SON DAKİKA: Korona aşısı orucu bozar mı? Camide teravih...

SON DAKİKA: Korona aşısı orucu bozar mı? Camide teravih kılınacak mı? Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş son noktayı koydu

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş tarafından yapılan son dakika açıklamasında, "Yaptığımız istişareler neticesinde teravih namazını camilerde değil evlerimizde kılmanın uygun olduğuna karar verdik" ifadeleri kullanıldı.

06 Nisan 2021 - 12:40 - Güncelleme: 06 Nisan 2021 - 21:13

SON DAKİKA: Korona aşısı orucu bozar mı? Camide teravih kılınacak mı?  Başkanı Prof. Dr.  son noktayı koydu

Giriş Tarihi: 06.04.2021 Güncelleme Tarihi: 06.04.2021 

Son dakika haberleri... Korona aşısı oruç bozar mı? Camide teravih kılınacak mı? Ramazan ayı öncesinde en çok aranan sorular.  Başkanı Prof. Dr. , bu çok merak edilen sorularla ilgili son noktayı koydu. Erbaş, koronavirüs salgını nedeniyle bu sene de teravih namazlarının evlerde kılınacağını açıkladı. Diyanet İşleri Başkanı koronavirüs aşısının da oruç bozmayacağını belirtti.

Son Dakika Haberi: Camilerde teravih kılınacak mı? Diyanet açıkladı!

Tüm dünyayı etkisi altına alan ve Türkiye'de vaka sayılarının tekrar arttığı koronavirüs salgını döneminde bir kez daha Ramazan ayına yaklaşıyoruz.

Son Dakika Haberi: Camilerde teravih kılınacak mı? Diyanet açıkladı!

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, milyonlarca vatandaşın merak ettiği 'Ramazan ayında teravih namazı camilerde kılınacak mı?' sorusuna yanıt verdi.

Video Player

01:17 | 02:01

Use Up/Down Arrow keys to increase or decrease volume.

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş tarafından yapılan son dakika açıklamasında, "Yaptığımız istişareler neticesinde teravih namazını camilerde değil evlerimizde kılmanın uygun olduğuna karar verdik" ifadeleri kullanıldı.

Müslümanların Ramazan ayında vazgeçilmez ibadetlerinden biri de teravih namazı.

Geçtiğimiz sene salgın nedeniyle teravih namazları evlerde kılınırken bu sene ne olacağı da merak ediliyordu.

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, teravih namazıyla ilgili aldıkları kararı açıkladı.

"EVLERİMİZDE KILMANIN UYGUN OLDUĞUNA KARAR VERDİK"
Erbaş şunları söyledi "Yaptığımız istişareler neticesinde teravih namazını camilerde değil evlerimizde kılmanın uygun olduğuna karar verdik''

İlahiyatçılar ve kanaat önderlerinden teravih değerlendirmesi: İslam bizi korumak içindir

Salgının devam etmesiyle birlikte teravihin evde kılınmasına ilişkin karara ilahiyatçılardan ve İslami STK’lardan destek geldi. Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz, alınan kararın yerinde bir karar olduğunu söyledi. Prof. Dr. Recep Cici ise teravih namazının bütünüyle iptal olmadığına dikkat çekerek, “Sağlık olmadan ibadet olmaz. Teravih namazı evlerde de kılınabiliyor” dedi. Diyanet İşleri Başkanlığının samimiyetine güvendiğini belirten Prof. Dr. Nasrullah Hacımüslümoğlu da, “Zaten tavsiye maiyetinde olmuş bir karar. Evde kılınması daha uygundur. Bence her Müslüman da buna uyması gerekir” ifadelerini kullandı. İsmailağa Fıkıh Heyeti ise İslam’ın salgın hastalık gibi umumi belalarda Müslümanların tedbirli davranmalarını emrettiğini hatırlatarak, “Netice olarak teravih namazlarının da aksatmamak şartıyla evlerde hane halkıyla beraber cemaat halinde eda edilmesi mümkündür” açıklamasında bulundu.İlahiyatçılar ve kanaat önderlerinden teravih değerlendirmesi: İslam bizi korumak içindirKırıkkale'de bir din görevlisi 2020'nin ramazan ayında kurduğu ses sistemiyle komşularına evlerinde teravih namazı kıldırmıştı.

