Evlat nöbetinde 753'üncü gün: Aile sayısı 234'e yükseldi
Diyarbakır'da, çocuklarının terör örgütü PKK tarafından kaçırıldığını söyleyen ailelerin evlat nöbeti, 753'üncü güne girdi.

2016 yılında 45 yaşındayken terör örgütü PKK tarafından çeşitli vaatlerle kandırılarak dağa götürüldüğünü söylediği babası Mehmet Kara için Kilis'ten gelen Mehmet Kara (26) ile aile sayısı 234'e yükseldi. Kara, babasını kaçıran örgüt mensuplarının gelip kendisini de tehdit ettiğini belirterek, "Yanıma gelerek babamın dağda olduğunu ve beni de oraya götürmek istediklerini söylediler. 'Gelmezsen biz götürmesini biliriz' dediler" dedi.
Diyarbakır'da oğlu Mehmet Akar'ın terör örgütü PKK tarafından kaçırıldığını düşünerek, HDP il binası önünde oturma eylemi başlatan Hacire Akar'ın evladına kavuşması, diğer aileler için de umut oldu. Hacire Akar'ın da çağrısıyla çocuklarını bulmak isteyen aileler, 3 Eylül 2019'da HDP binası önünde oturma eylemine başladı. 753 gündür süren evlat nöbetinde Hacire Akar ile birlikte çocuklarına kavuşan aile sayısı 32 olurken, Kilis'ten gelerek 2016'da çeşitli vaatlerle kandırılarak kaçırılan babası Mehmet Kara için oturma eylemine katılan Mehmet Kara ile de aile sayısı 234'e yükseldi.
'BABAMI İSTİYORUM'
Babasının toptancılık yaptığını ve 5 yıl önce HDP ve PKK tarafından çeşitli vaatlerle kandırılarak dağa götürüldüğünü söyleyen Kara, babasını götüren örgüt mensuplarının kendisini de götürmek için geldiklerini aktararak, şunları söyledi:
"Bundan 3 yıl önce yanıma gelerek babamın dağda olduğunu ve beni de oraya götürmek istediklerini söylediler. Ben hiçbir şekilde kendilerine kanmayarak ülkemde yaşayacağımı ve babamı geri göndermelerini söyledim. Bunun üzerine beni tehdit ettiler, 'gelmezsen biz götürmesini biliriz' dediler. Ben babamı istiyorum. Babam gelene kadar da burada bekleyeceğim ve nöbet tutacağım. Baba, dön gel. Sen gelene kadar seni burada bekleyeceğim. Çok özledim seni babam. Babamı HDP ve PKK'dan istiyorum. Göndersinler babamı. Babam en son 2017 yılında beni arayarak, 'ben burada zor durumdayım, beni bırakmıyorlar'dedi."
Evlat nöbetinde 753'üncü gün: Aile sayısı 234'e yükseldi
24 Eylül 2021
Diyarbakır'da, çocuklarının terör örgütü PKK tarafından kaçırıldığını söyleyen ailelerin evlat nöbeti, 753'üncü güne girdi. 2016 yılında 45 yaşındayken terör örgütü PKK tarafından çeşitli vaatlerle kandırılarak dağa götürüldüğünü söylediği babası Mehmet Kara için Kilis'ten gelen Mehmet Kara (26) ile aile sayısı 234'e yükseldi. Kara, babasını kaçıran örgüt mensuplarının gelip kendisini de tehdit ettiğini belirterek, "Yanıma gelerek babamın dağda olduğunu ve beni de oraya götürmek istediklerini söylediler. 'Gelmezsen biz götürmesini biliriz' dediler" dedi.
7 FOTOĞRAF
BAŞLA-
NO
1
Diyarbakır'da oğlu Mehmet Akar'ın terör örgütü PKK tarafından kaçırıldığını düşünerek, HDP il binası önünde oturma eylemi başlatan Hacire Akar'ın evladına kavuşması, diğer aileler için de umut oldu.
