Necip Fazıl Kısakürek’in 37. ölüm yıl dönümü.

Necip Fazıl Kısakürek'in 37. ölüm yıl dönümü.

Necip Fazıl Kısakürek bugün saygı ile anılıyor. 'Üstad' diye anılan ve edebiyatımızın en önemli ustalarından biri olan Necip Fazıl Kısakürek'in ölüm yıldönümü. Türk düşünce hayatında, fikirleri ve eserleriyle derin izler bırakan şair Kısakürek, yaşamı boyunca çok sayıda önemli esere imza attı. Fikirleri ve eserleri hala takip ediliyor. Erenköy'deki evinde 25 Mayıs 1983'te vefat eden Kısakürek'i anmak ve hatırlatmak isteyen vatandaşlar, Necip Fazıl şiirleri ve sözlerini araştırıyorlar.

25 Mayıs 2020 - 21:35

Necip Fazıl Kısakürek'in 37. ölüm yıl dönümü

Giriş Tarihi: 25.5.2020  20:48 Son Güncelleme: 25.5.2020  21:35

Üstad Necip Fazıl Kısakürek 25 Mayıs 1983'te hayata veda etmişti. Usta şair Necip Fazıl 37. ölüm yıl dönümünde bir kez daha anıldı. 79 yaşında vefat eden Üstad Necip Fazıl, Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatının ve düşünce hayatının çok yönlü, çok özel, yaşamı ve eserleriyle derin izler bırakan simalardan biridir. İşte Usta Şair Necip Fazıl'ın hayat hikayesi..

Necip Fazıl Kısakürek'in 33. ölüm yıl dönümü

Son dakika: Başkan Erdoğan'dan  paylaşımı

Son dakika haberine göre, Başkan , sosyal medya hesapları üzerinden 'in vefatının 37. yıl dönümü nedeniyle bir paylaşımda bulundu.

Başkan Erdoğan'dan Necip Fazıl Kısakürek paylaşımı

Başkan 'in vefat yıl dönümü nedeniyle Twitter hesabından paylaşımda bulundu.

Erdoğan, iletisinde "Vefatının 37. yıl dönümünde "Sultanü'ş Şuara" Üstad Necip Fazıl Kısakürek'i saygı ve rahmetle yad ediyorum. Mekanı cennet olsun." ifadelerini kullandı.



Erdoğan paylaşımında Kısakürek'in fotoğrafının ve dizelerinin yer aldığı görsele yer verdi.

Türk edebiyatının üstadı ve bir dava adamı: 

Bugün Türk edebiyatında 'Üstad' diye anılan ve Türk edebiyatı tarihinde Baki'den sonra ikinci "Sultanu'ş Şuara" unvanına sahip olan, şair, yazar ve mütefekkir 'in ölüm yıldönümü. ,Türk düşünce hayatında, fikirleri ve eserleriyle derin izler bırakan şair Kısakürek, yaşamı boyunca çok sayıda önemli esere imza attı. Fikirleri ve eserleri hala takip ediliyor. Erenköy'deki evinde 25 Mayıs 1983'te vefat eden Kısakürek'i saygıyla anıyoruz. İşte Kısakürek'in hayatı

BU ALBÜMÜ PAYLAŞ

Türk edebiyatının üstadı ve bir dava adamı: Necip Fazıl Kısakürek

Türk edebiyat tarihinde Baki'den sonra ikinci "Sultanu'ş Şuara" unvanına sahip Ahmet , savcılık ve hakimlik görevlerinde bulunan hukukçu Abdülbaki Fazıl Bey ile Girit muhaciri bir ailenin kızı olan Mediha Hanım'ın çocuğu olarak 26 Mayıs 1904'te dünyaya geldi.

Türk edebiyatının üstadı ve bir dava adamı: Necip Fazıl Kısakürek

 

ÇOCUKLUĞU ÇEMBERLİTAŞ'TA GEÇTİ

Çocukluğunu, dönemin hakimlerinden büyükbabası Mehmet Hilmi Bey'in Çemberlitaş'taki konağında geçiren Kısakürek, okumayı 5-6 yaşlarındayken dedesinden öğrendi. Büyükannesi Zafer Hanım'ın da etkisiyle okuma tutkusuyla tanıştı.