Yeni Şafak’ a konuşan ilahiyatçılar ve STK Başkanları teravih namazı ile ilgili görüşlerini aktardı:

Evlerimizi mescide dönüştürme fırsatı

Uluslararası Müslüman Alimler Derneği Başkanı Abdulvahap Ekinci:

"Diyanet İşleri Başkanlığı'nın teravihin evlerde kılınması kararını daha doğru, daha afdal olduğunu okudum. Hem İslami açıdan hem sosyal yaşadığımız şartlar açısından isabetlidir. Gerçekten Ramazan Şerif denildiği vakit ilk akla oruçla beraber teravih namazı akıllara gelir. Hepimizin arzusu şüphesiz ki cemaat ile bu ibadeti ifa etmek. Ancak yaşadığımız bu pandemi sürecinde ve bu vakaların artışa geçtiği dönemde teravih namazını evde kılmak ve özellikle herkesin evlerini bir mescide dönüştürerek ailecek o manevi havayı teneffüs etmek daha yararlı ve daha isabetli olduğunu düşünüyorum. Ama keşke böyle ağır şartlar ve bu pandemi yaşanmasaydı da o manevi havayı hepimiz camide yaşamış olsaydık. Canı korumak dinimizin emri olarak her şeyin önünde geliyor. Bunun için evde teravih namazını kılmak aile ile birlikte yaşamak ve evimizi de mescide dönüştürme fırsatını bu vesile kaçırmamak gerekir."

UMAD Başkanı Abdulvahap Ekinci

UMAD Başkanı Abdulvahap Ekinci

 Bütünüyle iptal olmuyor

 İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Recep Cici:

 "Diyanet İşleri Başkanlığı'nın teravihin evlerde kılınması kararı yerinde oldu. Çünkü İslam'da ehemmi mühimme takdim etme diye kuralımızda var. En önemlisi esas alınır. Sağlık olmadan ibadet olmaz. Eğer ibadet sağlığı tehlikeye sokuyorsa kazaya bırakılır, telafi edilir. Pandemi sürecinde evlerde de cemaat ile namaz kılmayı kazandırmış oluyoruz. Burada alışkanlıklar üzerinden değil, ihtiyaçlar gereklilikler üzerinden belirlemek zorundayız. Diyanet, tüm Türkiye'yi esas alarak bu kararı verdi. İsabetli bir karar. Buna uymakta fayda var. Teravih namazını bütünüyle iptal olmuyor ki evlerde kılınabiliyor.”

Hastalığın defi için doğrudur

İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz:

"Yerinde olan bir karar. Çünkü asıl olan def'-i mefsedet celb-i maslahat ondan sonra gelir. Defi mefsedet dediğimiz şey hastalıktır onun defi için, ortadan kaldırılması için böyle bir karar alındı. Doğru olan budur."

Tedbir olarak evde kılmak daha münasip

Prof. Dr. Nasrullah Hacımüslümoğlu:

“Diyanet İşleri Başkanlığı, bu salgının devam ettiğini, sağlık açısından henüz bir güvenceye kavuşamadığımızı gerekçe göstererek, istişare neticesinde aldıkları kararın teravih namazının evlerde kılınmasının daha uygun olacağı yönünde bir karar almış. Bu mesleğin bir mensubu olarak kararın isabetli olduğunu söylüyorum. Temel kaynaklarımıza uygundur. Hem ayete hem de Kur’an-ı Kerim’de uygundur. Ayette bile “kendinizi tehlikeye atmayın” diyor. Kim tehlikeli olduğunu söylüyor, güvenilen bir yönetim. Ben hem yönetimime güveniyorum hem de Diyanet yöneticilerine ve samimiyetine güveniyorum. Bu ayeti celileye bakılarak alınan karar doğru ve isabetlidir.