BEĞENDİM
-
NO
2
Hacire Akar'ın da çağrısıyla çocuklarını bulmak isteyen aileler, 3 Eylül 2019'da HDP binası önünde oturma eylemine başladı. 753 gündür süren evlat nöbetinde Hacire Akar ile birlikte çocuklarına kavuşan aile sayısı 32 olurken, Kilis'ten gelerek 2016'da çeşitli vaatlerle kandırılarak kaçırılan babası Mehmet Kara için oturma eylemine katılan Mehmet Kara ile de aile sayısı 234'e yükseldi.
BEĞENDİM
-
NO
3
Babasının toptancılık yaptığını ve 5 yıl önce HDP ve PKK tarafından çeşitli vaatlerle kandırılarak dağa götürüldüğünü söyleyen Kara, babasını götüren örgüt mensuplarının kendisini de götürmek için geldiklerini aktararak, şunları söyledi:
ppp
-
EVLAT NÖBETİNDE 753'ÜNCÜ GÜN: AİLE SAYISI 234'E YÜKSELDİ
Demirören Haber Ajansı - Haberler | Güncel
DİYARBAKIR'da, çocuklarının terör örgütü PKK tarafından kaçırıldığını söyleyen ailelerin evlat nöbeti, 753'üncü güne girdi.
DİYARBAKIR (DHA) - DİYARBAKIR'da, çocuklarının terör örgütü Pkk tarafından kaçırıldığını söyleyen ailelerin evlat nöbeti, 753'üncü güne girdi. 2016 yılında 45 yaşındayken terör örgütü PKK tarafından çeşitli vaatlerle kandırılarak dağa götürüldüğünü söylediği babası Mehmet Kara için Kilis'ten gelen Mehmet Kara (26) ile aile sayısı 234'e yükseldi. Kara, babasını kaçıran örgüt mensuplarının gelip kendisini de tehdit ettiğini belirterek, "Yanıma gelerek babamın dağda olduğunu ve beni de oraya götürmek istediklerini söylediler. 'Gelmezsen biz götürmesini biliriz' dediler" dedi.
Diyarbakır'da oğlu Mehmet Akar'ın terör örgütü PKK tarafından kaçırıldığını düşünerek, HDP il binası önünde oturma eylemi başlatan Hacire Akar'ın evladına kavuşması, diğer aileler için de umut oldu. Hacire Akar'ın da çağrısıyla çocuklarını bulmak isteyen aileler, 3 Eylül 2019'da HDP binası önünde oturma eylemine başladı. 753 gündür süren evlat nöbetinde Hacire Akar ile birlikte çocuklarına kavuşan aile sayısı 32 olurken, Kilis'ten gelerek 2016'da çeşitli vaatlerle kandırılarak kaçırılan babası Mehmet Kara için oturma eylemine katılan Mehmet Kara ile de aile sayısı 234'e yükseldi.
'BABAMI İSTİYORUM'
Babasının toptancılık yaptığını ve 5 yıl önce HDP ve PKK tarafından çeşitli vaatlerle kandırılarak dağa götürüldüğünü söyleyen Kara, babasını götüren örgüt mensuplarının kendisini de götürmek için geldiklerini aktararak, şunları söyledi:
"Bundan 3 yıl önce yanıma gelerek babamın dağda olduğunu ve beni de oraya götürmek istediklerini söylediler. Ben hiçbir şekilde kendilerine kanmayarak ülkemde yaşayacağımı ve babamı geri göndermelerini söyledim. Bunun üzerine beni tehdit ettiler, 'gelmezsen biz götürmesini biliriz' dediler. Ben babamı istiyorum. Babam gelene kadar da burada bekleyeceğim ve nöbet tutacağım. Baba, dön gel. Sen gelene kadar seni burada bekleyeceğim. Çok özledim seni babam. Babamı HDP ve PKK'dan istiyorum. Göndersinler babamı. Babam en son 2017 yılında beni arayarak, 'ben burada zor durumdayım, beni bırakmıyorlar'dedi."
