Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı darbe girişimi davasında karar çıktı: Bildiriyi okutan yarbaya müebbet
Giriş Tarihi: 7.4.2021 21:30Son Güncelleme: 7.4.2021 23:26
SON DAKİKA: 497 sanığın yargılandığı FETÖ'nün Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı davasında karar!
Son dakika haberine göre, FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı'ndaki eylemlere ilişkin 497 sanığın yargılandığı davada karar açıklandı. Muhafız Alayı'ndan Genelkurmay Karargahı'na baskına giden ekibin başındaki eski binbaşı Fedakar Akça, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası aldı.
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı'ndaki eylemlere ilişkin, aralarında eski alay komutanları Muhsin Kutsi Barış ve Muhammet Tanju Poshor'un da bulunduğu 497 sanıklı davada karar açıklandı.
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları kampüsünde görülen karar duruşmasına, tutuklu sanıklar ile bazı tutuksuz sanıklar ve taraf avukatları katıldı.
DARBE BİLDİRİSİNİ OKUTAN FETÖ'CÜYE MÜEBBET
Tutuksuz sanıkların son sözlerinin dinlenilmesinin ardından hükmü açıklayan mahkeme başkanı Murat İlhan, darbe bildirisini TRT'de okutan sanık eski Yarbay Ümit Gençer'i, "anayasal düzeni ihlal" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı.
TRT binasına yönelik işgali yöneten eski Albay Muhammet Tanju Poshor'a, 2 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi.
Muhafız Alayı'ndan Genelkurmay Karargahı'na baskına giden ekibin başındaki eski Binbaşı Fedakar Akça ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum edildi.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nin emniyetinden sorumlu Köşk Muhafız Komando Birliğinin komutanı eski Binbaşı Osman Koltarla, müebbet hapis cezasına çarptırıldı.
497 SANIKLI DAVADA KARAR AÇIKLANDI
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı'ndaki eylemlere ilişkin, aralarında eski alay komutanları Muhsin Kutsi Barış ve Muhammet Tanju Poshor'un da bulunduğu 497 sanıklı davada karar açıklandı.
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları kampüsünde görülen karar duruşmasına, tutuklu sanıklar ile bazı tutuksuz sanıklar ve taraf avukatları katıldı.
Duruşmada hükmü açıklayan Mahkeme Başkanı Murat İlhan, Özel Kuvvetler Komutanlığında (ÖKK) görevli 8 sanığa "silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan 7 yıl 6'şar hapis cezası verdi.
İlhan, Cumhurbaşkanı eski başyaveri Ali Yazıcı ile Marmaris'e gitmek için yola çıkan eski yarbay Emin Güven'in yanı sıra sivil imamlar Murat Dayı ve Enver Aygün ile eski ÖKK personellerinin de aralarında bulunduğu 19 sanıktan 16'sına "anayasal düzeni ihlal" suçundan müebbet hapis cezası verdi. 3 sanık ise "silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan 7 yıl 6 ay ile 15 yıl arasında değişen sürelerde hapis cezası aldı.
GENELKURMAY BAŞKANLIĞINA BASKINA GİDENLER
Darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı'nda kalan 108 sanıktan 6'sı, "anayasal düzeni ihlal suçuna yardım"dan 6 yıl 3'er ay ile 15 yıl arasında değişen sürelerde hapis cezasına çarptırıldı. Alayda kalan aralarında erlerin de bulunduğu 102 sanık beraat etti.
Genelkurmay Başkanlığına baskın için Alay'dan ayrılan 117 sanıktan eski binbaşılar Fedakar Akça ve Halil Çınar, "anayasal düzeni ihlal" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, Hüseyin Turan ise aynı suçtan müebbet hapis cezası aldı. Bu grupta yer alan 27 sanık, "anayasal düzeni ihlal suçuna yardım" suçundan 13 yıl 4'er ay ile 15 yıla kadar değişen sürelerde hapis cezası aldı. Tamamı er 77 sanık hakkında ceza verilmesine yer olmadığına ilişkin hüküm kuruldu. 10 sanık beraat etti.
Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı'ndan Milli Savunma Bakanlığı lojmanlarına giden 103 sanıktan eski binbaşı Osman Koltarla'ya "anayasal düzeni ihlal" suçundan müebbet, 3 sanığa "anayasal düzeni ihlal suçuna yardım"dan 16 yıl 8'er ay, 13 sanığa ise aynı suçtan 15 yıl hapis cezası verildi. Bu gruptaki tamamı uzman çavuş 81 sanık hakkında ceza verilmesine yer olmadığı kararlaştırıldı. 5 sanık beraat etti.
TRT BASKININA GİDENLER
TRT kampüsüne baskına giden 141 sanıktan eski albay Muhammet Tanju Poshor, eski yarbaylar Ümit Gençer ve Ekrem Işık ile eski binbaşı Anıl Aktaş, "anayasal düzeni ihlal" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası aldı. Biri yüzbaşı 14 sanık aynı suçtan müe
SON DAKİKA: 497 sanığın yargılandığı FETÖ'nün Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı davasında karar!