Peygamber Efendimizin bir hadisi şerifi var, “Bir yerde veba işittiğiniz zaman o yere ve onun üzerine gitmeyiniz, ve bir yerde siz bulunduğunuz halde veba zuhur edince ondan kaçarak o yerden çıkmayınız”. Çünkü bu çok enteresan bir hadisi şeriftir. Bu hadisi şerifi bugüne taşıyalım, bugün ne var, korona var, her tarafı kapmayan bir korona var. Peygamber Efendimiz, ‘Siz vebanın var olduğunu duyduğunuz taktirde’ bunu kimden duyarım, devlet erkanından, sağlık bakanlığından, diyanet işleri teşkilatından sorumluluğu onlar üstleniyor. Bu hadis gereğince vebanın söz konusu edindiği yere varmayın. Bu tür kalabalık yerlerde olur mu her zaman mukadder, olabilir. Şayet birisi koronaya yakalanmış ise yerinden çıkmasın. Bu tür yerlere gitmesin. Camiye gittiği zaman pek emin olamayız. Koronaya yakanmış biri camiye gidip ona da diyor ki sakın başkalarına bulaştırma. Ama gelebilir, önlemeyebiliriz.

  • Hz. Ali ve Hz. Ömer'in de uygulamaları var
  • Tedbir olarak en güzel şey, eğer evlerde namazını kılarsanız bu daha uygundur, daha münasiptir. Aslında teravih namazının Cuma namazı gibi Cemaatle eda edilmesi gibi bir mecburiyeti yoktur. Teravih namazının kılınması sünnettir Resulü Ekrem cemaatle kılmıştır. Burada dinen bir sakınca söz konusu değildir. Yapılan uygulama çok doğrudur. Bu konuda Hz. Ali ve Hz. Ömer’in de uygulamaları var. Karar zaten tavsiye maiyetinde olmuş bir karar, evde kılınması daha uygundur. Bence her Müslüman’da buna uyması gerekir. Aksi takdirde böyle bir hastalığa kapılır bir vefat hadisesi olursa bir anlamda kendi ölümüne bir sebep meydana gelecek. Korunma derecelerine azami derecede riayet etmek dinimizin gereğidir. Camilerimizin o muhteşem süsü kaybolmuş olacak. O da Allah’ın takdiri. İslam bizi korumak içindir. Bu bakımdan verilen fetvayı yerinde bulunuyorum.”

İslam, Müslümanların tedbirli davranmalarını emrediyor

İsmailağa Fıkıh Heyeti de, Din-i Mübin-i İslam’ın salgın hastalık gibi umumi belalarda Müslümanların tedbirli davranmalarını emrettiğini belirterek şunları ifade etti:

Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) Ashabına bu hususta farklı vesilelerle birçok tembihlerde bulunmuştur. Bir hadis-i şerifilerinde şöyle buyurmuştur. Hasta olan kişi sağlıklıya uğramasın. Salgın hastalık durumlarında Müslümanların karşılaştığı en mühim meselelerden biri de cemaat ile namaz meselesidir. Böyle meselelerde Müslümanların başvuru mercii, diğer tüm dini meselelerde olduğu gibi elbette Ashab-ı Kiram Efendilerimizdir. Bu gibi fevkalade hallerde cemaat ile namazın terk edilebileceği ile alakalı, Din-i Mübin-i İslamı en samimi şekilde yaşadıklarında kimsenin şüphe duyamayacağı Ashab-ı Kiram Efendilerimizden birçok nakiller gelmiştir. Bu nakillerden biri de Hz. Abdullah b. Ömer (Radıyallâhû Anh)’ın yaşadığı şu hadisedir: İbni Ömer (Radıyallâhû Anh), çok soğuk bir gecede, Mekke yakınlarındaki Zacnan bölgesinde ezan okudu ve sonrasında “Namazları bineklerinizde/konakladığınız yerlerde kılın” diye ilan etti. Sonra bize dedi ki: Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) seferde, çok soğuk veya yağmurlu gecelerde müezzine, ezan okumasını, akabinde “Namazları bineklerde kılın” demesini emrederdi. Bu hadisenin bir benzerini Ashab-ı Kiram Efendilerimizin büyük fakihlerinden Abdullah b. Abbas (Radıyallâhû Anh)’ın amelinde de bulmaktayız. O, afet derecesinde şiddetli yağmur yağdığı bir cuma günü cemaate gelinmemesini ve herkesin evinde öğlen namazını kılmasını emretmiştir.