 

Türk edebiyatının üstadı ve bir dava adamı: Necip Fazıl Kısakürek

Kısakürek, mahalle mektebinde başladığı öğrenimine, Fransız Papaz, Amerikan Koleji ve Rehber-i İttihad okullarında devam etti. İlkokulu Heybeliada Numune Mektebi'nde tamamlayan şair, 1916'da Yahya Kemal ve Hamdullah Suphi Tanrıöver'in de öğretmenlik yaptığı Mekteb-i Fünun-u Bahriye-i Şahane'ye (Deniz Harp Okulu) girdi.

Öğrencilik yıllarında şiirle ilgilenmeye başlayan Kısakürek, "Nihal" isminde haftalık bir dergi çıkarmaya başladı.

Türk edebiyatının üstadı ve bir dava adamı: Necip Fazıl Kısakürek

AYNI OKULDA OKUDULAR

Şair Nazım Hikmet Ran ile aynı okulda eğitim gören Kısakürek, Lord Byron, Oscar Wilde, Shakespeare'in de aralarında bulunduğu önemli batılı yazarların eserlerini orijinal dilinde okudu.

Usta edebiyatçı, 1921'de Ahmet Haşim, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Faruk Nafiz, Ahmed Kudsi gibi edebiyatçılarla tanıştığı Darülfünun Edebiyat Medresesi Felsefe Bölümü'ne girdi. İlk şiirleri, Ziya Gökalp'in kurduğu, Yakup Kadri ve arkadaşlarının çıkardığı Yeni Mecmua dergisinde yayımlandı.

Türk edebiyatının üstadı ve bir dava adamı: Necip Fazıl Kısakürek

Maarif Vekaleti'nin 1924'te açtığı sınavı kazanan Kısakürek, Milli Eğitim Bakanlığı bursuyla 20 yaşında Paris'e gitti.

, İstanbul'a döndüğü 1925'te, ilk şiir kitabı "Örümcek Ağı"nı, 1928'de ise "Kaldırımlar"ı yayımladı. Kaldırımlar, okurun büyük ilgisini ve hayranlığını kazandı.

Abdülhakim Arvasi ile 1934'te tanışan Kısakürek, bu tarihi kendisi için bir milat kabul etti. Bu tarihten sonra da Kısakürek'in eserlerinde tasavvufi düşüncenin izleri görülmeye başlandı.

Türk edebiyatının üstadı ve bir dava adamı: Necip Fazıl Kısakürek

'BİR ADAM YARATMAK' BÜYÜK İLGİ GÖRDÜ

Kısakürek'in 1935'te yazdığı "Tohum" ile "Bir Adam Yaratmak" eserleri, Muhsin Ertuğrul tarafından İstanbul Şehir Tiyatroları'nda sahneye konuldu. İslamcılık ve Türklük vurgusunun ön planda olduğu Tohum, sanat çevrelerinden büyük ilgi görürken, halkın ilgisini çekmedi. 1937 yılında sahnelenen Bir Adam Yaratmak eseri ise büyük ilgi gördü.

Usta edebiyatçının 1936'da Celal Bayar'ın temin ettiği ilanlar yardımıyla çıkardığı ve 16 sayı sürdürdüğü "Ağaç" Mecmuası, dönemin önde gelen entelektüellerini çatısı altında topladı.

Türk edebiyatının üstadı ve bir dava adamı: Necip Fazıl Kısakürek

Yeni bir milli marş yazılması için 1938'de Ulus gazetesinin açtığı yarışmada kendisine yapılan teklifi kabul eden Kısakürek, yarışmadan vazgeçilmesi şartını öne sürdü. İsteği kabul gören Kısakürek, "Büyük Doğu Marşı" şiirini yazdı. Şiire verdiği "Büyük Doğu" adı, daha sonra çıkaracağı derginin de adı oldu.

