Sancıları yıllarca sürdü! 27 Mayıs 1960 darbesi nedir, kim...

Sancıları yıllarca sürdü! 27 Mayıs 1960 darbesi nedir, kim yaptı? 27 Mayıs darbesi kime yapıldı?.

27 Mayıs darbesinin olduğu gece Cumhurbaşkanı Celal Bayar'ın kızı Nilüfer Gürsoy da Çankaya Köşkü'ndeydi. Sabaha karşı uyandırıldı. Tank seslerini duydu, pencereden dışarı baktı. Metalik sesiyle homurdanan tankı gördü. Namlusu köşke doğru çevrilmişti. O an aklına Irak ihtilâli geldi. Henüz üstünden iki yıl geçmişti. Osmanlı hanedanından Prenses Fazile ile evlilik hazırlıkları yapan Irak Kralı Faysal, darbeciler tarafından sarayında katledilmişti. Bayar ve Menderes ailesiyle sık görüşürlerdi.

27 Mayıs 2020 - 08:15

27 Mayıs Darbesi'nin asırlık şahidi Nilüfer Gürsoy o kara geceyi anlattı!

Giriş Tarihi: 27.05.2020  07:03 Güncelleme Tarihi: 27.05.2020  07:43

Başbakan , Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan’ın idam edildiği  darbesinin üstünden tam 60 yıl geçti. Darbe gecesi  olan babası ’ın ’nden götürülüşüne şahit olan 99 yaşındaki , bugüne kadar geçen süreci anlattı.

7 MAYIS DARBESİ'NİN ASIRLIK ŞAHİDİ KARA GECEYİ ANLATTI!

 gecesi  olan babası 'ın 'nden götürülüşüne şahit olan 99 yaşındaki  Hürriyet'e önemli açıklamalarda bulundu.

27 Mayıs darbesinin olduğu gece Cumhurbaşkanı Celal Bayar'ın kızı Nilüfer Gürsoy da Çankaya Köşkü'ndeydi. Sabaha karşı uyandırıldı. Tank seslerini duydu, pencereden dışarı baktı. Metalik sesiyle homurdanan tankı gördü. Namlusu köşke doğru çevrilmişti. O an aklına  ihtilâli geldi. Henüz üstünden iki yıl geçmişti. Osmanlı hanedanından Prenses Fazile ile evlilik hazırlıkları yapan Irak Kralı Faysal, darbeciler tarafından sarayında katledilmişti. Bayar ve Menderes ailesiyle sık görüşürlerdi. Bayar ailesine de o zamandan beri tehdit mektupları geliyordu.

'ADNAN BURADA OLSAYDI'

Nilüfer Gürsoy bunları düşünerek annesi Reşide Hanım'ın yanına gitti. Babasını sordu. "Aşağı indi kızım" cevabını alınca o da aşağı indi. O sırada Berrin Menderes'i gördü. Yanında küçük oğlu Aydın Menderes de vardı. Berrin Hanım çok tedirgindi. Menderes o gün Eskişehir'deydi. "Aman beyefendi, Adnan burada olsa başka türlü mü olurdu acaba?" diye soruyordu. Bayar sakindi. "Artık çok geç" diye cevap verdi. Askerler gelince Nilüfer Hanım ve diğerleri yukarı çıktılar. Bayar darbecilere silah çekti, direndi. Ancak akıbet değişmedi. Onu korumakla görevli Muhafız Alay Komutanı Osman Köksal'ın içi kırmızı renkli arabasıyla köşkten götürüldü. Nilüfer Gürsoy köşkün önündeki bayraktan Cumhurbaşkanlığı forsunun indirilişini seyretti. Bayar'ın yaverleri de üniformalarındaki Cumhurbaşkanlığı alametlerini söküyorlardı.

Demokrasi'nin kara lekesinin 60.yılında eşi Berin Hanım'dan Adnan Menderes'e ağlatan satırlar: Senin suçun günahın yok

Giriş Tarihi: 27.05.2020  07:03

1- 27 Mayıs 1960 tarihi, milli iradeye karşı yapılmış ilk askeri darbe ve Türk demokrasi tarihinde kara bir leke olarak hatırlanıyor. Darbenin 60. yılında, darbeciler tarafından idam edilen merhum Adnan Menderes ve eşi Berin Hanım'ın Yassıada mektupları ortaya çıktı. 60 yıl geçti... Yara hala kanıyor...