  • CEMAATİ TERK ETMEYE RUHSAT TANIYAN MAZERETLER VAR
  • Hanefi mezhebinin muteber âlimlerinden İbni Nüceym, el-Eşbah ve’n-Nezair isimli eserinde bu konuya dair “Cemaati terk etmeye ruhsat tanıyan mazeretler kırk civarındadır” demektedir. Bu mazeretlerin arasında bulaşıcı hastalıkları da saymıştır.
  • EVLERDE EDA EDİLMESİ MÜMKÜNDÜR
  • Mezkûr nakillere baktığımızda, fevkalade hallerde cemaat ile namaza ve hatta Cuma namazına dahi ara verilebileceği anlaşılmaktadır. Netice olarak teravih namazlarının da -aksatmamak şartıyla- evlerde hane halkıyla beraber cemaat halinde eda edilmesi mümkündür.”

AŞI ORUCU BOZAR MI?
Ramazan ayı öncesinde bir diğer merak edilen konu ise koronavirüs aşısı orucu bozar mı?

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, oruçlu iken aşı olmakla ilgili de

"Din İşleri Yüksek Kurulumuzun da açıkladığı gibi gerektiğinde oruçluyken aşı olmakta bir sakınca yoktur ve bu durum orucu bozmaz."

Son dakika | Diyanet İşleri'nden flaş 'teravih namazı' kararı!

Son dakika haberi...: "Yaptığımız istişareler neticesinde teravih namazını camilerde değil evlerimizde kılmanın uygun olduğuna karar verdik." dedi.

DİN

Giriş Tarihi: 06.04.2021 Güncelleme Tarihi: 06.04.2021 

ABONE OL 

Son dakika | Diyanet İşleri'nden flaş 'teravih namazı' kararı!

 Başkanı ve Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) Mütevelli Heyeti Başkanı Ali Erbaş, Kovid-19 tedbirleri kapsamında, ramazanda teravih namazının camilerde değil evlerde kılınmasının uygun olduğuna karar verildiğini bildirdi.

Erbaş, TDV Kocatepe Cami Konferans Salonu'nda ana teması "Şifa Ayı Ramazan" olan 2021 Yılı Ramazan Ayı Bilgilendirme Toplantısı'na katıldı.

Kur'an-ı Kerim tilavetinin ardından Diyanet İşleri Başkanlığınca belirlenen "Şifa Ayı Ramazan" ana temalı videoların gösterildiği programda konuşan Erbaş, 12 Nisan Pazartesi günü kılınacak teravih namazının ardından, 13 Nisan Salı günü tutulacak oruç ile mübarek ramazan ayına girileceğini belirtti.