'in 1934'te yaşadığı buhranlı dönemini anlattığı "Çile" şiiri 1939'da okuyucuyla buluştu.

Fatma Neslihan Baban ile 1941'de evlenen şairin, bu evliliğinden Mehmed, Ömer, Ayşe, Osman ve Zeynep isimli çocukları dünyaya geldi.

 
Türk edebiyatının üstadı ve bir dava adamı: Necip Fazıl Kısakürek

BÜYÜK DOĞU DERGİSİ İLE YENİ BİR SOLUK

İlk sayısı 17 Eylül 1943'te yayımlanan Büyük Doğu dergisi, İslami değerleri öne çıkarmasıyla dikkati çekti. Başlangıçta dönemin ünlü isimlerinin yazılarına da yer verilen dergide Necip Fazıl'ın, Adıdeğmez, İstanbul Çocuğu, BÜYÜK DOĞU, Fa, Tenkitçi, N.F.K., Ne-Mu, Ahmet Abdülbaki, Abdinin Kölesi, Bankacı, Be-De, Dilci, İstanbullu, Muhbir gibi takma isimlerle de yazıları yayımlandı.

Bakanlar Kurulu kararıyla 1944'te kapatılan dergi, 1945'te yeniden yayımlanmaya başlarken 1946'da bir kez daha kapatıldı. Dergi, 1947'de yeniden okuyucuyla buluştu fakat kısa süre sonra mahkeme kararıyla bir kez daha kapatıldı ve Kısakürek tutuklandı. Derginin sahibi görünen eşi Neslihan Hanım ile "Padişahlık propagandası yapmak-Türklüğe ve Türk milletine hakaret" etmekten yargılanan şair, bir ay 3 gün tutuklu kaldı.

Türk edebiyatının üstadı ve bir dava adamı: Necip Fazıl Kısakürek

Şair Kısakürek, 1949'da başkanı olduğu Büyük Doğu Cemiyeti'ni kurdu.

Eşi Neslihan Kısakürek ile 1950'de hapse giren şair, aynı yıl yapılan genel seçimlerden sonra seçimi kazanan Demokrat Parti'nin çıkardığı Af Kanunu ile serbest kaldı.

Büyük Doğu'yu yeniden çıkarmaya başlayan Kısakürek, dergide Adnan Menderes'e açık mektuplar yayımlayarak, partiyi İslam ekseninde geliştirmesini önerdi. Derginin çıkmadığı zamanlarda, Yeni İstanbul, Son Posta, Babıalide Sabah, Bugün, Milli Gazete, Her Gün ve Tercüman gazetelerinde Kısakürek'in günlük fıkra ve yazıları yayımlandı.

Oğlu Mehmed'e, 1973'te Büyük Doğu Yayınevi'ni kurduran Kısakürek, "Esselam" isimli manzum eserinden başlayarak daha evvel çeşitli yayınevlerince basılmış eserlerinin düzenli yayınına başladı.

Türk edebiyatının üstadı ve bir dava adamı: Necip Fazıl Kısakürek

TARİHE GEÇTİ

Milli Türk Talebe Birliği tarafından 1975'te mücadelesinin 40. yılı münasebetiyle jübile düzenlenen Kısakürek, 1976'dan 1980'e kadar 13 sayı "Rapor", 1978'de de "Son Devre Büyük Doğu" dergisini çıkardı.

, Türk Edebiyatı Vakfınca 1980'de Sultanu'ş Şuara (Şairler Sultanı) unvanını alarak şair Baki'den sonra, Sultanu'ş Şuara unvanına sahip ikinci şair olarak tarihe geçti.

1981'de Milli Kültür Vakfı Armağanı'nı alan Necip Fazıl Kısakürek'e 1982 yılında Türkiye Yazarlar Birliği tarafından Üstün Hizmet Ödülü takdim edildi.