BU GALERİYİ PAYLAŞ

Demokrasi'nin kara lekesinin 60.yılında eşi Berin Hanım'dan Adnan Menderes'e ağlatan satırlar: Senin suçun günahın yok

Eski Başbakan Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan'ın idamıyla sonuçlanan 27 Mayıs 1960 darbesi, Türk demokrasi tarihine "kara bir leke" olarak geçti.

Demokrasi'nin kara lekesinin 60.yılında eşi Berin Hanım'dan Adnan Menderes'e ağlatan satırlar: Senin suçun günahın yok

Geri ise demokrasiye vurulan kara bir leke ve hatıratlar kaldı. Adnan Menderes'in 1994 yılında vefat eden eşi Berin Menderes ile mektupları yürekleri dağlayan cinsten. İşte Yavuz Donat'ın kaleme aldığı o yazı...

Demokrasi'nin kara lekesinin 60.yılında eşi Berin Hanım'dan Adnan Menderes'e ağlatan satırlar: Senin suçun günahın yok

'Bugün 27 Mayıs... Çok partili demokrasinin, henüz 14 yaşındayken, bağrına hançerin saplandığı gün.
60 yıl geçti... Yara hala kanıyor.
Bugün... Zaman tünelinden... Birkaç mektubun, birkaç satırını paylaşalım.
Berin Menderes'ten, "Yassıada'daki Adnan'cığına."
Ve Adnan Menderes'ten "Sevgili Berin'ine."

Demokrasi'nin kara lekesinin 60.yılında eşi Berin Hanım'dan Adnan Menderes'e ağlatan satırlar: Senin suçun günahın yok

Dua

Adnancığım,

Yassıada'dan ilk sıhhat haberini gece aldık... Ne kadar sevindik bilemezsin.
Her an sana dua ediyoruz.
Sıhhat ve selametle bize seni kavuşturması için Allah'a yalvarıyoruz.
Berin Menderes

Demokrasi'nin kara lekesinin 60.yılında eşi Berin Hanım'dan Adnan Menderes'e ağlatan satırlar: Senin suçun günahın yok

Allah şahit ki...

Çok sevgili Adnan'ım,

Istırapların en müthişi ne zaman sona ereceği bilinmeyeni.
Bitmek tükenmek bilmeyen günler ve gecelerde naçiz mektuplarım seni bir an olsun avutabildiyse ne mutlu bana.
Allah şahidimizdir ki, ne senin bir suçun, ne de bizim bir günahımız var.
Berin Menderes

 

Demokrasi'nin kara lekesinin 60.yılında eşi Berin Hanım'dan Adnan Menderes'e ağlatan satırlar: Senin suçun günahın yok

"Biricik"

Biricik Berin'im,

Ne kadar üzgün, müteessir (Üzgün) olduğunu nasıl bilmez olabilirim?
Her gün değil, mektuplarını her an bekliyorum. Binlerce öperim.
Adnan Menderes

Demokrasi'nin kara lekesinin 60.yılında eşi Berin Hanım'dan Adnan Menderes'e ağlatan satırlar: Senin suçun günahın yok

Hasret

Berin'im,

Benim için sıhhatine iyi bak... Ne derin bir sevgi ve nasıl bir hasretle hep seni düşünüyorum, bilemezsin.
Binlerce öperim sizi yavrum, Berin'im.
Adnan Menderes

Demokrasi'nin kara lekesinin 60.yılında eşi Berin Hanım'dan Adnan Menderes'e ağlatan satırlar: Senin suçun günahın yok

Ramazan duası

Adnancığım,
Ramazan-ı Şerif'in cümlemiz için hayırlı, uğurlu olmasını dilerken, gelecek ramazanları, bayramları bir arada idrak etmemizi Cenab-ı Hak'tan niyaz ederiz. Dün gece Aydıncığım'la kalktık. O da oruç tutmak, sana dua etmek istedi. Allah kabul etsin masum yavrumun dualarını.
Yüzünden, gözlerinden, hasret, muhabbetle öper, kucaklarız sevgili Adnancığım.
Berin Menderes

Demokrasi'nin kara lekesinin 60.yılında eşi Berin Hanım'dan Adnan Menderes'e ağlatan satırlar: Senin suçun günahın yok

Özlem

Adnancığım,

Bir arada yaşamaya başladığımız günden beri, iki aydan fazla senden ayrı kalmamıştım.
Yarabbi, tam on ay bitiyor.
İçimiz nasıl bir hasret ve iştiyakla (Özlemle) dolu.
Bayramda olsun ailelerin birbirini görmelerine müsaade etselerdi.
Berin Menderes