Erbaş, Kur'an-ı Kerim'de adı zikredilen çok kıymetli bir zaman olan ramazanın insanlara yaratılış gayesini ve sorumluklarını hatırlattığının altını çizerek, şunları kaydetti:

"Bilindiği üzere, her sene ramazan ayında yüce dinimizin ve İslam ahlakının hayat veren ilkelerinden birini gündeme taşıyoruz. Bu sene de ramazan temasını 'Şifa Ayı Ramazan' olarak belirledik. Mümin gönüllerde 11 ayın sultanı olarak yer eden ramazan, bütün yönleriyle maddi ve manevi hastalıklarımız için bir şifa ayıdır. Ramazan, her türlü günah ve hatadan hicret ederek ruhumuzu esaretten kurtardığımız ve böylece huzur bulduğumuz, halimizi Allah'a arz ederek aczimizi itiraf edip gurur, kibir gibi hastalıklardan kurtulmayı umduğumuz bir şifa ayıdır."

"BU DÖNEM AİLE BAĞLARININ GÜÇLENDİRİLMESİ İÇİN BİR FIRSAT OLARAK GÖRÜLMELİ"

Bu ramazan ayının da geçen sene olduğu gibi Kovid-19 şartlarında karşılandığına işaret eden Erbaş, bu dönemin aile bağlarının güçlendirilmesi için bir fırsat olarak görülmesi ve ramazanın manevi güzelliklerinin evlerde aile bireyleriyle birlikte yaşamaya daha çok özen gösterilmesi gerektiğinin altını çizdi.

Erbaş, bu çerçevede yayınlarıyla millet için adeta bir okul haline gelen Diyanet Televizyonu ve radyolarında ramazana özel programlar yapılacağına değinerek, bu bereketli zamanların daha çok okuma ve tefekküre vesile kılınması amacıyla TDV ve Diyanet İşleri Başkanlığı yayınlarının herkese ulaşması için kitap kampanyaları yapılacağını duyurdu.

Ramazan ayının aynı zamanda yardımlaşma ve paylaşma mevsimi olduğunu aktaran Erbaş, şöyle devam etti:

"TDV, Diyanet İşleri Başkanlığı ile birlikte her yıl olduğu gibi bu sene de ramazan vesilesiyle yardım organizasyonları yapacak. 'Kardeşlerini Unutma Beklenen Sensin' temasıyla yürüttüğümüz 2021 yılı ramazan programı kapsamında yurt içinde 81 il ve tüm ilçelerde, yurt dışında mağdur, mazlum ve muhtaç insanların yaşadığı bölgelerde ramazanın manevi iklimini yaşatacağız.

Gıda, alışveriş kartı, bayramlık kıyafet gibi hazırlıklarla toplamda 61 milyonluk yardım yapacağız. Milletimiz zekat ibadetini genelde ramazan ayında yerine getirmektedir. Bu anlamda zekat verecek olan kardeşlerimize en güzel şekilde rehberlik yapmak ve zekatlarla muhtaçları buluşturmak için vakfımız bünyesinde ilk defa Zekat Müdürlüğü kurduk."

"İSLAM İLE İLGİLİ YAZAN, KONUŞAN VE PROGRAM YAPAN HERKESTEN SAHİH BİLGİYE BAĞLI KALMALARINI İSTİRHAM EDİYORUM"

Erbaş, salgın nedeniyle evlerde ihya edilecek ramazan ayında medya organlarına ve mensuplarına çok daha büyük görevler düştüğüne dikkati çekerek, şu ifadeleri kullandı:

"Medyada ve dijital ortamlarda yüce dinimiz İslam ile veya başta oruç olmak üzere ibadetlerle ilgili yazan, konuşan, program yapan herkesten sahih bilgiye bağlı kalmalarını özellikle istirham ediyorum. Sorumluluk bilinciyle hareket etmelerini, yanlış, zayıf, mesnetsiz bilgilerden kaçınmalarını istiyorum. Gereksiz konular ve tartışmalarla milletimizin zihinlerini meşgul etmemelerini, fitne ve tefrikaya sebep olabilecek her türlü tutum ve davranıştan uzak durmalarını özellikle rica ediyorum. Aziz milletimizden de görsel medyada, sosyal medyada ve dijital ortamlarda kaynağı belli olmayan, tartışma, çatışma, fitne ve tefrikaya dayalı içerik ve söylemlere itibar etmemelerini istirham ediyorum."