Son dakika haberine göre, FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı'ndaki eylemlere ilişkin 497 sanığın yargılandığı davada karar açıklandı. Muhafız Alayı'ndan Genelkurmay Karargahı'na baskına giden ekibin başındaki eski binbaşı Fedakar Akça, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası aldı.
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı'ndaki eylemlere ilişkin, aralarında eski alay komutanları Muhsin Kutsi Barış ve Muhammet Tanju Poshor'un da bulunduğu 497 sanıklı davada karar açıklandı.
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları kampüsünde görülen karar duruşmasına, tutuklu sanıklar ile bazı tutuksuz sanıklar ve taraf avukatları katıldı.
DARBE BİLDİRİSİNİ OKUTAN FETÖ'CÜYE MÜEBBET
Tutuksuz sanıkların son sözlerinin dinlenilmesinin ardından hükmü açıklayan mahkeme başkanı Murat İlhan, darbe bildirisini TRT'de okutan sanık eski Yarbay Ümit Gençer'i, "anayasal düzeni ihlal" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı.
TRT binasına yönelik işgali yöneten eski Albay Muhammet Tanju Poshor'a, 2 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi.
Muhafız Alayı'ndan Genelkurmay Karargahı'na baskına giden ekibin başındaki eski Binbaşı Fedakar Akça ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum edildi.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nin emniyetinden sorumlu Köşk Muhafız Komando Birliğinin komutanı eski Binbaşı Osman Koltarla, müebbet hapis cezasına çarptırıldı.
497 SANIKLI DAVADA KARAR AÇIKLANDI
İlhan, Cumhurbaşkanı eski başyaveri Ali Yazıcı ile Marmaris'e gitmek için yola çıkan eski yarbay Emin Güven'in yanı sıra sivil imamlar Murat Dayı ve Enver Aygün ile eski ÖKK personellerinin de aralarında bulunduğu 19 sanıktan 16'sına "anayasal düzeni ihlal" suçundan müebbet hapis cezası verdi. 3 sanık ise "silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan 7 yıl 6 ay ile 15 yıl arasında değişen sürelerde hapis cezası aldı.
GENELKURMAY BAŞKANLIĞINA BASKINA GİDENLER
TRT BASKININA GİDENLER
15 Temmuz’daki FETÖ’cü darbe girişimi sırasında TRT işgalini yöneten eski Albay Muhammet Tanju Poshor ile darbe bildirisini TRT’de zorla okutan eski Yarbay Ümit Gençer ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Gençer, stüdyoda kamuflajını çıkarıp tören elbisesini giymişti.
Mahkeme, TRT işgalini yöneten Muhammet Tanju Poshor ile darbe bildirisini okutan Ümit Gençer’in de arasında bulunduğu 6 sanığa “Anayasayı ihlal” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi.
ABDULLAH SARİCA
FETÖ’nün darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı’nda yaşanan eylemlere ilişkin 497 sanık hakkında açılan davada karar çıktı. Davanın karar duruşması Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün görüldü.
Muhammet Tanju Poshor
6’SI AĞIRLAŞTIRILMIŞ, 38 MÜEBBET
- Mahkeme, TRT işgalini yöneten Muhammet Tanju Poshor ile darbe bildirisini okutan Ümit Gençer’in de arasında bulunduğu 6 sanığa “Anayasayı ihlal” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Sanık Poshor ayrıca “Cumhurbaşkanı’na suikast” suçundan da bir kez daha ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Cumhurbaşkanı eski başyaveri Ali Yazıcı ile Marmaris’e gitmek için yola çıkan eski Yarbay Emin Güven’in de arasında bulunduğu 32 sanık ise aynı suçtan müebbet hapse çarptırıldı.
Ankara'da FETÖ soruşturması: 51 gözaltı kararı var
Stüdyoda kamuflajını çıkartıp tören elbisesini giyen Ümit Gençer, darbecilerden gelen emirden sonra bildiriyi okumaktan vazgeçmişti.
ALAY KOMUTANINA 61 YIL
Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesi’nce karara bağlanan Genelkurmay çatı davasında 141 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan dönemin Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alay Komutanı ve sözde Yurtta Sulh Konseyi üyesi olan eski kurmay Albay Muhsin Kutsi Barış, bu davada “Kişiyi hürriyetini yoksun kılma” ve 5 kişiye yönelik “yaralama” suçlarından 61 yıl 6 ay hapse mahkum edildi.
FETÖ elebaşı Gülen örgütteki çözülmeyi itiraf etti: Fetret devri
Ali Yazıcı
Muhsin Kutsi Barış
121 SANIĞA BERAAT
Mahkeme 106 sanık hakkında “Anayasayı ihlale yardım” ve “Silahlı terör örgütüne üye olma” suçlarından hüküm kurdu. 106 sanığa bu suçlardan 6 yıl 3’er aydan 16 yıl 8’er aya kadar değişen sürelerde hapis cezası verildi. Sanıklardan 231’i hakkında ceza verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulurken, çoğu er 121 sanığa ise beraat verildi.