Demokrasi'nin kara lekesinin 60.yılında eşi Berin Hanım'dan Adnan Menderes'e ağlatan satırlar: Senin suçun günahın yok

"Milyonlarca"

Berin'im

Büyük Allah'ım seni hayırlısı ile görebilmek, size kavuşabilmek lütfunu esirgemez inşallah.
Sen Berin'imi, Aydın'ımı milyonlarca öperim
Adnan Menderes

Demokrasi'nin kara lekesinin 60.yılında eşi Berin Hanım'dan Adnan Menderes'e ağlatan satırlar: Senin suçun günahın yok

İç sızısı

Adnancığım,

Aydın'ımla dün gece biraz çıktık.
Bahçelerden iğde, hanımeli kokuları etrafa yayılıyor, ortalık mis gibi kokuyor.
İçim nasıl sızladı.
Senin kadar havayı, suyu, yürümeyi seven az bulunur.
Sabah namazında dualar kabul olur diye bol bol dua ettim.
Seni bize kavuşturması, ıstırap ve tahammülsüz hasrete nihayet vermesi için.
Boşlukta istinatsız (Dayanaksız) kalmış gibiyim.
Berin Menderes

Demokrasi'nin kara lekesinin 60.yılında eşi Berin Hanım'dan Adnan Menderes'e ağlatan satırlar: Senin suçun günahın yok

Hüzün

Berin'im,

Hayatım... Dün o kadar bekledim, mektubun gelmedi.
Hüznüm bir kat daha arttı.
Bugün alırım inşallah.
O dayanılmaz hasretini bir derece hafifleten, ayrıca heyecan veren, sevgini getiren, nefes alma imkânı veren mektupların.
Görülmemiş bir sevgi ve iştiyakla (Özlemle) güzel yüzünü öperim Berin'im.
Adnan Menderes

Demokrasi'nin kara lekesinin 60.yılında eşi Berin Hanım'dan Adnan Menderes'e ağlatan satırlar: Senin suçun günahın yok

Savunma

Adnancığım,

Dün gece radyodan müdafaanı (Savunmanı) hıçkırıklar içinde dinledim.
Kalbim duracak zannediyordum.
İşlemediğiniz, en küçük kabahatiniz olmayan davaların müdafaalarını yapmak... Buna mecbur olmanız beni nasıl kahrediyor bilemezsin.
Allah sana sabır, metanet, kuvvet versin.
Hâkimlerimize de insaf versin.
Çünkü sizin kadar bigünah (Günahsız) sanık olmamıştır.
Berin Menderes

Demokrasi'nin kara lekesinin 60.yılında eşi Berin Hanım'dan Adnan Menderes'e ağlatan satırlar: Senin suçun günahın yok

Yaşlı gözler

Adnancığım,

Bazen yazdıklarımız ne kadar birbirine uyuyor.
Sana, yeni mektubun gelinceye kadar eskisini elimizden düşürmediğimizi, durup durup okuduğumuzu yazdım.
Sen de mektubunda, yenisini alıncaya kadar eskisini okumakla avunduğumuzu yazıyorsun. Bu sözün içimi rikkatle (İncelikle) doldururken, gözlerimden de yaşlar boşandı.
Berin Menderes

Demokrasi'nin kara lekesinin 60.yılında eşi Berin Hanım'dan Adnan Menderes'e ağlatan satırlar: Senin suçun günahın yok

Istırap

Berin'im benim,

Benim ıstırabımın aslı sen ve siz... Hasretimiz.
Bir dağ başında tek başımıza olsaydık, bu ıstırabım olmazdı.
Mektuplarınla her an yetiştin ve bu sayede hasretin acısına dayanabilmek imkânını bulabildim.
Sana o kadar içten sevgi ve duygularla bağlıyım ki, böyle bir hasret ve sevgi ile seni binlerce öperim.
Biricik Berin'im benim.
Adnan Menderes

Demokrasi'nin kara lekesinin 60.yılında eşi Berin Hanım'dan Adnan Menderes'e ağlatan satırlar: Senin suçun günahın yok

Şükran

Adnancığım,

Bugün müessif Londra uçak kazasının ikinci yıldönümü.
Bu feci ve müthiş kazadan, mucize gibi, seni sağ kurtaran ve bize yeniden bağışlayan büyük Allah'a şükranlarımı sunarken, seni bugünkü durumdan, büyük üzüntü ve ıstıraplardan da tez vakitte kurtarmasını, sıhhat ve selametle seni bize kavuşturmasını dua ve niyaz etmekteyiz.
Berin Menderes

27 Mayıs Darbesi'nin asırlık şahidi Nilüfer Gürsoy o kara geceyi anlattı!

Başbakan , Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan’ın idam edildiği  darbesinin üstünden tam 60 yıl geçti. Darbe gecesi  olan babası ’ın ’nden götürülüşüne şahit olan 99 yaşındaki , bugüne kadar geçen süreci anlattı.