Son dakika haberleri... Cumhurbaşkanı Erdoğan, cuma namazı çıkışında soruları yanıtladı Açıklaması
Pençe-Şimşek operasyonu bölgesinde 5 PKK'lı terörist etkisiz hale getirildi
-
-
-
-
-
BEĞENDİM
-
NO
4
"Bundan 3 yıl önce yanıma gelerek babamın dağda olduğunu ve beni de oraya götürmek istediklerini söylediler. Ben hiçbir şekilde kendilerine kanmayarak ülkemde yaşayacağımı ve babamı geri göndermelerini söyledim. Bunun üzerine beni tehdit ettiler, 'gelmezsen biz götürmesini biliriz' dediler. Ben babamı istiyorum. Babam gelene kadar da burada bekleyeceğim ve nöbet tutacağım. Baba, dön gel. Sen gelene kadar seni burada bekleyeceğim. Çok özledim seni babam. Babamı HDP ve PKK'dan istiyorum. Göndersinler babamı. Babam en son 2017 yılında beni arayarak, 'ben burada zor durumdayım, beni bırakmıyorlar'dedi."
BEĞENDİM
-
NO
5
BEĞENDİM
-
NO
6
BEĞENDİM
-
NO
7
BEĞENDİM
BEĞENDİM
YORUM2
KAYDET
PAYLAŞ
OKUR - 2449
Allah cc yardimcilari olsun. Pkk seytanlarini nahlet eylesin onlara yardim edenleride
BİLDİR
OKUR - 8819
CHP'liler de sırf koltuk sevdasına çocukların dağa kaçırılmasında aktif rol oynayan HDP'yi legal,normal bir partiymiş gibi göstermeye çalışıyor.Hadi onlar şahsi ikballari için bu yaptıklarından utanmıyor,sıkılmıyor ya onlara oy verenler CHP'nin içine düştüğü bu durumdan hiç mi utanmıyor,CHP'yi bu duruma düşürenlere hiç mi kız mıyor?Bu CHP kesinlikle ne Atatürk'ün kurduğu ne de daha sonraki CHP.Bu CHP'nin sadece adı CHP.Ne ilkeleri kaldı,ne yurtseverlikleri,ne vatanseverlikleri
BİLDİR
OKUR - 9507 OLARAK YAZIYORSUNUZ.GİRİŞ YAP
Yaparken hem elinizi hem ayağınızı aynı anda kullanmak zorundasınız: Türkiye'de sadece Hatay'da üretiliyor
18 Eylül 2021
Pekmezlerin konduğu külek, sadece Türkiye'de Kilis'te üretiliyor. Pekmez sezonu öncesinde yoğun bir şekilde üretilen külekte hem el hem ayak aynı anda kullanılarak yapılıyor.
6 FOTOĞRAF
BAŞLA-
NO
1
Pekmez saklama kabı olarak kullanılan ve söğüt ağacından yapılan külek üretimi pekmez sezonunun hemen öncesinde hummalı bir şekilde külek üretimi devam ediyor. Plastik kaplar yerine tercih edilen ahşap küleklerde pekmezler sağlıklı ve uzun süre muhafaza ediliyor olması nedeniyle üreticilerden ilgi görüyor.
BEĞENDİM
-
NO
2
Söğüt ağacından yapılan küleklerin önce Kapağı ve gövdesi ayrı ayrı yapılarak, uzun uğraşlar sonucunda tamamlanıyor. Farklı aşamalardan geçen küleklerden günde 80-100 adet üretilebiliyor. Bir çok aşamanın ardından külekler Türkiye’nin dört bir tarafına ve yurt dışına ihraç ediliyor.
BEĞENDİM
-
NO
3
Mesleği idame ettirecek eleman bulmakta da zorlanan külek ustaları, sabır ve yoğun çaba gerektiren bir çalışma ile külekleri hazır hale getiriyor.