Türk edebiyatının üstadı ve bir dava adamı: Necip Fazıl Kısakürek

"Üstad" olarak anılan Kısakürek, hayatı boyunca Künye, Sabır Taşı, Namık Kemal, Çerçeve, Para, Vatan Şairi Namık Kemal, İdeolocya Örgüsü, Son Devrin Din Mazlumları, Halkadan Pırıltılar, Çöle İnen Nur, Maskenizi Yırtıyorum, Ulu Hakan II. Abdülhamid Han, Kanlı Sarık, Sonsuzluk Kervanı, At'a Senfoni, Sahte Kahramanlar, Her Cephesiyle Komünizm, Babıali, Ahşap Konak ve Reis Bey'in de aralarında bulunduğu çok sayıda esere imza attı.

Usta edebiyatçının "Bir Adam Yaratmak" eseri 1977'de Yücel Çakmaklı tarafından televizyona, "Reis Bey" adlı eseri ise Mesut Uçakan tarafından sinemaya uyarlandı. Oyun, 2002'de de İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları tarafından sahneye konuldu. Kısakürek'in Reis Bey oyunu, 2012'de Devlet Tiyatroları, 2017'de ise Şehir Tiyatrolarınca sahnelendi.

Türk edebiyatının üstadı ve bir dava adamı: Necip Fazıl Kısakürek

Erenköy'deki evinde 25 Mayıs 1983'te vefat eden Kısakürek'in cenazesi, Eyüp Sultan Mezarlığı'nda toprağa verildi.

İletişim Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Altun'dan Necip Fazıl Kısakürek paylaşımı | Video

Türk edebiyatının üstadı ve bir dava adamı: Necip Fazıl Kısakürek
 

DİĞER FOTOĞRAFLAR İÇİN İLERLEYİNİZ

Türk edebiyatının üstadı ve bir dava adamı: Necip Fazıl Kısakürek
 
 
Türk edebiyatının üstadı ve bir dava adamı: Necip Fazıl Kısakürek
 
Türk edebiyatının üstadı ve bir dava adamı: Necip Fazıl Kısakürek
 
Türk edebiyatının üstadı ve bir dava adamı: Necip Fazıl Kısakürek
 
Türk edebiyatının üstadı ve bir dava adamı: Necip Fazıl Kısakürek
 
Türk edebiyatının üstadı ve bir dava adamı: Necip Fazıl Kısakürek
 
Türk edebiyatının üstadı ve bir dava adamı: Necip Fazıl Kısakürek
 
Türk edebiyatının üstadı ve bir dava adamı: Necip Fazıl Kısakürek
 
 
Türk edebiyatının üstadı ve bir dava adamı: Necip Fazıl Kısakürek
 
Türk edebiyatının üstadı ve bir dava adamı: Necip Fazıl Kısakürek
 
Türk edebiyatının üstadı ve bir dava adamı: Necip Fazıl Kısakürek
 
Türk edebiyatının üstadı ve bir dava adamı: Necip Fazıl Kısakürek

 37’nci ölüm yıldönümü! En güzel 

Türk edebiyatının unutulmaz isimlerinden , 37’nci ölüm yıldönümünde anılıyor. "Şairlerin Sultanı" olarak adlandırılan Necip Fazıl Kısakürek, yaşamı boyunca önemli eserlere imza atarak hafızalara kazındı ve kitapları gelecek nesillere aktarılıyor. “Üstad” da denilen usta şair, yazar Necip Fazıl Kısakürek yazdığı şiirlerle hala dillerde, gönüllerde. Necip Fazıl Kısakürek’in ölüm yıldönümü vesilesiyle hayatına dair bilgileri de haberimizde derledik. Ayrıca ni de paylaştık.