Giriş Tarihi: 27.05.2020 

7 MAYIS DARBESİ'NİN ASIRLIK ŞAHİDİ KARA GECEYİ ANLATTI!

 gecesi  olan babası 'ın 'nden götürülüşüne şahit olan 99 yaşındaki  Hürriyet'e önemli açıklamalarda bulundu.

27 Mayıs darbesinin olduğu gece Cumhurbaşkanı Celal Bayar'ın kızı Nilüfer Gürsoy da Çankaya Köşkü'ndeydi. Sabaha karşı uyandırıldı. Tank seslerini duydu, pencereden dışarı baktı. Metalik sesiyle homurdanan tankı gördü. Namlusu köşke doğru çevrilmişti. O an aklına  ihtilâli geldi. Henüz üstünden iki yıl geçmişti. Osmanlı hanedanından Prenses Fazile ile evlilik hazırlıkları yapan Irak Kralı Faysal, darbeciler tarafından sarayında katledilmişti. Bayar ve Menderes ailesiyle sık görüşürlerdi. Bayar ailesine de o zamandan beri tehdit mektupları geliyordu.

'ADNAN BURADA OLSAYDI'

Nilüfer Gürsoy bunları düşünerek annesi Reşide Hanım'ın yanına gitti. Babasını sordu. "Aşağı indi kızım" cevabını alınca o da aşağı indi. O sırada Berrin Menderes'i gördü. Yanında küçük oğlu Aydın Menderes de vardı. Berrin Hanım çok tedirgindi. Menderes o gün Eskişehir'deydi. "Aman beyefendi, Adnan burada olsa başka türlü mü olurdu acaba?" diye soruyordu. Bayar sakindi. "Artık çok geç" diye cevap verdi. Askerler gelince Nilüfer Hanım ve diğerleri yukarı çıktılar. Bayar darbecilere silah çekti, direndi. Ancak akıbet değişmedi. Onu korumakla görevli Muhafız Alay Komutanı Osman Köksal'ın içi kırmızı renkli arabasıyla köşkten götürüldü. Nilüfer Gürsoy köşkün önündeki bayraktan Cumhurbaşkanlığı forsunun indirilişini seyretti. Bayar'ın yaverleri de üniformalarındaki Cumhurbaşkanlığı alametlerini söküyorlardı.

'KÜÇÜMSEMEM GEÇMEDİ...'

O sıralar Dil Tarih Coğrafya Fakültesi'nin genç asistanı olan Nilüfer Gürsoy, demokrasi tarihine kara leke olarak kazınan bu sahneleri çaresizce izledi. 60 yıl sonra o günleri dün gibi hatırlarken "O zamanki öfke ve isyanımdan arındım ve küçümsemem geçmedi" diyor. 27 Mayıs'ın ordu içindeki bir grubun hareketi olduğunu söylerken dış bağlantılarının ve içerdeki destekçilerinin tam olarak aydınlatılmadığını vurguluyor: "Bugünden 27 Mayıs'a baktığımızda daha geniş bir görüşe varabiliyoruz. 'da yakın zamanlarda yapılmış darbelerin bir benzeriydi. Ülkemize has olmakla beraber diğer darbelerin de bir örneğiydi. Petrole giden yolun üzerindeki ülkeler için çizilmiş bir Ortadoğu projesinin parçası olduk.