BEĞENDİM
-
NO
4
Külek ustası Mehmet Ali Özkaya, külekçiliğin baba mesleği olduğunu ifade ederek, “Külek yapımında söğüt ağacı, kullanıyoruz. Kavak ağacı, çam ağacı, kayıp ağaçı da kullanabiliyoruz. Tercihimiz söğüt ağacıdır. 1970’lhi yılından itibaren külekçilik yapıyorum. Baba mesleğim olduğu için başka bir meslek öğrenmedim. Sabır isteyen, meşeket isteyen bir meslek, Külekçilik, Kilis’ten başka bir yerde kalmadı. Sadece Kilis’te üretiliyor. Küleklerin içerisine katı üzüm pekmezi konuyor. Daha önce 25-26 esnaf idik, şimdi ise sadece 7 kişi kaldık” dedi.
BEĞENDİM
-
NO
5
BEĞENDİM
-
NO
6
BEĞENDİM
BEĞENDİM
YORUM1
KAYDET
PAYLAŞ
OKUR - 8768
ALIN NTERİYLE KAZANILAN GİBİ VARMI ALLAHIM BEREKETİNİ ARTIRSIN OFLU MC
BİLDİR
- 3
- 8
OKUR - 9507 OLARAK YAZIYORSUNUZ.GİRİŞ YAP
Eğik minarenin sırrı çözülecek: Pisa Kulesi'ne benzetiliyor
18 Eylül 2021
Aksaray'da Selçuklu Sultanı Alaeddin Keykubad'ın babası I. Gıyaseddin Keyhüsrev tarafından 1221-1236 yıllarında yapılan cami yanındaki minarenin neden eğik olduğu yönünde Konya Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından çalışma başlatıldı.
10 FOTOĞRAF
BAŞLA-
NO
1
Aksaray'da kent merkezinde I. Gıyaseddin Keyhüsrev tarafından caminin yanına Horasan harcıyla kırmızı tuğladan yapılan minare, eğikliğinden dolayı dikkat çekiyor.
BEĞENDİM
-
NO
2
O dönem 'Kızılminare Camii' adı verilen caminin Pisa Kulesi'ne de benzetilen eğik minaresinin neden eğik olduğuyla ilgili çalışma başlatıldı. Çalışmalar, cami ve minarenin tarihi olmasından dolayı Konya Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından gerçekleştiriliyor.
BEĞENDİM
-
NO
3
"EĞRİ YAPILMIŞ"
Minarenin Selçuklu Sultanı Alaeddin Keykubad döneminde, babası Gıyaseddin Keyhüsrev tarafından 1220-1237'de yapıldığının rivayet edildiğini belirten İl Müftüsü Hasan Hüseyin Güller, şunları söyledi:BEĞENDİM
-
NO
4
"Ancak esere ait kitabe günümüze kadar ulaşmış değildir. Cami değişik zamanlarda pek çok kez tadilat görmüş ve şu an tadilat işleri Konya Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından yürütülmektedir. Minarenin yapılıştan mı yoksa daha sonradan mı eğrildiği konusu hep merak ve tartışma konusu olmuştur. Ancak yaygın olan kanaat şudur ki minare ilk yapılışta eğri olarak yapılmış çünkü yanı başında bulunan ırmağın ters istikametine yapılmış. Olası bir toprak kayması ve olumsuz etkilerden etkilenmemesi için 1973 yılında da çelik halatlarla bağlanmak suretiyle herhangi bir tehlikenin ortaya çıkması önlenmiştir."
BEĞENDİM
-
NO
5
"PİSA KULESİ'NE BENZETİLİYOR"
İl Müftüsü Güller, çeşitli dinlere ve kültürlere ev sahipliği yapmış Aksaray'da Hristiyanlık ve İslamiyet dönemine ait birçok eserin bulunduğunu hatırlattı.BEĞENDİM
-
NO
6
Güller, minarenin de Selçuklular döneminde inşa edildiğini belirterek, ''Bu eserlerden biri de eğri minaredir. Anadolu Selçuklu Devleti'nin Aksaray'da inşa ettiği en önemli eserlerden biri olan eğri minarenin yaklaşık 800 yıllık tarihi bir geçmişi vardır. Minare 36 metre yükseklikte ve kırmızı tuğladan yapılmıştır. Aynı zamanda kızıl minare olarak da anılmaktadır. Eğrilik oranı 3.11 olarak hesaplanmış, bu yönüyle İtalya'da bulunan çok ünlü Pisa Kulesi'ne benzetilmesiyle de çok dikkat çekmektedir. Eğri minare yerli ve yabancı turistlerin mutlaka uğradığı mekanlardan birisidir'' dedi.
