği takdirde sağlanabileceğine dikkati çeken Bakan Çavuşoğlu, ''İsrail'in son saldırıları, Filistinlilere yönelik etnik temizlik ve ilhak politikalarının bir parçasıdır. Nitekim, İsrail'in Gazze'ye yönelik ablukası, bu toprakları dünyanın en büyük açık hava hapishanesine dönüştürdü.'' ifadelerini kullandı.
Burada, 2 milyondan fazla insanın yaşadığı 365 kilometrekarelik bir toprak parçasından bahsedildiğini aktaran Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bakın şu haritalar gerçekleri ortaya koyuyor, 1947 yılından bugüne kadar Filistin topraklarının nasıl gasbedildiğini, nasıl işgal edildiğini gösteren bir haritadır. Elbette bugün burada bulunan tüm temsilciler, bu haritayı her gün görebiliyorlar çünkü bu BM çatısı altında, Filistinli kardeşlerimiz sürekli bu haritaları sergiliyor. Ama bu haritayı dünya iyi görsün ve 1947'den bugüne İsrail'in Filistin topraklarını nasıl çaldığını, nasıl gasbettiğini iyi görsün ve hatırlasın. İşte 1947'den beri süren işgalin ve çekilen acıların özetidir biraz önce gösterdiğim harita.''
İsrail'in bu eylemleriyle iki devletli çözüme ilişkin yerleşik parametreleri daha da aşındırmayı ve yeni bir oldu bitti yaratmayı hedeflediğini kaydeden Çavuşoğlu, ''Bu nedenle, şu anda yapılması gereken şey, sadece ateşkesin sağlanması değil, aynı zamanda İsrail'in Filistin toprakları üzerindeki işgal ve ablukasını sona erdirmek için uluslararası toplumun seferber edilmesidir.'' şeklinde konuştu.
BM Güvenlik Konseyi'nin sorumluluklarını yerine getirmekte bir kez daha başarısız olmasının ise talihsiz ve üzücü olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, şunları söyledi:
''Uluslararası barış ve güvenliğin korunmasında kendisine en çok ihtiyaç duyulan bir zamanda, Konsey bir kez daha eylemsiz ve işlevsiz kalmıştır. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'Dünya Beşten Büyüktür' çağrısının sebebi de işte budur. Konsey ve üyeleri gerçekten ahlaki sorumluluklarını yerine getirme iddiasında olsalardı, İsrail'in masum sivillere yönelik ayrım gözetmeyen saldırılarını kati suretle kınar, etnik temizlik kampanyasını durdurmak için harekete geçerlerdi.''
İsrail'in Filistinlilere yönelik saldırılarını durdurmak için uluslararası toplum tarafından etkili yasal ve ahlaki tedbirler almanın vaktinin geldiğine işaret eden Çavuşoğlu, yerlerinden edilmiş binlerce Filistinli için Gazze'ye insani yardımların önündeki engellerin de kaldırılması gerektiğini vurguladı.
Çavuşoğlu, geçmişte, Güvenlik Konseyi'nin işlevsiz kaldığı durumlarda, BM Genel Kurulu'nun Kudüs'ün statüsü ve Filistinlilerin korunmasına yönelik tarihi kararlar almayı başardığını hatırlatarak, bu iki konunun bugün de İsrail-Filistin ihtilafının merkezinde yer aldığını söyledi.
Bakan Çavuşoğlu,'' Uluslararası toplumun Filistin halkını koruma sorumluluğu var. Genel Kurul 13 Haziran 2018 tarihinde kabul ettiği kararda, Filistinli sivil halkın güvenliğini ve korunmasını teminat altına alacak tedbirlerin ele alınması çağrısında bulunmuş, ayrıca İsrail'in Gazze Şeridi'ne giriş-çıkışlara yönelik yasak ve kısıtlamalarının sona erdirilmesini istemiş ve Gazze'deki Filistinlilere derhal ve engelleme olmadan insani yardım sağlanmasını talep etmişti. Bu karar doğrultusunda, Filistinli siviller için uluslararası bir koruma mekanizmasının kurulması için çalışmalıyız. Bu çalışmalar, gönüllü ülkelerin askeri ve mali katkılarıyla oluşturulacak uluslararası bir güç yoluyla fiziki korumayı da içermelidir.'' ifadelerini kullandı.