'SORUMLULAR YARGILANMADI'

Ülke içinde 27 Mayıs darbesini gerçekleştiren aktörler kimler? Bunun objektif bir araştırılmasına gidilmiş mi? Hiç sanmıyorum. 27 Mayıs'ı gerçekleştirenlerin hüviyetlerine baktığımızda çeşitli eğilimlerden kişiler görüyoruz. Amerika'ya dayalı olandan Rusya'nın KGB'sinde adı geçen geniş bir yelpaze içinde 'Millî Birlikçiler'. Peki ya diğer yardımcıları? Bugüne kadar 27 Mayıs'ı hoş gören, görmeye çalışanlar? Bunların soruşturmaları yapıldı mı? 2012'lerde TBMM'lerde hazırlanan (benim de beyan verdiğim) darbe raporundan bir netice çıkacağını sanmıyorum.

 ihlali daha 27 Mayıs ile başladı. Darbeyi yapanlar Senato'ya girdi. Ömür boyu 'Tabii Senatör' diye 'tabii' olmayan, demokrasi dışı unsurlar olarak yerleştirildiler. Sanki 1945-46'dan beri verilen mücadelelerle demokrasi getirilmemişti! Darbe büyük bir projenin menhus bir parçasıydı.

'TÜM MİLLET MAĞDUR OLDU'

1960'ta Türkiye'de Cumhuriyeti'nin darbeler dönemini başlatanlar,  sürecini gizli açık devam ettiriyor diyebilir miyiz? Bunun üzerinde düşünenlerimiz var mı? Varsa fikirleri nedir, bilmiyoruz. 27 Mayıs darbe mağdurlarına gelince. Darbenin mağdurları sadece bizler değil asıl mağdur milletimizdir."

'103 MİLYON LİRASI VAR' DEDİLER, 16 LİRASI ÇIKTI

Nilüfer Gürsoy, Yassıada'daki yargılama sürecini anlatırken "27 Mayıs'ta DP ve mensupları hakkında ileri sürülen düzmeceler teker teker sırayla gerçek olarak karşımıza çıktı, yaşadık. Suiistimal iddiaları, Atatürk'ü inkâr, Anayasa ihlâli... Babamın bankada 103 milyon lirası olduğunu iddia etmişlerdi, hesabından 16 lira çıktı. Köşkte ailesinin iaşesini bile kendi maaşından karşılardı" dedi.

CELAL BAYAR'IN TORUNLARI ANLATIYOR:

O UĞULTULARI HİÇ UNUTMADIM

Prof. Dr.  tank sesleriyle uyandığı 27 Mayıs gecesini Hürriyet'e şöyle anlattı: "10 yaşımdaydım. Tank uğultularıyla uyandım. O uğultuları hiç unutmadım. Sonra askerler geldi. Büyükbabamın silah çektiğini, direndiğini biliyorum. Sonradan ondan da dinlemiştim, 'İçimden bir ses katil olma dedi' diye anlatmıştı. Darbeden 3-5 gün sonra köşkten ayrıldık. Çeşme'deki evimize gittik. Bir manga asker tarafından ev çevrilmişti. Dışarıyla temasımız kesikti. Gelen mektupları açıp okurlardı. Annem üniversitede asistandı. Sonra üniversiteye gitmedi diye işten attılar. Halbuki evden ayrılmasına izin verilmiyordu. Darbe olduğunda babam Almanya'daydı. Dönüşte havaalanında tutuklandı.
Bayar, Menderes, Polatkan ve Zorlu ülkeye çok değerli hizmetler yaptılar. Sadece uğradıkları hukuksuzlukla değil yaptıkları hizmetlerle de hatırlanmalarını istiyoruz."

15 TEMMUZ'DA KÖPRÜDEYDİM, 27 MAYIS'I HATIRLADIM

Prof. Dr. Akile Gürsoy da o gece köşkte darbenin çocuk şahitlerindendi: "27 Mayıs kanlı bir darbedir. Bir başbakan ve iki bakan asıldı, Yassıada sürecinde tutuklananlardan işkence ve kötü muamele sonucu pek çok kişi ölmüştü. 15 Temmuz gecesi ben tesadüfen  üzerinde sabaha kadar mahsur kaldım. Köprünün üstünden jetler geçti. Büyük bir terör olayı sandım. Sonra darbe girişimi olduğunu öğrendim. 27 Mayıs darbesinde 8 yaşımdaydım. Her şeyi hatırlıyorum. Büyükbabam Bayar'ın Çankaya'dan alınıp götürülmesini, Yassıada mahkemelerini, idamları... Darbe girişimini öğrendiğimde 27 Mayıs'ta yaşadıklarım gözlerimin önünden geçti. Seçilmiş bir hükümete karşı gayri kanuni bir eylem tekrar yaşanıyordu. 27 Mayıs'ta milli irade yok sayıldı. Darbeyi sadece ordu içindeki bir grup değil onları destekleyen sivil gruplar yaptı. Bunların içinde üniversitelerden, medyadan ve diğer sivil çevrelerden birçok kişiler vardı."