BEĞENDİM
-
NO
7
"İLK DEFA BÖYLE ÇALIŞMA YAPILIYOR"
Her 1,5 metre derinlikte numuneler alınacağını kaydeden Jeoloji Yüksek Mühendisi Nurcan Özdemir de, ''Yerin 20 ile 30 metre derinliğinde birkaç yerde çalışma başlattık. Her 1,5 metrede denemeler yaparak numuneler alacağız. Bu numuneleri laboratuvarlara göndereceğiz. Bunun yanında zemin yapısı detaylı bir şekilde inceleyeceğiz. Yıllardır Aksaray'da 'eğri minare' diye konuşuluyordu ve ilk defa böyle detaylı bir çalışma yapılıyor. Zemin çalışmaları sonrası jeoradar yöntemiyle temelini ortaya çıkaracağız. Temeli ne kadar gidiyor. Enini ve boyunu minarenin olduğu yerde herhangi bir boşluk var mı, diye araştırıyoruz sonra eğreti çalışmalarını 48 kanallı cihazımızla yerin altına elektrik veriyoruz. Çok detaylı bir çalışma neticesinde buranın zemin yapısını ve taşıma problemleri var mı, minare neden eğri gibi soruların cevaplarını ortaya çıkarmayı hedefliyoruz'' diye konuştu.BEĞENDİM
-
NO
8
BEĞENDİM
-
NO
9
BEĞENDİM
-
NO
10
BEĞENDİM
BEĞENDİM
YORUM
KAYDET
PAYLAŞ
OKUR - 9507 OLARAK YAZIYORSUNUZ.GİRİŞ YAP
Avuç avuç topladı: Amatör arıcının 1 milyon 200 bin arısını zehirlediler
18 Eylül 2021
Mersin'de bir veterinerin amatör olarak ilgilendiği 1 milyon 200 bine yakın arısı, kovanlarına böcek ilacı sıkılması sonucu telef oldu. Arıların telef olduğu gören Arif Aksay," Keşke çalınsaydı da arım telef olmasaydı. Hepsini çalsalar canım bu kadar yanmazdı” diyerek üzüntüsünü dile getirdi.
8 FOTOĞRAF
BAŞLA-
NO
1
Kışlatmak için amatör olarak uğraştığı arılarını yakın zamanda bahçesine getiren Aksay, önceki gün bakımlarını yapmasının ardından tekrar kontrole gitti.
BEĞENDİM
-
NO
2
rıların kovan çevresin de olmadığını fark eden Aksay, kapaklarını açtığında hepsinin telef olduğunu görerek büyük bir şok yaşadı. 16 kovanda 1 milyon 200 bine yakın arı bulunan kovanların kasıtlı olarak böcek ilacı sıkılarak zehirlendiği kanısında varan Aksay," Keşke çalınsaydı da arım telef olmasaydı. Hepsini çalsalar canım bu kadar yanmazdı”" diyerek yaşadığı üzüntüyü aktardı.
BEĞENDİM
-
NO
3
Bir hafta önce Toroslar’dan kışlaması için arılarını Erdemli’deki kendi bahçesine getirdiğini anımsatan veteriner hekim Arif Aksay, ”Arıların bakımını yapmak üzere bugün bahçeme geldim. Geldiğimde tüm arılarımın telef olduğunu gördüm. Hala olayın şoku üzerimde. Bunu yapan nasıl bir vicdana sahip nasıl bir insan. Yaklaşık olarak 15 -16 tane kovanda 1 milyon tane arım telef olmuş durumda şuan. Yani bu hırsızlık olsa derim ki ihtiyacı vardı, aldı götürdü. Arılı 16 tane kovanım vardı. Yaklaşık olarak 1 milyon 200 bine yakın arı şuan telef olmuş durumda. Keşke çalınsaydı da arım telef olmasaydı. Yani yazık günah. Hangi vicdan bunu yapar şuna bakın, bunların her biri birer can. Biz bunların sayesine hayattayız. Arılar olmasa ne meyve olur, ne insan olur” dedi.