İsrail'in işlediği suçların hesabını vermesinin bu saldırıların tekrarının önlenmesi bakımından hayati olduğunu belirten Çavuşoğlu, "Bu noktada, Birleşmiş Milletler insan hakları mekanizmaları ile Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne önemli görevler düşüyor.'' dedi.
Filistinliler ve İsraillilerin barış içinde bir arada yaşayabilmeleri için barış süreci ve iki devletli vizyonun yeniden canlandırılması gerektiğini vurgulayan Çavuşoğlu, üç semavi dinin merkezi Kudüs'ün statüsünün korunmasının kalıcı bir çözümün en önemli unsuru olduğunu ifade etti.
Çavuşoğlu, ''Burada şunu da vurgulamak isterim: İsrail hükümetinin saldırganlığını eleştirenler hemen antisemitizmle suçlanıp, susturulmaya çalışılıyor. Oysa, bizler İslam düşmanlığı ve Hristiyan düşmanlığı gibi antisemitizmin de bir insanlık suçu olduğuna inanıyoruz. İsrail'in bugünkü saldırganlığını eleştiren çok sayıda Musevi var dünyanın her yerinde, benim ülkemde, Amerika'da, burada, İsrail'in içinde. Bu Yahudiler de mi antisemitik ya da Yahudi düşmanı. O yüzden işlediğiniz suçları örtbas etmek için veya bunu eleştirenleri susturmak için hemen antisemitik suçlamasına tevessül etmeyin. Biz hiçbir şekilde bu zülüm karşısında susmayacağız.'' şeklinde konuştu.
Filistinlilerin aralarındaki fikir ayrılıklarını gidermeleri ve uzlaşıya varmalarının da zamanı geldiğini söyleyen Çavuşoğlu, ''Ancak birleşik bir Filistin, bu davayı sahiplenebilir ve Filistin halkının acılarına çözüm bulabilir.'' dedi.
Filistin'deki seçimlerin daha fazla gecikmeden yapılması gerektiğini, Kudüs'te seçimlerin yapılmasını engelleyenin ise İsrail olduğunu belirten Çavuşoğlu, Filistin halkının özgürlük ve haysiyetli bir yaşam yolundaki meşru taleplerinin artık daha fazla engellenemeyeceğini vurguladı.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, ''İsrail-Filistin ihtilafının adil, kapsamlı ve kalıcı çözümü de daha fazla ertelenemez. Türkiye, meşru taleplerinin karşılanması ve hak ve özgürlüklerinin korunması için Filistin halkının yanında olmaya devam edecektir.'' ifadelerini kullandı.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'ndan BM 67. Genel Kurulu'nda flaş Filistin açıklaması
Son dakika... Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, BM Genel Kurulu’nda hitap etti. Çavuşoğlu: "(İsrail'in Filistin'e saldırılarına sert tepki göstererek, "Adaletsizlik karşısında sessiz kalmak, işlenen suça ortak olmakla aynı şeydir. Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır." dedi. Çavuşoğlu, "Bu saldırgan eylemler bir savaş suçu teşkil etmekte. Suçun failini ortaya koymak zorundayız, bugün Kudüs, Batı Şeria ve Gazze'de yaşananların tek sorumlusu İsrail'dir." şeklinde konuştu.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, BM Genel Kurulu'nun Filistin'e ilişkin toplantısında, İsrail'in saldırılarının etnik temizlik ve ilhak politikalarının bir parçası olduğunu ifade ederek, İsrail'in Gazze'yi dünyanın en büyük açık hava hapishanesine dönüştürdüğünü ifade etti.