TRT BASKININA GİDENLER
TRT kampüsüne baskına giden 141 sanıktan eski albay Muhammet Tanju Poshor, eski yarbaylar Ümit Gençer ve Ekrem Işık ile eski binbaşı Anıl Aktaş, "anayasal düzeni ihlal" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası aldı. Biri yüzbaşı 14 sanık aynı suçtan müebbet, 46 sanık ise "anayasal düzeni ihlal suçuna yardım" suçundan 15'er yıl ile 16 yıl 8'er ay arasında değişen sürelerde hapis cezasına çarptırıldı. Bu grupta yer alan 2'si uzman çavuş 71'i er 73 sanık hakkında ceza verilmesine yer olmadığı yönünde hüküm kuruldu. 4 sanık beraat aldı.
"Cumhurbaşkanına suikast" suçundan yargılanan eski albay Muhammet Tanju Poshor'a, bu suçtan ayrıca ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi, eski yarbay Emin Güver ise "cumhurbaşkanına suikast suçuna yardım"dan 16 yıl 8 ay hapis cezası aldı.
Genelkurmay çatı davasında "anayasal düzeni ihlal" suçundan 141 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan eski Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alay Komutanı kurmay albay Muhsin Kutsi Barış, bu davada "kişiyi hürriyetini yoksun kılma" ve 5 kişiye yönelik "yaralama" suçlarından 61 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı.
Başkan Recep Tayyip Erdoğan'dan 104 emekli amiralin skandal bildirisine sert tepki
Giriş Tarihi: 6.4.2021 07:01 Son Güncelleme: 6.4.2021 07:25
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, olayın tam ortasında CHP'nin olduğunu söyledi. "Bildiri kesinlikle art niyetli. Geçmişi darbelerle dolu ülkede bir gece yarısı 104 emekli amiralin böyle bir girişimde bulunması kabul edilemez" dedi.
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, 104 amiralin gece yarısı yayınladığı darbe imalı bildirisiyle ilgili Külliye'de bir değerlendirme toplantısı yaptı. Erdoğan, açıklamasında bildirinin art niyetli olduğunu anlattı:
Her şeyden önce bir gece yarısı gerçekleştirilen bu eylem üslubu, yöntemi hem de yol açacağı açıkça belli olan tartışmaları itibariyle kesinlikle art niyetli girişimdir.
Emekli amirallerin vazifesi bildiri yayınlamak değildir. Hiçbir kamu görevlisinin topluca böyle bir yola tevessül etme hakkı yoktur.
Geçmişi darbe ve bildirilerle dolu bir ülkede bir gece yarısı 104 emekli amiralin böyle bir şeyi yapması asla kabul edilemez. Bunun adı ifade özgürlüğü değildir.
Ana muhalefet partisini bir kez daha demokrasiden yana tutum almaya çağırıyorum. Şu anda 104 kişinin içerisinde bizzat CHP'nin üyesi olan kendisi karısı yeğeni, oğlu şusu busu olanlar var. Bu işin merkezinde aslında ana muhalefet partisinin ta kendisi var.
Birincisi Montrö anlaşmasının tartışmaya açılması, ikincisi ise basın ve sosyal medyada yer alan bazı görüntülerdir.
Kanal İstanbul ile Montrö arasında kurulan bağ da temelden yanlıştır. Böyle bir projeye karşı çıkanlar en büyük Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlarıdır.
Montrö sözleşmesinden çıkmayla ilgili bir çalışmamız yoktur. TSK'nın disipliniyle bağdaşmayacak fotoğraf veren askere olumlu bakmadık, bakmayız.
Söz konusu fotoğrafı yayınlandığında TSK idari bir soruşturmayı başlatmıştır.
AL SANİ İLE GÖRÜŞTÜ
Başkan Erdoğan, Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad Al Sani ile telefonda konuştu. Görüşmede Türkiye -Katar ilişkilerini geliştirecek adımlar ele alınırken, bölgesel meseleler de değerlendirildi.
81 İLDE DARBE ÇIĞIRTKANI AMİRALLARE BÜYÜK TEPKİ
Demokrasi ve siyaseti hedef alarak darbe çığırtkanlığı yapan 104 emekli amiralden, bildirinin hazırlanmasında ve imzalanması için aktif yer alan 10'u tespit edilerek gözaltına alındı. Emekli 4 amiral de yaşları gereği üç gün içinde Emniyet Müdürlüğü'ne ifade vermeye çağrıldı. Türk Ceza Kanunu'nun 316/1 maddesinde yazılı "Devletin güvenliğine ve anayasal düzene karşı suç işlemek için anlaşma" suçundan resen soruşturma başlatılan amirallerle ilgili arama ve el koyma işlemlerinin usulünce yerine getirildiği açıklandı.
LOJMAN HAKLARI İPTAL
Amirallerin lojman ve koruma hakları iptal edildi. 81 ilde 910 dernek, 408 vakıf, 27 üniversite, 114 oda, 550 sendika, 46 federasyon, suç duyurusunda bulundu. Gaziler ve şehit ailelerinden darbe çığırtkanı amirallere tepki yağdı: "Türkiye'ye diz çöktürmek isteyenlerin uşaklığını yapıyorlar. Hakkımızı helal etmiyoruz".