Necip Fazıl Kısakürek 37’nci ölüm yıldönümü! En güzel Necip Fazıl Kısakürek şiirleri

Şiir yazmaya 12 yaşında başlayan ve ilk şiir kitabını 17 yaşında yayınlayan ünlü şair Necip Fazıl Kısakürek, 1983 yılında aramızdan ayrıldı. Geriye birbirinden değerli eserler bırakan Necip Fazıl Kısakürek 37'inci yıldönümünde saygıyla anılıyor. Vatandaşlar arama motorlarında bugün çok fazla Necip Fazıl Kısakürek hayatı, eserleri, şiirlerini sorguluyor. İşte sizler için derlediğimiz unutulmaz Necip Fazıl Kısakürek şiirleri…

NECİP FAZIL KISAKÜREK HAYATI

Ahmet Necip Fazıl Kısakürek, 26 Mayıs 1904 tarihinde İstanbul'da dünyaya geldi. Eğitim hayatını Fransız Frerler Mektebi'nde, Amerikan Koleji'nde, Emin Efendi Mahalle Mektebi'nde, Rehber-i İttihat Mektebi, Büyük Reşit Paşa Mektebi, Aydınlı Köyü'nün ilk mektebinde ve Heybeliada Numune Mektebi'nde tamamladı.

Adından 1916 yılında günümüzdeki Deniz Harp Okulu olan Mekteb-i Fünûn-ı Bahriye-i Şâhâne'de eğitim gören Kısakürek, beş yıl boyunca bu okulda öğrenim gördü ve okulda Yahya Kemal Beyatlı, Ahmet Hamdi Akseki gibi Hamdullah Suphi Tanrıöver gibi tanınmış isimler görev alıyordu.
Türk şiir ve düşünce hayatında birbirlerine zıt olan Necip Fazıl Kısakürek ve Nazım Hikmet Ran, aynı okulda okumuşlardır. Necip Fazıl Kısakürek, Bahriye Mektebi'nde öğrenim gördüğü sırada şiir ile ilgilenmeye başladı ve "Nihal" adında haftalık bir dergi çıkarmaya başladı.
Okuduğu okulda İngilizce öğrendi ve "Lord Byron, Oscar Wilde, Shakespeare" gibi yazarların eserlerini orjinal dilde okudu. Ahmet Necip olan adının "Necip Fazıl" olması da bu okulda gerçekleşmiştir.



1934 yılı, Necip Fazıl Kısakürek için bir dönüm noktasıdır. 1934 yılında bir Nakşi şeyhi olan Abdülhakim Arvasi ile tanışan Kısakürek, Abdülhakim Arvasi ile yaptığı sohbetleri sayesinde ciddi bir fikir ve zihniyet dönüşümü yaşadı ve bu tanışmayı kendisine milat olarak kabul etti.
Bu tanışmanın ardından Necip Fazıl Kısakürek'in şiirlerinde tasavvufi düşüncenin izlerine rastlandı. Aynı zamanda bu tanışmayla birlikte yeni düşünce sisteminin ilk önemli eseri olan "Tohum" adlı tiyatro oyununu yazdı.

1936'da bir kültür–sanat dergisi olan "Ağaç Mecmuası"nı yayınlamaya başlayan Kısakürek, başarı yakaladı ve dergi Ankara'dan sonra İstanbul'da da çıkarılmaya başlandı.
Dergiye Ahmet Hamdi Tanpınar, Cahit Sıtkı Tarancı gibi önemli edebiyatçılar katkı sağladı. Bir kısmı İş Bankası tarafından finanse edilen dergi, 16 sayı sürdü.
1937 yılında tamamladığı "Bir Adam Yaratmak" adlı piyesi ilk defa 1937-38 tiyatro sezonunda, İstanbul Şehir Tiyatroları'nda Muhsin Ertuğrul tarafından sahneye kondu ve büyük ilgi yarattı.
Hayatı boyunca birçok esere imza atan Necip Fazıl Kısakürek, 25 Mayıs 1983 tarihinde 78 yaşındayken İstanbul'da hayatını kaybetti.

EN GÜZEL NECİP FAZIL KISAKÜREK ŞİİRLERİ

BEKLENEN

Ne hasta bekler sabahı,
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.

