Boğaziçi Üniversitesi'nde gözaltına alınanlara bakın! Öğrenci değil terör destekçisi çıktılar
Giriş Tarihi: 6.1.2021 21:36 Son Güncelleme: 6.1.2021 22:13
Prof. Dr. Melih Bulu'nun Boğaziçi Üniversitesi'ne rektör olarak atanmasını bahane eden CHP ve HDP yandaşları üniversiteyi karıştırdı. Kısa sürede Terör örgütlerinin propaganda alanına dönen Boğaziçi Üniversitesi’ndeki eylemlerde 36 kişi gözaltına alındı.Boğaziçi . Gözaltına alınan ve sözde öğrenci olarak yansıtılan zanlılar arasında PKK, MLKP, DEVPAR, THKPC, TKP/ML ve TKEP/L gibi terör örgütleri ile marjinal gruplara üye olan isimler çıktı.

Prof. Dr. Melih Bulu'nun Boğaziçi Üniversitesi'ne rektör olarak atanmasını bahane eden CHP ve HDP yandaşları üniversiteyi karıştırdı. Kısa sürede Terör örgütlerinin propaganda alanına dönen Boğaziçi Üniversitesi'ndeki eylemlerde 36 kişi gözaltına alındı.
ÖĞRENCİ DEĞİL TERÖR YANLISI ÇIKTILAR
36 kişi arasında olan ve öğrenci olduğu iddia edilen 15 kişinin Boğaziçi Üniversitesi ile hiçbir ilişkisi olmadığı ve bazılarının terör örgütleriyle irtibatları tespit edildi. Gözaltına alınan zanlıların kimliklerinin tespit edilmesinin ardından hepsinin bağlantıları da tek tek tespit edildi.
"PKK, MLKP, DEVPAR, TKP/ML..."
Boğaziçi . Gözaltına alınan ve sözde öğrenci olarak yansıtılan zanlılar arasında PKK, MLKP, DEVPAR, THKPC, TKP/ML ve TKEP/L gibi terör örgütleri ile marjinal gruplara üye olan isimler çıktı.
TERÖR ÖRGÜTLERİNİN DESTEKÇİLERİ ÇIKTILAR
Gözaltına alınan Rıdvan Salih G.'nin daha önce PKK/KCK ile DHKP/C terör örgütlerinin açık alan yapılanmaları organizesindeki eylemlere katıldığı ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sosyoloji Bölümü öğrencisi olduğu, Muhammed H.'nin TKEP/L terör örgütü açık alan yapılanmaları organizesindeki eylemlere aktif olarak katıldığı, Boğaziçi öğrencisi olmadığı, Erkin Bayırn Göylüer'in DEVPAR içerisinde faaliyet yürüttüğü Boğaziçi üniversitesi öğrencisi olmadığı, Azze Deniz A.'nın MLKP terör örgütü açık alan gençlik yapılanması SGDF içerisinde faaliyet yürüttüğü Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi olmadığı, Ecem K.'nın Sol marjinal yapılanmaları organizesinde gerçekleştirilen eylemlere etkinliklere katılım sağladığı Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi olmadığı tespit edildi.
SADECE 1'İ BOĞAZİÇİ ÖĞRENCİSİ
Zanlılardan sadece 1'inin Boğaziçi Üniversitesi öğrenci olduğu belirlenirken, gözaltına alınanlardan bazılarının da DHKP, MLKP ve Dev Yol'un da aralarında bulunduğu bazı terör örgütlerine üye olmak suçlamasıyla yargılanmasının sürdüğü öğrenildi.
İşte isim isim eyleme katılanlar:
Boğaziçi Üniversitesi'nde gözaltına alınan sözde öğrenciler! Terör örgütü destekçisi çıktılar...