Prof. Dr. Emine Gürsoy Naskali, Nilüfer Gürsoy ve Prof. Dr. Akile Gürsoy

Sancıları yıllarca sürdü!   nedir, kim yaptı? 27 Mayıs darbesi kime yapıldı?

 'nin 60.yıldönümü geldi çattı. 'de demokrasimize vurulan ilk ve en ağır darbenin detaylarını araştırıyor. Sonunda 'in Yassıada'da idam edilmesine giden süreç Türkiye'nin gelişimine büyük darbe vurmuş, halkta korku duvarları oluşturmuştu. Darbe sonucunda askeri rejim kontrolü ele geçirmişti. Peki,  ? 27 Mayıs Darbesi kime yapıldı? Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk darbesi, 27 Mayıs 1960'da, Demokrat Parti'nin (DP) "Türkiye'yi baskı rejimine ve kardeş kavgasına götürdüğü" gerekçesiyle, ndeki bir grup subayın ülke yönetimine el koymasıyla gerçekleşti.

27 Mayıs Darbesi nedir? 27 Mayıs 1960 Darbesi kim yaptı?

Yüz binlerce kişi 27 Mayıs Darbesi'nin yıldönümünde bu soruların yanıtını arıyor. 27 Mayıs'ta, Türkiye'nin demokrasisine ilk ve en ağır darbe vuruldu. Sancıları yıllarca sürdü, Adnan Menderes Yassıada'da şehit edildi. Peki, 27 Mayıs Darbesi nedir? 27 Mayıs 1960 Darbesi kim yaptı? 27 Mayıs Darbesi kime yapıldı? İşte 27 Mayıs Darbesi ile ilgili tüm merak edilen soruların yanıtları... Milli Birlik Komitesi, Anayasa ve TBMM'yi feshetti, siyasi faaliyetleri askıya aldı, Cumhurbaşkanı Celal Bayar, Başbakan Adnan Menderes, hükümet üyeleri, DP'li milletvekilleri, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Rüştü Erdelhun ile asker ve bazı üst düzey kamu görevlileri gözaltına alındı.

27 MAYIS DARBESİ NEDİR?

Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk darbesi, 27 Mayıs 1960'da, Demokrat Parti'nin (DP) "Türkiye'yi baskı rejimine ve kardeş kavgasına götürdüğü" gerekçesiyle, Türk Silahlı Kuvvetlerindeki bir grup subayın ülke yönetimine el koymasıyla gerçekleşti.

Türkiye'de 1946 yılında çok partili hayata geçilmesinin ardından 1950 yılında iktidara gelen DP, 10 yıl iktidarda kaldı. DP iktidarının son dönemlerinde ülkede yaşanan gerilim, zaman zaman şiddetle kendisini gösterdi.

Muhalefet partisi CHP'nin genel başkanı İsmet İnönü, bazı yurt gezilerinde saldırıya uğradı. Üniversite öğrencileri, hükümet aleyhine gösterilere başladı. İstanbul Beyazıt Meydanı'nda üniversite öğrencilerinin eylemi sırasında Orman Fakültesi öğrencisi Turan Emeksiz, polis kurşunuyla hayatını kaybetti.

Ülkede yaşananlar nedeniyle İstanbul ve Ankara'da sıkıyönetim ilan edildi. Ankara'da, 5 Mayıs 1960'da bir öğrenci grubu, ''555K'' yani "5'inci ayın 5'inde saat 5'te Kızılay'da" koduyla gösteri düzenledi. 21 Mayıs'ta da Harp Okulu öğrencileri sokağa çıktı ve Zafer Anıtı'na kadar ''sessiz" yürüyüş yaptı.

27 MAYIS DARBESİ BİLDİRİSİ

Olaylardan rahatsızlık duyan Türk Silahlı Kuvvetleri içerisindeki bazı general ve subayların oluşturduğu 38 kişilik Milli Birlik Komitesi, "DP'nin ülkeyi gitgide bir baskı rejimine ve kardeş kavgasına götürdüğü" gerekçesini ileri sürerek, 27 Mayıs sabaha karşı yönetime el koydu. Kurmay Albay Alparslan Türkeş tarafından Ankara Radyosu'ndan okunan bildiriyle ''ihtilal'' duyuruldu.