Geçti istemem gelmeni,
Yokluğunda buldum seni;
Bırak vehmimde gölgeni
Gelme, artık neye yarar?

AÇ KAPIYI

Aç kapıyı haber var,
Ötenin ötesinden.
Dudaklarda şarkılar,
Kurtuluş bestesinden.

Biz geldik, bilen bilsin.
Gönül gönül girilsin.
İnsanlar devşirilsin,
Sonsuzluk destesinden.

CANIM İSTANBUL

Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar;
Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar.
İçimde tüten bir şey; hava, renk, eda, iklim;
O benim, zaman, mekan aşıp geçmiş sevgilim.
Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur;
Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur.
Denizle toprak, yalnız onda ermiş visale,
Ve kavuşmuş rüyalar, onda, onda misale.

İstanbul benim canım;
Vatanım da vatanım...
İstanbul,
İstanbul...

Tarihin gözleri var, surlarda delik delik;
Servi, endamlı servi, ahirete perdelik...
Bulutta şaha kalkmış Fatih'ten kalma kır at;
Pırlantadan kubbeler, belki bir milyar kırat...
Şahadet parmağıdır göğe doğru minare;
Her nakışta o mana: Öleceğiz ne çare? ..
Hayattan canlı ölüm, günahtan baskın rahmet;
Beyoğlu tepinirken ağlar Karacaahmet...

O manayı bul da bul!
İlle İstanbul'da bul!
İstanbul,
İstanbul...

Boğaz gümüş bir mangal, kaynatır serinliği;
Çamlıca'da, yerdedir göklerin derinliği.
Oynak sular yalının alt katına misafir;
Yeni dünyadan mahzun, resimde eski sefir.
Her akşam camlarında yangın çıkan Üsküdar,
Perili ahşap konak, koca bir şehir kadar...
Bir ses, bilemem tanbur gibi mi, ud gibi mi?
Cumbalı odalarda inletir ' Katibim'i...

Kadını keskin bıçak,
Taze kan gibi sıcak.
İstanbul,
İstanbul...

Yedi tepe üstünde zaman bir gergef işler!
Yedi renk, yedi sesten sayısız belirişler...
Eyüp öksüz, Kadıköy süslü, Moda kurumlu,
Adada rüzgar, uçan eteklerden sorumlu.
Her şafak Hisarlarda oklar çıkar yayından
Hala çığlıklar gelir Topkapı Sarayından.
Ana gibi yar olmaz, İstanbul gibi diyar;
Güleni şöyle dursun, ağlayanı bahtiyar...

Gecesi sünbül kokan
Türkçesi bülbül kokan,
İstanbul,
İstanbul...

Necip Fazıl Kısakürek, ölüm yıl dönümünde kabri başında anıldı

Necip Fazıl Kısakürek, ölüm yıl dönümünde kabri başında anıldı

Türk edebiyatının önemli isimlerinden biri olan şair, yazar ve mütefekkir Necip Fazıl Kısakürek, vefatının 37. yılında Pierre Loti’de bulunan Eyüp Mezarlığındaki kabri başında anıldı. Anma programında korona virüs tedbirleri kapsamında sınırlı sayıda kişi yer aldı.

Necip Fazıl Kısakürek, ölüm yıl dönümünde kabri başında anıldı - Tıkla İzle

Türk Edebiyatına yüzlerce eser kazandıran ve 25 Mayıs 1983'te hayata gözlerini yuman Necip Fazıl Kısakürek, Eyüpsultan Belediyesi tarafından ölümünün 37. yılında Pierre Loti'de bulunan Eyüpsultan Mezarlığı'ndaki kabri başında düzenlenen törenle anıldı. Anma etkinliğine pandemi sürecinde alınan tedbirler kapsamında sokağa çıkma kısıtlamasından dolayı sadece Eyüpsultan Belediye Başkanı Deniz Köken katıldı. Başkan Deniz Köken'in Necip Fazıl Kısakürek'in kabri başına çiçek koymasıyla başlayan anma programı Kuran tilavetiyle devam etti. 81 ilde uygulanan sokağa çıkma kısıtlaması sebebiyle sınırlı sayıda kişinin katıldığı anma töreni yapılan dualarla sona erdi.