Boğaziçi Üniversitesi'nde yaşanan olayları provoke etmeye çalışan zanlılara yönelik 36 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınan ve sözde öğrenci olarak yansıtılan zanlılar arasında PKK, MLKP, DEVPAR, THKPC, TKP/ML ve TKEP/L gibi terör örgütleri ile marjinal gruplara üye olan isimler çıktı. Sabah gazetesinden Halin Turan'ın özel haberi...
Son dakika haberi: Boğaziçi Üniversitesi'ne Prof. Dr. Melih Bulu'nun rektör olarak atanması sonrasında gösterilerde gözaltına alınan 36 kişi arasında olan ve öğrenci olduğu iddia edilen 15 kişinin Boğaziçi Üniversitesi ile hiçbir ilişkisi olmadığı ve bazılarının terör örgütleriyle irtibatları tespit edildi. Gözaltına alınan zanlıların kimliklerinin tespit edilmesinin ardından hepsinin bağlantıları da tek tek tespit edildi.
TERÖR ÖRGÜTLERİNİN DESTEKÇİLERİ ÇIKTILAR
Gözaltına alınan Rıdvan Salih G.'nin daha önce PKK/KCK ile DHKP/C terör örgütlerinin açık alan yapılanmaları organizesindeki eylemlere katıldığı ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sosyoloji Bölümü öğrencisi olduğu, Muhammed H.'nin TKEP/L terör örgütü açık alan yapılanmaları organizesindeki eylemlere aktif olarak katıldığı, Boğaziçi öğrencisi olmadığı, Erkin Barın G.'nin DEVPAR içerisinde faaliyet yürüttüğü Boğaziçi üniversitesi öğrencisi olmadığı, Azze Deniz A.'nın MLKP terör örgütü açık alan gençlik yapılanması SGDF içerisinde faaliyet yürüttüğü Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi olmadığı, Ecem K.'nın Sol marjinal yapılanmaları organizesinde gerçekleştirilen eylemlere etkinliklere katılım sağladığı Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi olmadığı tespit edildi.
SADECE 1'İ BOĞAZİÇİ ÖĞRENCİSİ
Zanlılardan sadece 1'inin Boğaziçi Üniversitesi öğrenci olduğu belirlenirken, gözaltına alınanlardan bazılarının da DHKP, MLKP ve Dev Yol'un da aralarında bulunduğu bazı terör örgütlerine üye olmak suçlamasıyla yargılanmasının sürdüğü öğrenildi.
BOĞAZİÇİ'NDE GÖZALTINA ALINAN ZEYNEL ÇUHADAR’IN DA TERÖR PROPAGANDASI PAYLAŞIMLARI ORTAYA ÇIKTI
Türkiye bu filmi görmüştü! İlker Başbuğ Can Ataklı ve Boğaziçi eylemleri... Yeni bir ayaklanma girişimi mi?
Önce eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un 27 Mayıs darbesini meşrulaştırmaya çalışan açıklaması, ardından gazeteci Can Ataklı'nın darbe iması ve hemen peşinden Boğaziçi Üniversitesi'nde provokasyon... Peki neler oluyor? 1969'da ODTÜ'yü karıştıran ve 12 Mart muhtırasına giden yolu açan o provokasyon yeniden mi sahnede? Bu kez figüranlar kim? Tüm bu soruların yanıtı analiz haberimizde...
ÖZEL HABERA Haber
Giriş Tarihi: 06.01.2021 Güncelleme Tarihi: 06.01.2021
Türkiye ne zaman başını kaldırsa uluslararası arenada ben de varım dese darbe ya da muhtıralarla istikrarsızlaştırılıyor, içine kapatılıyordu. 27 Mayıs... 12 Mart... 12 Eylül.. 28 Şubat... Gezi...15 Temmuz...
Ülke 3-5 cente muhtaç hale getiriliyordu.
Ancak Türkiye, sistem değişikliği ve Cumhur İttifakı ile istikrarı yakalıyor, Doğu Akdeniz'den Kafkaslara, Ortadoğu'dan Afrika'ya, Atlantik-Avrasya ekseninde yeni oyun kurucu ülke konumuna geliyordu.