Bildiride, şöyle denildi:

"Bugün demokrasimizin içine düştüğü buhran ve son müessif hadiseler dolayısıyla kardeş kavgasına meydan vermemek maksadıyla, Türk Silahlı Kuvvetleri memleketin idaresini ele almıştır. Bu harekata Silahlı Kuvvetlerimiz; partileri içine düştükleri uzlaşmaz durumdan kurtarmak ve partiler üstü tarafsız bir idarenin nezaret ve hakemliği altında en kısa zamanda adil ve serbest seçimler yaptırarak, idareyi hangi tarafa mensup olursa olsun seçimi kazananlara devir ve teslim etmek üzere girişmiş bulunmaktadır

27 MAYIS DARBESİ KİME YAPILDI?

Milli Birlik Komitesi, Anayasa ve TBMM'yi feshetti, siyasi faaliyetleri askıya aldı, Cumhurbaşkanı Celal Bayar, Başbakan Adnan Menderes, hükümet üyeleri, DP'li milletvekilleri, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Rüştü Erdelhun ile asker ve bazı üst düzey kamu görevlileri gözaltına alındı.

Menderes, aynı gün yurt gezisi kapsamında bulunduğu Kütahya'da, Albay Muhsin Batur tarafından gözaltına alınarak Ankara'ya götürüldü ve daha sonra diğer tutuklu DP üyeleriyle Yassıada'da hapsedildi.

Yassıada'daki yargılamalar ise 14 Ekim 1960'ta başladı, 15 Eylül 1961'de karara bağlandı. Toplam 19 dosyada toplanan davalar, "anayasayı ihlal" davasıyla birleştirildi. 592 sanıktan 288'i için idam istendi. Kararı açıklayan Yüksek Adalet Divanı, 15 sanığı idam cezasına çarptırdı.

Eski Cumhurbaşkanı Celal Bayar, eski Başbakan Adnan Menderes, eski Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu, eski Maliye Bakanı Hasan Polatkan'ın idam kararları oy birliğiyle alındı. 77 yaşındaki Bayar hakkındaki karar, yaş haddi nedeniyle müebbet hapis cezasına çevrildi.

Eski TBMM Başkanı Refik Koraltan, eski TBMM Başkanvekilleri Agah Erozan, İbrahim Kirazoğlu, eski Tahkikat Komisyonu Başkanı Ahmet Hamdi Sancar, eski Tahkikat Komisyonu üyeleri Nusret Kirişçioğlu, Bahadır Dülger, eski bakanlardan Emin Kalafat, eski milletvekilleri Baha Akşit, Osman Kavrakoğlu, Zeki Erataman ile eski Genelkurmay Başkanı Rüştü Erdelhun hakkındaki idam kararları ise oy çokluğuyla alındı.

Aralarında eski bakan, eski milletvekilleri, Tahkikat Komisyonu üyeleri, İstanbul Valisi ile İstanbul Belediye Başkanı'nın da bulunduğu 31 sanık hakkında ise müebbet hapis cezası verildi. Sanıklardan 92'sine 6 ile 20 yıl arasında ağır hapis, 94'üne de 5 yıl ağır hapis cezası verildi. Sanıkların bazıları kısa süreli hapis cezaları alırken, bazı sanıklar ise beraat etti.

Birçok yabancı ülke lideri, idamların durdurulması için Cemal Gürsel başkanlığındaki Milli Birlik Komitesine defalarca çağrıda bulundu. Bunun üzerine Komite, Celal Bayar, Adnan Menderes, Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu dışındakilerin idam cezasını affetti.

77 yaşındaki Celal Bayar'ın cezası yaş haddi nedeniyle ömür boyu hapse çevrildi. Yassıada'dan Kayseri'ye nakledilen Bayar, 7 Kasım 1964'te rahatsızlığı nedeniyle tahliye edildi. 1883 doğumlu Bayar, 22 Ağustos 1986'da 103 yaşında İstanbul'da hayatını kaybetti.

Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan 16 Eylül 1961'de sabaha karşı, o gün başarısız bir intihar girişiminde bulunan Adnan Menderes ise İmralı Adası'nda 17 Eylül 1961'de sağlık muayenesini yapan doktor heyetinden "sağlam raporu" alındıktan sonra saat 13.21'de idam edildi.

İTİBARI 1990'DA İADE EDİLDİ

TBMM tarafından 11 Nisan 1990'da kabul edilen kanunla, Adnan Menderes ve onunla idam edilen arkadaşlarının itibarları iade edildi.