GÖZALTINA ALINANLAR
Gözaltına alınan emekli amiraller: Ergun Mengi, Atilla Kezek, Alaettin Sevim, Ramazan Cem Gürdeniz, Nadir Hakan Eraydın, Bülent Olcay, Kadir Sağdıç, Türker Ertürk, Turgay Erdağ ve Ali Sadi Ünsal. Emekli amiraller Alaettin Sevim, Ramazan Cem Gürdeniz, Nadir Hakan Eraydın, Bülent Olcay, Kadir Sağdıç ve Türker Ertürk İstanbul'da gözaltına alındı. 3 gün içerisinde Emniyet'e gelerek ifade vermesi istenen 4 emekli amiral: Engin Baykal, Cemil Şükrü Bozoğlu, Mustafa Özbey ve Atilla Kıyat. Bunlara da İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün tebligat yaptı.
ESKİ CHP'LİLERDEN DESTEK
CHP'li eski bakanlar ve milletvekilleri, bir araya geldi, 104 amirale destek bildirisi yayınladı. Aralarında Şükrü Sina Gürel, Çetin Soysal ve Ahmet Güryüz Ketenci'nin de bulunduğu 124 kişi, imzaladıkları bildiride, "Cumhuriyetimizin temel nitelikleri tartışılamaz! Kanal İstanbul yapılamaz! Montrö tartışmaya açılamaz!" dedi. Böylelikle CHP'nin rengi bir kez daha ortaya serildi. Vekiller, "Önce 126 eski büyükelçi Kanal İstanbul ve Montrö Sözleşmesi ile ilgili önemli bir açıklama yaptı. Ardından 103 emekli amiral görüşlerini bildirdi. Ülke çıkarları söz konusu olduğunda, görüş açıklamalarından daha doğal ne olabilir?" dedi.
YÜKSEK TEPKİ
YÜKSEK Yargı Organları'ndan yapılan açıklamalarda darbe imalı bildiriye "demokrasi ve hukuk" vurgusuyla sert tepki geldi.
DANIŞTAY: Devlet organlarının egemenlik yetkisine müdahale edilmesi, demokrasiye ve hukuk devletine zarar vermektedir.
YARGITAY: Anayasal ve yasal yetkiye dayanmayan ve milletin iradesini hedef alan hiçbir güç ve oluşum kabul edilemez.
İÇIŞLERİ BAKANI SOYLU: Darbeyi işaret eden bir bildiri. O gece sabaha kadar uyumadık. İrtibatları ortaya çıkardık.
MİLLİ SAVUNMA BAKANI AKAR: Bildiri demokrasimize zarar vermekten başka bir işe yaramaz...
Darbe imalı bildiriye imza atan 104 emekli amiralden 4'ünün CHP üyesi olduğu ortaya çıktı! İşte isim isim listesi
3 Nisan'da gece yarısı darbe imalı bildiriye imza atan 104 emekli amiral hakkında çarpıcı detaylar ortaya çıkmaya devam ediyor. Bildirinin arkasındaki 104 isimden 4'ünün Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) üyesi olduğu ortaya çıktı. İşte o isimler ve detaylar...

3 Nisan'da gece yarısı darbe imalı bildiriye imza atan 104 emekli amiral hakkında çarpıcı detaylar ortaya çıkmaya devam ediyor.
4'Ü CHP ÜYESİ ÇIKTI
Skandal bildiriye imza atan emekli amirallerden 4'ünün Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) üyesi olduğu ortaya çıktı. Bildiriyi imzalayan isimlerin en başında İYİ Parti Uluslararası Siyasi Kuruluşlar ve Jeo Stratejik Analizlerden Sorumlu Başkan Yardımcısı Ergun Mengi yer alıyordu.
SORUŞTURMA BAŞLATILMIŞTI
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, bir internet sitesinde 104 emekli emekli amiralin imzasıyla yayımlanan ve demokrasi ve siyaseti hedef alan darbe imamlı bildiriye imza atanlar ile varsa irtibatlı oldukları kişilerin tespiti ve yasal gereğinin takdir ve ifası amacıyla resen soruşturma başlatmıştı.
Gözaltına alınan emekli amirallerin ev aramaları ve dijital materyallerinin incelemesinin devam ederken soruşturma kapsamında emekli amirallerin yurtiçi ve yurtdışındaki bağlantılarının araştırıldığı belirtildi.
CHP ÜYESİ OLAN İSİMLER
Sabah'ın haberine göre skandal bildiriye imza atan emekli amirallerden Kadir Nazif Özdağdeviren, Cemil Şükrü Bozoğlu, Cengiz Alpözü ve Mehmet Tayfun Uraz'ın Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) üyesi olduğu tespit edildi.
Diğer birçok amiralin ise, hanımı, kardeşi, kız kardeşi gibi yakın akrabalarının CHP üyesi olduğu olduğu ortaya çıktı.