Bakan Çavuşoğlu'nun mesajları şöyle;
"BUNUN TEK SORUMLUSU İSRAİL'DİR"
Bu saldırgan eylemler bir savaş suçu teşkil etmiştir. Saldırının failini de açık açık ortaya koymak zorundayım. Bunun tek sorumlusu İsrail'dir. Filistin topraklarında sürdürülebilir barış ve istikrar ancak yasadışı ve insanlık dışı İsrail işgali sona erdiği takdirde sağlanabilir. Son saldırılar Filistinlilere yönelik etnik temizlik ve ilhak politikalarının bir parçasıdır. İsrail'in Gazze'ye yönelik ablukası bu toprakları dünyanın en büyük açık hava hapishanesine dönüştürdü. Şu haritalar gerçekleri ortaya koyuyor. 1947 yılından bugüne kadar Filistin topraklarının nasıl gasp edildiğini, nasıl işgal edildiğini gösteren bir haritadır. Burada bulunan tüm temsilciler bu haritayı her gün görebiliyorlar. BM çatısı altında Filistinli kardeşlerimiz sürekli olarak bu haritaları sergiliyor. Dünya bu haritaları iyi görsün, 1947'den bu yana İsrail'in bu toprakları nasıl çaldığını, gasp ettiğini görsün hatırlasın. İsrail bu eylemleriyle iki devletli çözüme ilişkin yerleşik parametreleri aşındırmayı ve yeni bir oldu bittiyi hedefliyor. Burada sadece ateşkesin sağlanması değil, İsrail'in işgal ve ablukasını sona erdirmesi için uluslararası toplumun seferber edilmesidir.
KATAR'DAN İSRAİL'E: ETNİK TEMİZLİK NOKTASINA VARDI
BM'YE FİLİSTİN ELEŞTİRİSİ
BM Güvenlik Konseyi'nin sorumluluklarını yerine getirmekte bir kez daha başarısız olması talihsiz ve üzücüdür. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 'dünya beşten büyüktür' çağrısının sebebi budur. Konsey üyeleri ahlaki sorumluluklarını yerine getirme iddiasında olsaydı, İsrail'in masumlara yönelik saldırılarını kınar, etnik temizliği durdurmak için harekete geçerdi.İsrail'in Filistinlilere yönelik saldırıları durdurmak için yasal ve ahlaki tedbirleri almak zamanı gelmiştir. Geçmişte Güvenlik Konseyi'nin işlevsiz kaldığı durumlarda BM Genel Kurulu tarihi kararlar almaya başarmıştı. Bugünkü konu İsrail Filistin ihtilafının merkezinde yer alıyor. Uluslararası toplumun Filistin halkını koruma sorumluluğu vardır.
BOZKIR VE GUTERRES'TEN FİLİSTİN AÇIKLAMASI
"FİLİSTİNLİLER İÇİN ULUSLARARASI KORUMA MEKANİZMASI GEREKLİ"
Filistinli siviller için uluslararası bir koruma mekanizmasının korunması için çalışmalıyız. Bu çalışmalar gönüllü ülkelerin askeri ve mali kaynakları ile oluşturulacak fiziki bir korumayı da içermelidir. İsrail'in işlediği suçlarının hesabını vermesi ve saldırıların önlenmesi bakımından hayati derecede önemlidir. Bu konuda uluslararası ceza mahkemesine önemli görev düşüyor. Bu şiddet sarmalından çıkılması da uluslararası toplumun sorumluluğundadır. Barış içinde bir arada yaşanılabilmesi için barış sürecinin yeniden canlandırılması gerekiyor. Üç semavi dinin sembolü Kudüs'ün korunması mümkündür. İsrail hükümetinin saldırganlığını eleştirenler antisemitizmle suçlanıp, susturulmaya çalışılıyor. Bizler İslam ve Hıristiyan düşmanlığı gibi antisemitizmin de insanlık suçu olduğuna inanıyoruz.
İsrail'in saldırganlığını eleştiren çok sayıda Yahudi var. Bunlar da mı antisemitik ya da Yahudi düşmanı. Filistinlilerin arasındaki fikir ayrılıklarının giderilmesi, uzlaşıya varılması artık elzemdir, vakti gelmiştir. Birleşik bir Filistin ancak bu davayı sahiplenebilir ve Filistin halkının acılarına çözüm bulabilir. Filistin'deki seçimler yapılmalıdır. Kudüs'teki seçimlerin yapılmasını engelleyenin İsrail olduğu unutulmamalıdır. İsrail Filistin ihtilafının adil, kapsamlı, kalıcı çözümü daha fazla ertelenemez.Türkiye meşru taleplerinin karşılanması, hak ve özgürlüklerin korunması için Filistin halkının yanında olmaya devam edecektir.
YORUMLAR