İşte tam da bu noktada kökü dışarıda, eski vesayet kalıntıları talimat almışcasına yeniden harekete geçiriliyordu.
Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ yaptığı açıklama ile 27 Mayıs darbesine meşruiyet kazandırmaya çalışırken, gazeteci Can Ataklı darbe imasında bulunuyordu.
Ardından Boğaziçi Üniversitesi'ne yapılan rektör atamasını protesto etme bahanesi ile üniversite gençliği, aralarına sızan militanlarca provokasyona sürükleniyordu.
Üstelik CHP İstanbul İl Başkanı ve bazı milletvekileri bu provokasyonu alkışlıyor Gezi kalkışmasına benzetiyordu.
Aslında Türkiye bu filmi yıllar önce görmüştü... Senaryo aynı figüranlar farklıydı...
1968 yılının mayıs ayında Fransa'da de Gaulle iktidarına karşı başlayan ve daha sonrasında tüm dünyayı etkileyen öğrenci hareketi, Türkiye'ye de sıçrıyordu.
68'deki şiddetli olaylar, daha sonraki süreçte giderek yerini ABD ve NATO karşıtlığına bırakacaktı.
Özellikle Türkiye'de üniversitelerde yükselen Amerikan aleyhtarlığı, 6 Ocak 1969'da ABD elçisi Robert Komer'in Ortadoğu Teknik Üniversitesi'ni ziyaretiyle yeni bir boyut kazandı.
Robert Komer; Vietnam'da CIA tarafından desteklenen "Barışı Koruma Programı"nın müdürlüğünü yaparken, ABD Ankara Büyükelçisi'nin yerine büyükelçi olarak atanacaktı.
Yeni büyükelçi üniversiteden randevu talep etmişti, ancak dönemin ODTÜ Rektörü Kemal Kurdaş, üniversitesindeki Amerikan aleyhtarlığının yükselişini gördüğü için pek çok kez bu isteği erteledi.
Ancak talebin yoğun bir biçimde devam etmesi üzerine büyükelçi, 6 Ocak'ta ODTÜ'ye davet edildi.
ABD elçisinin üniversite içerisinde olduğunu öğrenen sol görüşlü öğrenciler, rektörlük binası önünde toplanmaya başladı.
Elçinin makam arabasını görür görmez de önce ters çevirecek, sonra da yakacaklardı..
Büyükelçi, arabasının yakılması üzerine ilginç bir açıklamada bulunacaktı.
"Müttefik bir ülkenin temsilcisinin, büyük bir Türk üniversitesi rektörü tarafından öğle yemeğine davet edildiği bir sırada, otomobilinin ufak bir müfrit grup tarafından ateşe verilmesi gerçekten üzücü bir husustur. böyle bir olayın ODTÜ'de, bizzat Birleşik Amerika'nın dostane destek sağlamış olduğu bir okulda cereyan etmiş olması bilhassa şayanı teessürdür."
Savcılık yakma olaylarına karışan dokuz öğrenci için yakalama kararı çıkardı.
Olayların büyümesi üzerine ODTÜ'de üniversitede eğitime bir ay ara verildi.
Öğrenci birlikleri adı altında toplanan bir grup ise kapatılmaya karşı çıkarak Danıştay'a başvurdu.
Danıştay, yönetim kurulunun kapatma kararını durdururken, tutuklanan 9 öğrenci 12 Mart 1969'da 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen ilk davada beraat ettirilecekti...
Tuhaf olaylar bütünü bir zincir halinde birbirini izliyordu.
Öğrenci olayları ile başlayan Türkiye'yi istikrarsızlaştırma hamleleri başarıya ulaşıyor. 12 Mart muhtırası ile hükümet devriliyordu.
YORUMLAR