"TERAVİH NAMAZLARIMIZI EVLERİMİZDE KILMANIN DAHA UYGUN OLDUĞUNA KARAR VERDİK"

Dünya genelinde yaşanan salgının tehlikesinin ve vaka ile vefat sayılarının artmaya devam ettiğine vurgu yapan Erbaş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yaptığımız çok yönlü değerlendirmeler ve başta Sağlık Bakanlığımız olmak üzere, devletimizin yetkili organlarıyla yaptığımız çok yönlü istişareler neticesinde mevcut şartlarda teravih namazlarımızı camilerde değil evlerimizde kılmanın daha uygun olduğuna karar verdik. Elbette gönlümüz istiyordu ki teravih namazlarımızı camilerimizde kılalım, çoluğumuzla çocuğumuzla o coşkuyu camilerimizde yaşayalım. Ancak, salgın hastalık tehlikesi, teravih namazının uzun süre kapalı bir alanda kalmayı gerektirmesi, belirti göstermeyen vakaların varlığı gibi nedenlerden dolayı geçen sene olduğu gibi teravih namazlarımızı evlerimizde kılacağız. Tabii acı ve üzücü. Yani böyle bir duyuruyu yapmak benim için gerçekten çok acı ama sağlık çok önemli."

Erbaş, İslam'a göre insan sağlığının öncelikli olduğunu belirterek, şunları söyledi:

"İnsan, sağlığından olacaksa bazen haram bir şey ile kendisini o ölümden kurtarmaya ve sağlığını korumaya yönelik fetvalar verilmiştir. Dolayısıyla bizim bu konuda çok dikkatli olmamız gerekiyor. Dikkatsiz ve tedbirsiz davranarak tek bir kişinin sağlığını tehlikeye atmak büyük bir vebaldir. Ramazana özel bir ibadet olan teravih namazını cemaatle evlerimizde kılalım, cemaatle kılamıyorsak ferdi olarak kılalım. Yani çocuklarımızla birlikte cemaat yaparak evlerimizde kılarsak bu gerçekten bizim için çok iyi olacak. Böylece bu salgın şartlarında evlerimizde çok güzel bir ibadet ortamı da oluşturmuş oluruz. İnşallah hep beraber evlerimizde ailemiz ve çocuklarımızla bu güzel ibadeti yerine getirerek camilerimizde teravih namazında buluşamamanın hüznünü bir nebze de olsa gidermeye çalışırız. Şayet bu süreçte salgının seyrine göre camilerimizde teravih namazı kılabilme imkanı olursa bunun da kararını alıp milletimizle derhal paylaşırız."

Erbaş, vatandaşlardan "Oruçluyken aşı olabilir miyiz?" şeklinde çok yoğun bir şekilde sorular aldıklarını bildirerek, "Din İşleri Yüksek Kurulumuzun da açıkladığı gibi gerektiğinde oruçluyken aşı olmakta bir sakınca yoktur ve bu durum orucu bozmaz." açıklamasında bulundu.

Toplantıda, TDV'nin bu yılki ramazan etkinliklerine yönelik hazırladığı ve "Misal" adıyla tanınan rap müzik sanatçısı Resul Aydemir'in seslendirdiği parçanın yer aldığı tanıtım filmi gösterildi.

Diyanet'ten flaş 'teravih namazı' kararıDİYANET'TEN FLAŞ 'TERAVİH NAMAZI' KARARI

Bu haber 902511 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
Hindistan Pakistan savaşında SON DAKİKA! Ölü sayısı artıyor! 5 Hint uçağı düşürüldü...
Hindistan Pakistan savaşında SON DAKİKA! Ölü sayısı...
Başkan Erdoğan MHP lideri Bahçeli ile görüştü! Gündem Terörsüz Türkiye'de yeni aşama
Başkan Erdoğan MHP lideri Bahçeli ile görüştü! Gündem...