İşte bildiride imzası bulunan amirallerin CHP üyesi yakınları:
E. Amiral Atilla Kezek - Kadir Nazif Özdağdeviren - Kendisi ve hanımı Zeynep Nur Özdağdeviren
E. Amiral Atilla Kezek - Erkek kardeşi Altan Kezek
E. Amiral Nurhan Kahyaoğlu - Kız Kardeşi Nurten Taşkaya
E. Amiral Mustafa Baha Eren - Oğlu Celal Emre Eren
E. Amiral Cemil Şükrü Bozoğlu - Kendisi
E. Amiral Şükrü Taner Ezgü - Kız kardeşi Nurper Altıne
E. Amiral Abdullah Can Erenoğlu - Kız kardeşi Nesrin Erenoğlu, Erkek kardeşi Müfit Erenoğlu
E. Amiral Türker Ertük - Hanımı Özden Ertürk
E. Amiral Cengiz Alpözü - Kendisi
E. Amiral Gündüz Alp Demirus - Kız kardeşi Gaye Çelebi
E. Amiral Nejat Güldiken - Hanımı Ayşe Güldiken, Kızı Deniz Mutuş
E. Amiral Raif Naldemir - Kız kardeşi Emine Filiz Kaya
E. Amiral Erol Adayener - Kız kardeşi Aksu Özveren
E. Amiral Haluk Sayın - Hanımı Emel Korucuoğlu Sayın
E. Amiral Taner Akkaya - Erkek Kardeşi Kerim Akkaya
E. Amiral Mehmet Tayfun Uraz - Kendisi
E. Amiral E. Amiral Hayati Bilgiç - Erkek kardeşi Sebati Bilgiç
E. Amiral Hasan Nihat Doğan - Annesi Zatinur Doğan
İYİ PARTİLİ İSİM DE VARDI
Bildiriye katılan emekli 104 amiralin ilk sırasında Ergun Mengi yer almıştı. Gözaltına alınan isimlerden olan Mengi, İYİ Parti Uluslararası Siyasi Kuruluşlar ve Jeo Stratejik Analizlerden Sorumlu Başkan Yardımcısı olduğu belirlenmişti.
"BU İŞİN MERKEZİNDE ANA MUHALEFETİN TA KENDİSİ VAR"
Başkan Erdoğan da Külliye'de yaptığı değerlendirme toplantısının ardından konuya ilişkin açıklama yaptı. Erdoğan, "Şu anda 104 kişinin içerisinde bizzat CHP'nin üyesi olan kendisi karısı yeğeni, oğlu şusu busu olanlar var. Bunları da yakın zamanda yazılı ve görsel medyada göreceksiniz." dedi.
İşte Erdoğan'ın o açıklamaları:
Geçmişte 'Genç Subaylar Rahatsız' diyenlerin işi emekli amirallere havale ettikleri anlaşılıyor. Demokrasi ve hukuk içerisinde çözülecek meselelerin, darbe imalı bildirilerin bahane edilmesi siyasi otoriteye rağmen anayasaya bağlılık değil açık tehdittir. Bu tartışma bile başlı başına Türkiye'nin darbe dönemlerinin ürünü bir anayasadan yeni ve sivil bir anayasaya geçiş işlemlerinin ispatıdır. Milletimizin ve özellikle gençlerimizin morallerini bozacak hiçbir hareketi müsamaha ile karşılayamayız. Çarşamba günü Türkiye ekonomisinin salgın şartlarında hangi başarılı işleri ortaya koyduğunu milletimizle paylaşacağım. Şu anda 104 kişinin içerisinde bizzat CHP'nin üyesi olan kendisi karısı yeğeni, oğlu şusu busu olanlar var. Bunları da yakın zamanda yazılı ve görsel medyada göreceksiniz. Bu işin merkezinde aslında ana muhalefet partisinin ta kendisi var. Biz ekonomide bir şeyi konuşuyoruz. Bunu açıkladım. Türk ekonomisini yatırım, istihdam, üretim ve ihracat temelinde büyütmeyi, çok daha iyi yerlere götürme mücadelesi vermeyi sürdüreceğiz.
Son dakika | Başkan Erdoğan Emekli amirallerin bildirisindeki çarpıcı detayı açıkladı
Giriş Tarihi: 6.4.2021 07:01 Son Güncelleme: 6.4.2021 07:25
Son dakika... Başkan Erdoğan, emekli amirallerin yayımladığı bildiriye ilişkin düzenlenen değerlendirme toplantısının ardından yaptığı açıklamada kritik bilgi ve ayrıntılara yer verdi. "Yapılan açıklamaya hak ettiği cevabı vererek millî iradeden yana tavır koyan tüm çevrelere milletim adına şükranlarımı sunuyorum" diyen Başkan Erdoğan "Hadlerini milletimizle birlikte bildireceğiz" şeklinde konuştu. Erdoğan son dakika açıklamasında ayrıca emekli amirallerin bildirisiyle ilgili çarpıcı bir ayrıntıyı açıkladı. Listede kritik isimlerin olduğuna dikkat çeken Erdoğan "104 emekli amiralin muhtıra girişiminde" CHP'nin neden suskun olduğunun kodlarının isim listesinde gizli olduğunu ortaya koydu

Son dakika... Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde; Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Adnan Özbal'ın katılımıyla gerçekleştirilen toplantıya başkanlık etti.
Toplantının ardından açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplantıda iki gündür ülke gündemini meşgul eden emekli 104 amiralin imza attığı bildirinin ayrıntılarıyla değerlendirildiğini söyledi.