BEĞENDİM
-
NO
4
Kendisinin veteriner hekim olduğuna dikkat çeken Aksay, ”Benim tespitim, bahçelere verilen ilaçlardan mütevellit değil, arının ölmesi. Arılar zaten kokuyu hissettiği an bahçelere gitmiyor. İlacın verildiği yöne gitmiyor. Ama bu yapılan kasıtlı yapılmış ve akşam yapılmış. Arı kovanda iken direkt böcek ilacı ile her birine, her bir kovana ayrı ayrı verilmiş. Arılar her bir kovanda tamamıyla telef olmuş durumda, ana arısı da dahil. Hepsini çalsalar içim bu kadar yanmaz, canım bu kadar yanmazdı. Diyecek bir kelime bulamıyorum. Duygularımı ifade edemiyorum” diye konuştu.
BEĞENDİM
-
NO
5
BEĞENDİM
-
NO
6
BEĞENDİM
-
NO
7
-
Şanlıurfa'nın vazgeçilmezi isot 10 bin kişiye geçim kaynağı oldu
Şanlıurfa'nın vazgeçilmezi isot 10 bin kişiye geçim kaynağı oldu
18 Eylül 2021
Şanlıurfa'da mutfakların vazgeçilmezi olan acı pul biber isot, kavurucu sıcakta uzun ve zahmetli sürecin ardından hazırlanarak sofralardaki yerini alıyor. İsot yapımı aynı zamanda kentte 10 bin kişiye de geçim kaynağı oldu. Kentin sokakları ise kurumaya bırakılan isotlar nedeniyle kırmızı renge büründü.
Şanlıurfa'da 'kırmızı altın' olarak nitelendirilen isot yapımına başlandı. Kentte 10 bin kişiye gelir kapısı olan tonlarca biber, Sırrın ve Dağeteği semtlerinde sap ve çöplerinden arındırılıp temizledikten sonra boş arazi ve evlerin çatılarında kurumaya bırakılıyor.
-
Güneş altında kalarak kuruyan biberler rengi koyulaştıktan sonra makinelerde çekiliyor ve zeytinyağı ile harmanlanarak tüketime hazır hale geliyor. Kentin simgelerinden isot, yıl boyunca küçük ev işletmeleri ya da baharatçıların tezgahlarında kalitesine göre kilosu 35 ile 80 liradan satışa sunuluyor.
-
Her yerin kırmızı renge büründüğü kentte isot mevsiminin 10 bin kişinin geçim kaynağı olduğunu anlatan İsot Üreticileri Kooperatifi Başkan Yardımcısı Murat Mermer, "İsot işi kolay değil. Hava sıcaklığının 40 dereceyi aşmasının yanında biberin acılığı düşünülünce çalışanların işi daha da zorlaşıyor. Biberler tarladan akşam geliyor, işçiler ise sabah erkenden gelip temizlemeye başlıyor. Temizliğinin ardından biberleri sahada serip kurutuyoruz" dedi.
-
İsot sezonunun başlamasıyla birlikte yer sıkıntısı yaşadıklarını ve biberleri kiraladıkları boş arazilerde kuruttuklarını anlatan Mermer, "Bu durum haliyle maliyeti yükseltiyor. Bizim isteğimiz kentimizin simgesi olan isotun yapım sürecine yerel yöneticilerin katkı sunması. Şanlıurfa'da bu işten 10 bin kişi ekmek yiyor. Bizim en büyük sıkıntımız yer sorunu ve yerel yöneticilerin çözüm bulmalarını istiyoruz" diye konuştu.
-
-
-
-
-
B
YORUMLAR