Aynı kanun uyarınca Menderes, Polatkan ve Zorlu'nun naaşı 17 Eylül 1990'da İmralı'dan alınarak, devlet töreniyle İstanbul Vatan Caddesi'nde yaptırılan anıt mezara taşındı.

Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk darbesinin üzerinden 52 yıl geçtikten sonra 11 Nisan 2012'de, TBMM'de Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu kuruldu.

27 Mayıs 1960! Namluların Köşk’e çevrildiği gece! Tarihin kara lekesi olan geceye şahit olan isim o anları anlattı!

 

İlk demokrasi şehidi Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan değil: 27 Mayıs'ın unutulan şehidi Namık Gedik

 

Demokrasi'nin kara lekesinin 60.yılında eşi Berin Hanım'dan Adnan Menderes'e ağlatan satırlar: Senin suçun günahın yok

ADNAN MENDERES KİMDİR?

Adnan Menderes 1899 yılında Aydın'da doğdu. Anne ve babasını küçük yaşta kaybeden Menderes'i anneannesi büyüttü. Eğitim hayatına İzmir İttihat ve Terakki Mektebi'nde başladı. Kızılçulu Amerikan Koleji'nde okuduğu dönemde misyonerlerle başı belaya girdi. Bu durumdan kurtulmak için çeşitli makamlara başvurdu. Müracaat ettiği makamların birinin başında da Celal Bayar vardı. Daha sonra Ankara Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Birinci Dünya Savaşı yıllarında yedeksubay olarak askerliğini yaptı.

Aydın'da bazı arkadaşlarıyla birlikte, Ayyıldız grubunu kurdu. İlerleyen zamanlarda Piyade Alay Yaveri olarak, savaşa katıldı. Savaştan sonra İstiklal Madalyası almaya hak kazandı. Ali Fethi Okyar tarafından 1930 senesinde kurulan Serbest Fırka'nın Aydın teşkilatını kurarak başkanı oldu. Bu parti kapatılınca, CHP'ye girdi. 1931 yılında, bu partiden, Aydın milletvekili seçildi.

1945 senesine kadar, TBMM'de komisyon raportörlüğü yaptı. O yıl Saracoğlu Hükümeti'nin gündeme getirdiği Toprak Kanunu tasarısını şiddetle tenkit ederek, komisyondan istifa etti. Partide yaptıkları muhalefetten dolayı, 12 Haziran 1945'te, Refik Koraltan ve Fuat Köprülü ile birlikte, CHP Disiplin Kurulu tarafından ihraç edildiler. Bunun üzerine Celal Bayar da hem partiden hem de milletvekilliğinden istifa etti. Bu hareketler, Demokrat Parti'nin 7 Ocak 1946'da kurulmasına vesile oldu.

1946 seçimlerinde, Demokrat Parti'den Kütahya milletvekili seçildi. Celal Bayar'dan sonra, partide ikinci adam konumuna geldi. 14 Mayıs 1950 seçimlerinde, DP, oyların 53,5'ini alarak iktidar oldu. 10 sene boyunca Demokrat Parti'nin tek başbakanı oldu. İktidarı zamanında, 5 hükümet kurdu. Bu on senelik zaman içinde, Türkiye'nin iç ve dış siyasetinde büyük gelişmeler oldu. Sanayileşme ve şehirleşme hamleleriyle ülke büyük bir kalkınma yaşadı.

Tarımda makineler kullanılmaya başlandı. Ulaşım, enerji, eğitim, sağlık, sigorta ve bankacılık alanlarında büyük gelişme yaşandı. 27 Mayıs 1960 tarihinde yapılan gerçekleşen askeri darbeyle, iktidardan indirilerek Yassıada'ya hapsedildi. Milli Birlik Komitesi tarafından kurulan Yüksek Adalet Divanı'nca ölüm cezasına çarptırıldı. Yassıada'da tutuklu bulunduğu 17 Eylül 1961 tahinde İmralı Adası'nda asılarak idam edildi.

Bu haber 200919 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
Cumhuriyet tarihinin en büyük ihracatı: Milli Muharip Uçak KAAN için imzalar atıldı
Cumhuriyet tarihinin en büyük ihracatı: Milli Muharip Uçak KAAN...
Cumhuriyet tarihinin en büyük ihracatı: Milli Muharip Uçak KAAN için imzalar atıldı
Cumhuriyet tarihinin en büyük ihracatı: Milli Muharip Uçak KAAN...