"EMEKLİ AMİRAL SIFATIYLA DA OLSA BÖYLE BİR GİRİŞİM KAHRAMAN TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ'NE YÖNELİK BİR BÜHTANDIR"
Bildiriyi, "Her şeyden önce bir gece yarısı gerçekleştirilen bu eylem, hem üslubu hem yöntemi hem de yol açacağı açıkça belli olan tartışmaları itibarıyla kesinlikle art niyetli bir girişimdir" sözleriyle değerlendiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, emekli amirallerin vazifesinin 104 tanesinin bir araya gelerek siyasi bir tartışma konusunda darbe imaları içeren bildiriler yayımlamak olmadığının altını çizdi.
Hiçbir emekli kamu görevlisinin de topluca böyle bir yola tevessül etmeye hakkı bulunmadığına vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz bu amirallerin, diplomatların ve diğerlerinin son dönemde Suriye'den Libya'ya, Doğu Akdeniz'den Ege'ye, Kıbrıs'tan Karabağ'a kadar verdiğimiz mücadelelerin hiçbirinde bir araya gelerek ülkeleri için destek bildirisi yayımladıklarını görmedik. Yine bunları FETÖ'cü hainlerin başlattıkları 15 Temmuz darbe girişimine karşı milletimizin yanında yer alırken de görmedik" açıklamasında bulundu.
"Tartışmanın sebebi kesinlikle ifade özgürlüğü meselesi değildir" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bildiride imzası bulunan bazı isimlerin zaten görüşlerini çeşitli medya mecralarında ve siyasi zeminlerde uzun süredir dile getirdiğine işaret etti.
Medyada görüşlerini dile getiren hiçbir isme de siyasi alandaki açıklamaları sebebiyle herhangi bir soruşturma açılmadığını veya benzeri işlem yapılmadığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: "Ancak, geçmişi darbeler ve bildirilerle dolu bir ülkede bir gece yarısı 104 emekli amiralin böyle bir girişimde bulunması asla kabul edilemez. Bunun adına ifade özgürlüğü diyemeyiz. İfade özgürlüğü, aksi hâlde diyerek başlayan ve ülkenin seçilmiş yönetimini darbeyle tehdit eden cümleleri de kesinlikle kapsamaz. Emekli amiral sıfatıyla da olsa böyle bir girişim kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri'ne yönelik bir bühtandır. Bu yöntem ve bu tarz ifadeler dünyanın her yerinde demokrasiye, hukuk devletine, millî iradenin üstünlüğüne saldırı olarak kabul edilir ve aynı şekilde muameleye maruz kalır."
"BİZİM MUHATABIMIZ DOĞRUDAN MİLLETİMİZDİR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yayımlanan bildirinin millet nezdinde sert tepki görmesinin bir diğer sebebinin de bu bildirinin çok daha büyük bir kampanyanın parçası olarak algılanması olduğuna kaydetti.
Eski diplomatların, eski milletvekillerinin ve Türkiye'ye karşı husumetleriyle bilinen sözde aydınlardan oluşan kimi kesimlerin bir süredir benzer söylemlerle yasamayı, yürütmeyi ve yargıyı hedef aldıklarına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Üstelik bunların çoğu da ülkede dikili taşı olmayan, millete zerre faydası dokunmamış kişilerdir" dedi.
Bazı siyasetçilerin de bu kirli kampanyaya destek vererek âdeta kendilerini inkâr ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz, bildiri yayımlanır yayımlanmaz tüm siyasetçilerin kararlı bir şekilde ve en yüksek sesle karşı duruş sergilerini ve bu noktadaki duruşlarını güçlü bir şekilde beklerdik. Eğer böyle yapmış olsalardı bugün burada sadece millî iradeye verilen desteğe teşekkür için huzurlarınızda bulunacaktım" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ülkemizde yapılan tüm darbelerin, vesayetin millî irade üzerinde kurduğu tahakküm çabalarının hepsinin, demokrasi karşıtı tüm bildirilerin özellikle arkasında yer alan bir zihniyet bu defa da safını aynı istikamette belirlemiştir" ifadelerini kullandı.
Küçük ve ama örgütlü bir kesimin kontrolünden çıkmayı başaramayan Ana Muhalefet Partisi'ni bir kez daha demokrasiden yana tutum almaya çağırdığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: "Buna karşılık, yapılan açıklamaya hak ettiği cevabı vererek millî iradeden yana tavır koyan tüm siyasi parti liderlerine ve temsilcilerine, yargı kurumlarına, üniversitelere, illerimizdeki sivil toplum kuruluşlarına da ayrıca şahsım, milletim adına şükranlarımı sunuyorum. Her zaman ki gibi bizim muhatabımız doğrudan milletimizdir. Bugün de yaşananların muhasebesini milletimizle birlikte yapmak, yol haritamızı milletimizle paylaşmak üzere bir araya geldik. Milleti ve milletin seçtiği yönetimi tehdit etme cüretini gösterenlere hadlerini yine milletimizle birlikte göstereceğiz."