Anma programı sonrası açıklama yapan Eyüpsultan Belediye Başkanı Deniz Köken, “Üstat Necip Fazıl'ın ölüm yıl dönümü. Hem bayram, herkesin bayramını üstadın mezarının başından tebrik ediyorum. Gelemeyenlerin selamını üstada, üstadın selamını ise gelemeyenlere iletiyorum. Ruhu şad olsun. Büyük mütefekkirdi. Gençlere çok örnek oldu. Bugün burada gençler tıklım tıklım olurlardı. Geçen yıl burada böyle bir kutlama yapmıştık. Şimdi pandemiden dolayı kimse gelemedi. Ama biz hem bu hasreti sizin aracılığınızla gidermiş olalım, üstat sevdalılarının hepsine buradan selam olsun diyorum. Ruhu şad olsun diyorum. Yetiştirdiği gençlerle beraber önümüzdeki yüzyıllara nice şairlerin, nice mütefekkirlerin yetişmesini temenni ediyorum” dedi.

Necip Fâzıl Kısakürek'in Ölümünün Kaçıncı Yıl Dönümü? - Kaçıncı ...

Üstad Necip Fazıl Kısakürek 25 Mayıs 1983'te hayata veda etmişti. Usta şair Necip Fazıl 33. ölüm yıl dönümünde bir kez daha anıldı. 79 yaşında vefat eden Üstad Necip Fazıl, Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatının ve düşünce hayatının çok yönlü, çok özel, yaşamı ve eserleriyle derin izler bırakan simalardan biridir. İşte Usta Şair Necip Fazıl'ın hayat hikayesi.. 

Necip Fazıl KISAKÜREK: (26 Mayıs 1905 İstanbul-25 Mayıs 1983)

Kahramanmaraşlı bir aileden gelen Necip Fazıl'ın çocukluğu, emekli mahkeme reisi büyük babasının İstanbul Çemberlitaş'taki konağında geçti.İlk ve orta öğrenimini Amerikan ve Fransız kolejleri ile Bahriye Mektebi'nde tamamladı. Lisedeki hocaları arasında Yahya Kemal de vardı. İstanbul edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü'nü bitirdikten sonra gönderildiği Fransa'da Sorbonne Üniversitesi Felsefe Bölümü'nde okudu. Türkiye'ye döndüğü 1928 yılından sonra çeşitli işlerde çalıştı. İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi, Ankara Devlet Konservatuarı, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'nde hocalık yaptı(1939-43). Edebiyat dünyasına 17 yaşında girdi ve ilk şiirleri 1922'de Yeni Mecmu'da yayımlandı. Milli Mecmua ve Yeni Hayat dergilerinde çıkan şiirleriyle kendisinden söz ettirdi. 1934 yılında Abdülhakim Arvasi'yi tanıdıktan sonra fikir hayatında görülen büyük  değişme, yazı ve şiirlerinede yansıdı. 1943'te yayımladığı Büyük Doğu ise, 14 Haziran 1978 tarihine kadar haftalık, aylık ve günlük olarak aralıklarla çıktı.

BAZI ESERLERİ- Şiir: Örümcek Ağı (1925), Kaldırımlar (1928), Çile (1962), Şiirlerim (1969); Oyun: Tohum (1935), Bir Adam Yaratmak (1938), Para (1942), Reis Bey (1964), Ahşap Konak(1964); Hikaye: Bir Kaç Hikaye Bir Kaç Tahlil (1933), Ruh Burkuntusundan Hikayeler(1965), Hikayelerim (1973); Roman: Aynadaki Yalan(1970), Kafa Kağıdı(1983); Tasavvuf: Halkdan Pırıltılar (1948), Çöle İnen Nur (1950), Altun Halka (1960), Tanrı Kulundan Dinlediklerim (1968): Hatıra: Cinnet Mustatili (1955), Büyük Kapı (1965, O ve Ben Adıyla 1974).