"TÜRKİYE'DE DEMOKRASİYE YÖNELİK HER SALDIRI BU TARZ BİLDİRİLERİN ARDINDAN GELDİ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bazılarının bildiriye karşı "Bunda büyütülecek ne var" diyerek küçümseme yoluna gittiğini belirterek Türkiye'de demokrasiye yönelik her saldırı bu tarz bildirilerin ardından geldiği uyarısında bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "27 Mayıs'ta merhum Menderes'e böyle yapmışlardır. 12 Mart yönetimi yine bir bildiriyle müdahale etmiştir. 12 Eylül'den önceki hükûmetleri aynı şekilde tehditle sindirmeye çalışmışlardı. 28 Şubat'ta ülkenin meşru yönetimine bu pervasızlıkla saldırmışlardı. Kendi hükûmetlerimiz döneminde ise bu tür girişimlere karşı en ağır tepkiyi ortaya koyduğumuz için gerisini getiremediler" açıklamasında bulundu.
Millî iradeye yönelik açık tehditler karşısında derhal ve en etkin şekilde tavır alınmadığı takdirde işin sonunun nereye varabileceğini milletin yakın tarihten çok iyi bildiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İşte bu sebeple yayımlanan bildiriyi özellikle dikkate alıp gereken her tedbiri uygulama kararlılığımızı ortaya koyuyoruz. Elbette bu meseleyi siyasi istismar aracı hâline getirmek isteyenler çıkacaktır. Onlarla da sandıkta hesaplaşacağız" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin kimin demokrasinin ve hukuk devletinin yanında durduğunu, kimin darbecilerin ve vesayetçilerin koltuğunun altına girdiğini gördüğünü aktararak, "İnşallah 2023 seçimlerinde tüm bu yaşananları milletimizin takdirine sunacak, istiklal ve istikbal yolunda verdiğimiz mücadelenin neticesini hep birlikte takip edeceğiz" diye konuştu.
"MONTRÖ SÖZLEŞMESİ'NİN ÜLKEMİZE SAĞLADIĞI KAZANIMLARI ÖNEMLİ GÖRÜYORUZ"
Söz konusu bildiride Montrö Sözleşmesi ile basında ve sosyal medyada yer alan bazı görüntülerin konu edildiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hiç şüphesiz boğazların kontrolünü uluslararası bir komisyon yerine pek çok sınırlamayla da olsa Türkiye'ye bırakan bu sözleşme dönemin şartlarında önemli bir kazanımdır" şeklinde konuştu.
"Her şeye rağmen Montrö'nün ülkemize sağladığı kazanımları önemli görüyor ve daha iyisi için imkân bulana kadar bu sözleşmeye bağlılığımızı sürdürüyoruz" vurgusunda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Montrö Sözleşmesi'nin bugüne kadar akademik dünyada, medyada, diplomasi ve askerî cenahta çok kez tartışıldığını ve Sözleşme'nin tüm boyutlarıyla tartışılmaya da devam ettiğini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün de Montrö Sözleşmesi'nin tartışılmaya açılmasının TBMM Başkanı Mustafa Şentop'a, Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararı aldığı günlerde yöneltilen bir soru üzerine başladığını anımsatarak, "Kendisi de bir hukukçu olan Meclis Başkanımız tamamen teorik olduğunu belirttiği bir cevap vererek konuyu izah etmiş, fakat Montrö'den çekilme diye bir durumun olmadığını da açıkça belirtmiştir" dedi.
Emekli amirallerin bildirisinin omurgasını da Montrö Sözleşmesi'nin oluşturduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şayet amaç Montrö Sözleşmesi ile ilgili tartışmaya katkı sağlamaksa bunun mecrası bildiri yayımlamak değil, akademik dünyada ve medyada görüş ifade etmektir, nitekim bu zaten yapılmaktadır. Hiç kimse de akademideki, medyadaki, siyasi alandaki tartışmalar sebebiyle kimsenin yakasına yapışmamış, meseleyi başka mecralara çekmeye çalışmamıştır. Ancak önceki gece yayımlanan bildiri tamamen bu çerçevenin dışında bir eylemdir" sözlerine yer verdi.
"MONTRÖ SÖZLEŞMESİ'NDEN ÇIKMAYLA İLGİLİ HÂLİ HAZIRDA NE BİR ÇALIŞMAMIZ NE DE NİYETİMİZ VAR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kanal İstanbul ile Montrö Sözleşmesi arasında kurulan bağın da temelden yanlış olduğunun altını çizerek, "Türkiye Kanal İstanbul sayesinde İstanbul Boğazı'ndaki ağır deniz trafiği yükünü hafifletirken, Montrö'deki sınırlamaların dışında tamamen kendi egemenliğinde bir alternatife de kavuşmuş olacaktır. Bu bizim egemenlik mücadelemizdir" diye konuştu.
Kanal İstanbul'un, Türkiye'nin boğazlardaki egemenlik haklarını güçlendirecek bir proje olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Atatürkçülük ve Cumhuriyetçilik adına Türkiye'nin millî egemenlik haklarını tahkim edecek böyle bir projeye karşı çıkanlar en büyük Atatürk ve Cumhuriyet düşmanıdır" dedi.
Cumhurbaşkanı ve ülkenin en büyük partisinin Genel Başkanı olarak vazifesinin Türkiye'nin ve Türk milletinin hak ve menfaatleri neyi gerektiriyorsa onu yapmak olduğunu yineleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Montrö Sözleşmesi'nden çıkmayla ilgili hâli hazırda ne bir çalışmamız ne de böyle bir niyetimiz vardır. Ama gelecekte bu ihtiyaç ortaya çıkarsa ülkemizi dahi iyisine kavuşturmak üzere her sözleşmeyi gözden geçirmekten de çekinmeyiz. Bunları da uluslararası anlaşmaya veyahut da tartışmaya açarız" şeklinde konuştu.
"TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ'NİN DİSİPLİN ANLAYIŞIYLA BAĞDAŞMAYACAK FOTOĞRAF VEREN ASKERE OLUMLU BAKMADIK"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bildiride yer alan ikinci meseleye dair de şu değerlendirmelerde bulundu: "Biz geçmişte cübbeleriyle seçilmiş hükûmete karşı düzenlenen mitinglere katılan rektörlere demokrasi ve hukuk adına karşı çıkmıştık. Geçmişte cübbeleriyle siyasi iktidarı hedef alan brifinglere iştirak eden yargı mensuplarını da demokrasi ve hukuk adına eleştirmiştik. Yine biz geçmişte üniformalarıyla millî iradeyi çiğneyen askerlerin yaptıklarını demokrasi ve hukuk adına doğru bulmadığımızı açıkça söylemiştik. Bugün de aynı yerdeyiz. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin disiplin anlayışıyla bağdaşmayacak fotoğraf veren askere de olumlu bakmadık, bakmayız. Bunun münferit bir hadise olduğu açıkça bellidir. Söz konusu görüntünün yayınladığı gün Türk Silahlı Kuvvetlerimiz zaten kendi içinde çok yönlü bir idari soruşturmayı hemen başlatmış ve sonuçlandırmıştır. Hâlen konu üzerinde çalışan Millî Savunma Bakanlığımız da kendi üzerine düşeni mutlaka yapacaktır. Bizim de yanlış bulduğumuz bu görüntünün ülkenin ve milletin topyekûn huzursuzluğuna yol açacak bir bildirinin bahanesi olarak kullanılmasını ise kesinlikle art niyetli görüyoruz. Aynı şekilde tamamı da yalan veya yanlış olan bilgilerle Millî Savunma Üniversitemizi laiklik ve Atatürkçülük tartışmalarının içine çekmeye çalışanlar da sinsi gayeler taşıyor. Geçmişte darbe imalarını 'genç subaylar rahatsız' diyerek ifade edenlerin Millî Savunma Üniversitemiz sayesinde artık bu imkândan mahrum kalınca işi emekli amirallere havale ettikleri anlaşılıyor."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, demokrasi ve hukuk içinde çözülecek meselelerin darbe imalı bildirilerin bahanesi hâline dönüştürülmesinin, siyasi otoriteye rağmen Anayasaya bağlılık gösterisi değil tam tersine Anayasa'ya yönelik açık tehdit olduğunun altını çizdi.
"MİLLETİN MORALİNİ BOZACAK HİÇBİR HAREKETİ MÜSAMAHAYLA KARŞILAYAMAYACAĞIZ"
Yaşanan tartışmanın bile Türkiye'nin darbe dönemlerinin ürünü bir Anayasa'dan yeni ve sivil bir Anayasa'ya geçiş ihtiyacını ispatlamaya yeterli olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin geleceğine umutla bakmaya en çok ihtiyacı olduğu bir dönemde milletin ve özellikle de gençlerin morallerini bozacak hiçbir hareketi müsamahayla karşılayamayacaklarını kaydetti.
Ana Muhalefet Partisi'nin başını çektiği bir kesimin de bu tartışmanın ekonomik sıkıntıların üzerinin örtülmesi amacıyla kullanıldığını iddiasını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hâlbuki ekonomiye asıl zararı kendilerinin sürekli körüklediği bu tür tartışmalar vermektedir. Çarşamba günü Türkiye ekonomisinin salgın şartlarında hangi başarıları ortaya koyduğunu ayrıntılı şekilde milletimizle paylaşacağım. Kendi ülkelerinin ve milletinin felaketinden iktidar devşirme peşinde koşan muhterisleri milletimizin takdirine havale ediyoruz" dedi.
AMİRAL BİLDİRİSİNDE SON DAKİKA DETAYI: CHP ÜYESİ İSİMLER LİSTEDE
Cumhurbaşkanı Erdoğan, söz konusu bildiriye imza atan 104 kişi arasında CHP üyesi kişilerin, eşi, oğlu, yakını bu partiye üye kişiler bulunduğuna dikkati çekerek, "Şimdi bunları da yakın zamanda yazılı ve görsel medyada göreceksiniz. Ve bu işin merkezinde aslında Ana Muhalefet Partisi'nin ta kendisi var" diye konuştu.
Türk ekonomisini yatırım, istihdam, üretim ve ihracat temelinde büyütmeyi, çok daha iyi yerlere getirme mücadelesi vermeyi sürdüreceklerini tekrarlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'ye neler kazandırdıklarını, yatırımları Çarşamba günü yapacağı millete sesleniş konuşmasında açıklayacağını bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Demokrasimizi de millî iradenin üstünlüğü temelinde darbelere, cuntalara, vesayete karşı gerektiğinde canımız pahasına mücadele ederek güçlendirecek, geliştireceğiz" sözleriyle konuşmasını tamamladı.
YORUMLAR