 

Çemberlitaş'taki Konak

Necip Fazıl KISAKÜREK çocukluk hatıralarını anlatırken, içinde doğup büyüdüğü konağı en ince ayrıntılarına kadar tasvir eder:

''Çemberlitaş'ta, Sultanahmet'e doğru inen sokaklardan birinde, kocaman bir konakta doğmuşum...

Harem ve selamlık halinde iki kapılı, dört katlı ve bilmem kaç odalı bu konak, içinde, yakıcı hatıraların kaynaştığı tütsü çanağıdır. Renk renk, şekil şekil, fısıltı hatıralar... Bazen de çığlık çığlık...  Çocuk denecek kadar gençken yazdığım' Bir Yalnızlık Gecesinin Vehimleri' isimli hikayemdeki mekan işte bu konak... 

Selamlık kapısının önünde, bodrum katının üstünde, birkaç merdivenle çıkılan köşeleme mermer gibi bir sahanlık ve yanında küçük bir bahçe... Mermer sahanlığa, üst katın çıkıntısından iki sütun iniyor. Ve giriş Kapısı... 

Asıl bahçe, büyük bahçe, konağın arkasında... Bahçenin iki ucunda, uşak odası ve çamaşırhane, iki ayrı binacık...  Ortada, yakın bir bildik gibi suratının bütün çizgileriyle tanıdığım bir dut ağacı. Bahçenin konak tarafında, dikine batırılmış çakıl taşlarından daracık bir yol.

Bahçeye, komşu konakların arka cepheleri bakıyor. Şu esvapçıbaşının, şu bilmem kimin evi...

Konağın içi müthiş girifit. Kocaman salon... Sofalar üzerinde büyüklü küçüklü odalar; ve odalardan geçtikçe oradan buradan sağa sola kıvrılan dehlizler, geçitler, aralıklar, bölükler, merdivenler... Her tarafı loş, her köşede her an akşam havası...rutubet kokuyor her taraf...''[O ve Ben] 

Konakta en önemli konuma sahip olan büyük babasını da anlatan Necip Fazıl, dedesinin üzerindeki etkisini ve yetişmesindeki yerini şu satırlarla dile getirir:

''Büyük babamı görüyorum; Aşağı kattaki yemek salonunda, büyük sofranın başında... Etrafında haremi,kızları,torunları ve gelini... Solunda ve yanı başında ben varım... Hava soğuksa muhakkak onun kürküne bürülüyüm...

Şairimizin 1940'ta yazdığı, çocukluğundan da ipuçları veren ''Nakarat'' şiir çok güzeldir:

Nakarat

Küçükken derdi ki, dadım:

Çoğu gitti, azı kaldı.

Büyüdüm, ihtiyarladım,

Çoğu gitti, azı kaldı.

**

Vur kazmayı dağa Ferhat

Çoğu gitti, azı kaldı.

Kişne kır at, kişne kır at

Çoğu gitti, azı kaldı.

**

Doğar bir gün benim günüm,

Çoğu gitti, azı kaldı.

Kırk gün, kırk gece düğünüm,

Çoğu gitti, azı kaldı.

**

Ektik, ektik, yetişecek,

Çoğu gitti, azı kaldı.

Bütün yollar bitişecek,

Çoğu gitti, azı kaldı.

**

Bir gün anlaşılır şiir;

Çoğu gitti, azı kaldı.

Ekmek gibi azizleşir,

Çoğu gitti, azı kaldı…

Necip Fazıl Kısakürek

Bu haber 203581 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
Irak'ta AVM yangını: 77 kişi hayatını kaybetti
Irak'ta AVM yangını: 77 kişi hayatını kaybetti
Ahmed Şara’dan İsrail'e net mesaj: Suriye’yi savaş alanına çeviremeyecekler
Ahmed Şara’dan İsrail'e net mesaj: Suriye’yi savaş alanına...